05.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Lale Danışman
İş hayatına ne zaman ve nasıl katıldınız?
Bu sektördeki kariyerime Exsa Konfeksiyon’la başladım, yurtdışında dünyaca ünlü firmalara Bossa kumaşlarımızla oluşturduğumuz koleksiyonları pazarlıyorduk. Daha sonra ise perakende işine geçerek Giysa’yla devam ettim. Topshop ve Arcadia bünyesindeki altı markayı Türkiye’ye getirdik. 2004’te kendi şirketimi kurup, 2008’de PINKO’yu bünyemize aldık.
-Ankara Üniversitesi Arkeoloji bölümü mezunusunuz. Farklı bir sektörde eğitim almanıza rağmen o zamanlarda da modaya ilginiz var mıydı?
Her zaman modaya ilgim vardı. Şimdi ise kariyerimin de üzerine kurulduğu bu dünya benim için büyük bir önem taşıyor.
-PINKO’dan sonra Koton markasıyla da işbirliği yaptınız. Bu sayede her bütçeye sahip kadınlar tasarımlarınızı taşıyabilme imkanı elde etti. Tasarım işi nasıl başladı?
PINKO markasının Türkiye distribütörüyüm. Ve tüm koleksiyonun satın almasını ben yapıyorum. İtalya’nın bana teklif ettiği bu özel proje, Milano’da satın almalara gittiğimde koleksiyonlara yaptığım yorumların da etkisiyle gelişti. Uzun yıllar yürüttüğümüz işbirliğiyle bir araya geldiğimizde giyim tarzımı ve verdiğim fikirleri beğendiklerini söyleyerek PINKO için bir koleksiyon hazırlamamı istediler. Daha önce kimseye yapmadıkları bu teklif beni mutlu etti ve kabul ettim. Koton ise bu özel projelerden sonra gerçekleşti. Yaptığım koleksiyon parçalarının kısa sürede tükenmesi de göstergesi olduğu için mutluyum.
-İş hayatınızda kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
PINKO distribütörlüğü ve onlara kendi adıma yaptığım koleksiyon devam ediyor. Bu yıl başında kurulan internet sitemizle daha güçlü hale geldik. Zamanım el verdikçe üretmeye devam edeceğim.
Hareketli biriyim. Hayal etmeyi ve yenilikleri seviyorum. Farklı ilgi alanlarım var; moda, sanat, teknoloji, müzik, kitap, tarih, arkeoloji, seyahat gibi... Durursam yorulabileceğimi düşünürüm.
‘Olmuyorsa pes etme, yine dene!
-Hayatınızda uyguladığınız kurallar ve prensipleriniz neler?
Hayal et, çalış ve dene. Olmuyorsa pes etme, yine dene. Bu, net bir özet benim için...
-Yaratıcılığınızı etkileyen faktörleri nasıl sıralarsınız?
Seyahatler, gezdiğim ülkelerin sokak stilleri, toplumların kültürleri, içinde olduğum sanat dünyası, okuduğum kitaplar... Aslında hayatımda tüm yaptıklarım birer etken.
-Nasıl bir stratejiyle bu kadar başarıya sahip oldunuz?
İşin sırrı, sevdiğin işi yapmak ve yaptığın işten keyif almak!
-Girişimci olmak isteyen kadınlara bir mesaj vermek ister misiniz?
Bir işe başlamak işin yarısı, azim ve istikrar ise sonrasında geliyor.
İşiniz ne olursa olsun, önce onu sevmelisiniz. Hemen büyük başarılar beklemeyin, başarısızlıkları ders olarak kabul edip, inançla devam edin.
‘Trendleri takip ederim’
-Çoğu kadının hayran kaldığı giyim stiliniz hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Sürekli yenilenen trendlere ayak uydururken, kendi tarzımdan ödün vermemek sanırım stilimin ana unsurlarından. Zamansız parçalara inanan biriyim.
-Türk kadınının tarzını nasıl buluyorsunuz?
Modayı yakından takip ediyorlar. Son trendleri bilen, giyim tarzında uygulayan stil sahibi çok kadın var.
-Sosyal sorumluluk projelerine de son derece duyarlısınız. Örneğin, yönetiminde olduğunuz MİKADER’le, moda sektöründe proje yapmayı düşünür müsünüz?
Uzun yıllardır bu tür işbirlikleri yapıyoruz. Kermesler düzenliyoruz, pek çok markayı da dahil ediyoruz. Sosyal sorumluluk alanında ülkemiz son derece duyarlı davranıyor. Bizim de bu kapsamda çalışmalarımız devam edecek.