26.11.2024 - 02:28 | Son Güncellenme:
Ä°remnur Kurban
Ä°remnur Kurban / iremnurkurban@gmail.com-ÂKapadokya, eÅŸsiz doÄŸal ve kültürel bir mirası içinde barındıran, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliÄŸi yapmış büyüleyici bir bölgedir. Bu coÄŸrafyanın hiç kuÅŸkusuz en ilginç yapılarından biri de yer altı ÅŸehirleridir. Volkanik kayaların kolay ÅŸekil alabilen yapısı sayesinde insanlar, güvenlik ve yaÅŸam alanı saÄŸlamak için yüzyıllar boyunca bu yer altı ÅŸehirlerini inÅŸa etmiÅŸtir. Özellikle baskınlar, savaÅŸlar ve iklim koÅŸulları gibi tehditlere karşı korunmak amacıyla oluÅŸturulan bu ÅŸehirler, çok katlı yapıları, karmaşık tünel sistemleri, ibadet alanları, ÅŸarap mahzenleri ve havalandırma sistemiyle dikkat çekmektedir. Kapadokya’da yaÅŸayan insanların yeryüzünü bırakıp yer altına inmelerine neden olan durum neydi? Bunun temel nedeni düşmanlardan korunmak ve can güvenliÄŸi saÄŸlamaktı. Bu yer altı ÅŸehirleri sürekli yaÅŸam sürdürülen yerler deÄŸildi. Farklı nedenlerle her seferinde biraz daha derine giderek odalar, çeÅŸitli hacimler, bunları birbirine baÄŸlayan koridorlar, geçitler, galeriler, labirent ÅŸeklinde tüneller, su kuyuları, kaçış tünelleri kazarak yer altı köylerini ve ÅŸehirlerini oluÅŸturdular. Bunlar kalıcı yaÅŸam merkezleri deÄŸil, geçici birer sığınak olarak kullanılmıştır.
Kullanım dönemleri
En yoğun kullanım dönemi Romalıların baskısından kaçan Hristiyanlarca M.S. 1-4. yüzyıllar; önce Sasani daha sonra Arap akınlarına karşı da 7-9. yüzyıllar arasında kullanılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ise kısa süreli olarak kullanıldığı kabul edilir. Kayıtlara göre Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın Kütahya’ya kadar geldiği Anadolu’yu işgali sırasında Hristiyanlar ve Müslümanlar birlikte yer altı şehirlerine inmişlerdir. Bugün gezilebilen yer altı şehirlerinin son hali Bizans Dönemi’nden günümüze kalmıştır. Yerel halk 1924 yılındaki mübadeleden sonra bu şehirlerin bazı bölümlerini samanlık, kiler ve soğuk depo işlevleriyle kullanmışlardır.
Havalandırma imkânı
Yer altı şehirlerinde nem yok ve böcek yaşamıyor. Hava bacaları sayesinde havalandırma sistemi sorunsuz. Bu nedenle içerde bulunanları dışarıdan duman göndererek teslim olmaya zorlamak nafile bir çaba olmuştur. Yer altı şehirlerinin saldırganlara karşı teslim olduklarına dair kanıtlar yoktur. Dıştan uzun süreli kuşatmanın da caydırıcılığı zordur. Çünkü bu şehirlerde yaşayanların yiyeceklerini depolayabilmesi, hayvanlarını yetiştirebilmeleri ve kuyularda bol bulunan suları burada uzun süre kalmalarına imkân sağlıyordu. Bunun yanında gizli tünellerden zaman zaman dışarı çıkma imkânı da bulabiliyorlardı.
Bu mekânlarda en üstte giriş katları hayvanlara ayrılmıştır. Daha aşağıya indirmenin zorluğu nedeniyle bu bölüm ahır olarak kullanılmıştır. Yine şırahaneler ve mutfaklar da üst katlarda bulunmaktaydı. Yaşam alanlarının dışında ölüm ve ibadet içinde ayrı bölümler ayrılmıştır. Birçok yer altı şehrinde mezar oyukları, şapel ve kilise görülmektedir. Doğum ve hastalık gibi durumlar için ne gibi önlemlerin alındığı bilinmiyor. Tuvalet alanlarına ise şu ana kadar sadece Gelveri ve Tatlarin yer altı şehirlerinde rastlanmıştır. Kapadokya’da birçok yeraltı şehri bulunmasına rağmen, en bilinen ve en çok ziyaret edilenlerden bazıları Derinkuyu, Kaymaklı, Özkonak ve Mazı yer altı şehirleridir. Her biri kendine has mimarisi ve tarihiyle keşfedilmeyi beklemektedir.
En büyüğü Derinkuyu
Kapadokya’da bulunan yer altı şehirlerinin en büyüğü olan Derinkuyu, 1963 yılında bir ev tadilatı sırasında keşfedilmiştir. Yer altı şehri yaklaşık 85 metre derinliğe ulaşır. Sekiz kattan oluşan bu devasa yerleşim alanı, 20 bin kişiye kadar insanın uzun süre boyunca barınabileceği bir yapıya sahiptir. Derinkuyu, sadece büyüklüğü ile değil, aynı zamanda karmaşık yapısı ve mühendislik harikası detaylarıyla da öne çıkar. Derinkuyu’nun inşası M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzanır ve Frigler Dönemi’nde başladığı düşünülür. Roma ve Bizans dönemlerinde ise genişletilmiş ve Hristiyanların saklanma yeri olarak kullanılmıştır. İşgal ve saldırılar sırasında insanların barınması için yapılan bu şehir, bir kale gibi düşünülmüş ve her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlanmıştır. Özellikle Pers, Arap ve Roma akınları gibi dış tehditlerden korunmak için geniş, güvenli sığınaklar olarak tasarlanan yer altı şehri, zor iklim koşulları ve yırtıcı hayvanlardan korunma imkânı da sağlar. Derinkuyu’nun mimarisi, insanların burada uzun süre yaşayabilmesi için tasarlanmış özel alanları içerir. Şehrin öne çıkan özellikleri şöyledir.
Yaşam alanları ve barınaklar: İnsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için yatak odaları, oturma alanları ve yemek pişirme alanlar inşa edilmiştir. Ayrıca, hayvanlar için ahır bölümleri de bulunur.
İbadet alanları: Altınca katta geniş bir kilise bulunmaktadır. Bu alan, dini törenlerin ve ibadetlerin yapılabileceği şekilde düzenlenmiştir. Hristiyanlık döneminde Kapadokya’daki yer altı şehirleri, özellikle Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlara yönelik baskıları sırasında önemli sığınak işlevi görür. İlk Hristiyanlar, inançlarını özgürce yaşayabilmek ve baskılardan korunabilmek için bu yer altı şehirlerinde ibadet ettiler, yaşamlarını sürdürdüler ve gizlice dini faaliyetlerini yürüttüler. Yer altı şehirlerinde kiliseler, vaftizhaneler ve dini toplantı alanları inşa edildi. Böylece Hristiyan toplulukları güvende kalarak inançlarını sürdürdüler.
Depolama alanları: Gıda ve içme suyu depolamak amacıyla büyük ambarlar ve şarap mahzenleri tasarlanmıştır. Bu ambarlar, insanları dışarı çıkmadan besleyebilecek kapasitededir.
Savunma mekanizmaları: Yer altı şehrinde gizli geçitler, kilit taşları ve tuzaklar bulunur. Katlar arasında geçişi engellemek amacıyla kullanılan ağır taş kapılar, düşmanların içeri girmesini zorlaştırır.
Havalandırma sistemleri: Derinkuyu’nun havalandırma sistemi oldukça karmaşıktır. Yüzeyle bağlantılı 50’den fazla hava bacası sayesinde şehrin her yerine temiz hava taşınır. Derinkuyu Yer Altı Şehri, turistik ziyaretlere açık olup, Kapadokya’yı ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken yerler arasındadır. Tünellerin dar ve katların oldukça derin olması, şehri keşfederken heyecan verici bir macera sunar. Ancak klostrofobiye eğilimi olan ziyaretçilerin dikkatli olması önerilir. Kapadokya’nın büyüleyici tarihine tanık olmak için yer altı şehirleri ideal birer duraktır. Bu yapılar, eski medeniyetlerin zorlu koşullarda nasıl hayatta kaldıklarını gözler önüne serer ve ziyaretçilere eşsiz bir tarih yolculuğu sunar.
Diğer önemli yer altı şehirleri
Kaymaklı: Kapadokya’nın en geniş yer altı şehirlerinden biri olan Kaymaklı, sekiz kata sahip olmasına rağmen dört katı ziyaret edilmektedir. Geniş kullanım alanları, depo ve mutfak gibi günlük yaşam ihtiyaçlarına yönelik bölümleriyle dikkat çeker.
Özkonak: Farklı savunma mekanizmalarıyla bilinir. Şehirde, düşmanlara zarar vermek amacıyla tasarlanmış özel su kanalları ve tuzaklar yer alır.
Mazı: Daha az bilinen bu şehir, diğerlerine göre daha küçük olsa da etkileyici detaylara sahiptir. Özellikle Kaymaklı Yer Altı Şehri şarap üretimi ve saklama bölümleriyle tanınır.