19.09.2024 - 03:14 | Son Güncellenme:
METİN ERCİHAN
METİN ERCİHAN- Baklan ilçesindeki Boğaziçi köyünün kültür ve geleneklerini yaşatmak için çalışmalar yapan Çalkebir Kültür Derneği, 836 yıllık Boğaziçi Camii’nde yer alan musalla taşının üzerindeki yazıların okunması için Pamukkale Üniversitesi akademisyenlerinden yardım istedi. Pamukkale Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Yusuf Kılıç, dernek yöneticilerinin çağrısı üzerine musalla taşının üzerindeki yazıları inceledi.
Grekçe iki satır
Prof. Dr. Kılıç, musalla taşının üzerindeki Grekçe iki satırdan oluşan yazıyı Türkçeye çevirdi. Kılıç, taş üzerinde bulunan yazının ilk satırında “Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir” ifadesinin olduğunu tespit etti. İkinci satırda ise Sarpedon, Ikion ve Athanasios isimlerinin yazıldığını belirleyen Kılıç, şunları kaydetti: “Taşın üst tarafı düz olduğu için musalla taşı olarak kullanmışlar. Alt tarafında ise iki satır yazı var. Bu taşı ters çevirip üzerindeki iki satır Grekçe yazıyı tercüme ettiğimizde şöyle bir sonuca vardık; üst satırında ‘Bu bina Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir’. Yani kilise, o dönemde bugünkü ismi Boğaziçi yerleşkesi olan yer Kaeto halkı tarafından inşa edilmiştir.”
Kılıç, musalla taşının, M.S. 5. yüzyıla ait bir yapı taşı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Alt satırda yazan Sarpedon M.Ö. 1200’lerde yaşamış Anadolulu eski bir kahramanın adı. Homeros’un İlyada Destanı’nda da adı geçen bu kahramanın, Truva Savaşlarına katıldığından bahsediliyor. Sarpedon adının burada yazması burada bir kilise olmadan önce bir pagan tapınağı olma ihtimalini kuvvetlendiriyor.”
Piskoposun ismi
Kılıç, “Yazıları okuduğumuzda burada daha önce bir kilisenin olduğu ve caminin bu kilisenin üzerine kurulduğu ihtimali daha da kuvvetlendi. Çünkü yazının ilk satırında inşa edilmiş bir yapıdan bahsediyor. İkinci satırda yazan yazılardan biri, Athanasios. Bu da muhtemelen İskenderiyeli bir piskopos. Dolayısıyla buradaki kilisenin İskenderiye Ekolü’ne bağlı bir kilise olduğunu düşünüyoruz” dedi. Cami restore edilmeden önce bir dikmenin temelinde üzerinde haç işareti bulunan eski bir kilise yapısının taşının olduğunu da belirten Kılıç, “Bu haç işaretinin yine Mısır’daki haç işaretine benzer özellikler taşıdığını net bir şekilde söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
5000 yıllık bir yerleşim
Kılıç, bölgede yaptıkları arkeolojik incelemelerde, Çalkebir Höyüğü’nün varlığını tespit ettiklerini ve bu höyüğün Tunç Çağı’ndan itibaren iskân gördüğünü kaydetti. İncelemeler höyüğün tarihini M.Ö. 3500’e dayandırıyor. Kılıç, bu höyükten yola çıkarak köyün tarihinin 5000 yıl öncesine dayandığını belirtti.