16.02.2025 - 05:08 | Son Güncellenme:
Aycan Uçar/ Senem Güler-
Aycan Uçar/ Senem Güler- Biz; Düzce Üniversitesi 3. sınıf arkeoloji öğrencisi Aycan Uçar ve Koç Üniversitesi 3. sınıf arkeoloji ve sanat tarihi öğrencisi Senem Güler, iki kişilik bir ekip olarak bu yolculuğa çıktık. Geçtiğimiz ay bu yolculukta Efes Ören Yeri, Efes Müzesi, Agora Ören Yeri ve İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nı keşfetme imkânı bulduk.
Gezdiğimiz her yer çok güzel olsa da, Efes Ören Yeri aralarında en beğendiğimiz oldu. Bu gezide adeta geçmişe uzanan bir yolculuk yaptık. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, tiyatrosu ve Efes deyince herkesin gözlerinde canlanan ihtişamlı Celsus Kütüphanesi, belki de Roma’nın ihtişamının ne denli büyük olduğunu gösteren Yamaç Evleri bizi oldukça etkiledi. Bu yapıları gezerken kendimizi o günlere ışınlanmış gibi hissettik. Efes, tüm ihtişamı ve büyüklüğüyle bize geçmişin ne kadar zengin bir kültürel mirasa sahip olduğunu gösterdi.
Ardından rotamız Efes Müzesi’ne yöneldi. Müze ziyaretinde, Artemis heykelini, yani şehrin ana tanrıçasını gördükten sonra kentin kültürel zenginliğinin büyük simgeleri olan eserleri tek tek inceledik. Müzenin oryantasyonu ve ziyaretçileriyle olan ilişkisini çok beğendik. Müzede, eserlerin sergilenişi, bize geçmişin izlerini çok daha canlı bir şekilde hissettirdi.
Engelli dostu müze
Rotamıza tren yolculuğuyla devam ettik ve bir fabrikadan müzeye dönüşmüş olan İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nı ziyaret ettik. Bu müzenin büyüklüğü ve olay anlatımı bizi hayran bıraktı. Eserlerin oryantasyonu muazzam şekilde düzenlenmişti, ayrıca asansör hizmeti ve görme engelliler için oluşturulmuş kopya eserler de en çok ilgimizi çeken özelliklerdendi. Müzenin, engelli bireyler için koleksiyonlar oluşturması ve eşit hizmet sunma amacı, toplumun her kesimine hitap eden önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Gezimizin en ilginç noktalarından biri de Symrna Antik Kenti’nin kalbi olan Agora Ören Yeri oldu. Agoralar, sadece ticaretin yapıldığı bir alan değil, aynı zamanda halk toplantıları, dini törenler ve siyasal etkinliklerin düzenlendiği meydanlardı. Burada, sütunlar, kemerler ve mozaikler arasında gezerek, Antik dünyanın sosyal ve ticari hayatını daha yakından gözlemledik. Agora, antik toplumların günlük yaşamını, ticaretini ve kültürünü daha iyi anlamamıza olanak sağladı.
İzmir, kesinlikle her arkeoloji öğrencisinin görmesi gereken bir şehir. Bir gün yolunuz düşerse, mutlaka keşfetmenizi tavsiye ederiz