ArkeolojiAkhilleus’un öyküsü

Akhilleus’un öyküsü

16.02.2025 - 05:46 | Son Güncellenme:

Zeugma villalarından birinde bulunan Akhilleus Mozaiği’nde Akhilleus’un öyküsünden bir sahneye yer verilir. Akhilleus’un öyküsünü birlikte okuyalım…

Akhilleus’un öyküsü

Zeugma villaları

Haberin Devamı

Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Belkıs köyünde bulunan Zeugma Antik Kenti’nin büyük kısmı, ne yazık ki Birecik Barajı suları altında kaldı. Oysa Zeugma, Roma İmparatorluğu’nun en görkemli şehirlerinden biriydi. Kentin zengin aileleri, Fırat Nehri kıyılarından başlayarak yamaçlara doğru sıralanan villalarda yaşıyordu. Villaların zeminleri mozaikler, duvarları ise freskler ile bezeliydi. Genellikle mitolojik öykülerin canlandırıldığı bu mozaiklerden biri de Akhilleus Mozaiği’dir.

Güçlü Akhilleus

Bir deniz tanrıçası olan Thetis, 50 kız kardeşin en güzelidir. Olimposlu tanrıların hepsi Thetis ile evlenmek ister ancak bir kâhinin, Thetis’in doğuracağı çocuğun babasından daha güçlü olacağını söylemesi üzerine, hepsi aşkından vazgeçer. Thetis’i bir ölümlü olan Peleus ile evlendirmeye karar verirler. Thetis, Peleus ile evlenmemek için uzun süre dirense de sonunda evlenmeye razı olur. Thetis ve Peleus’un bir oğulları olur. Thetis, Akhilleus bebekken onu kendisi gibi ölümsüz yapabilmek umuduyla Styx Nehri’ne batırıp çıkarır. Ancak bebeği suya daldırırken topuklarından tutuğu için nehrin suyu o kısma etki edemez, bebeğin bedeninin o bölümü savunmasız kalır. Kısa zamanda büyüyüp serpilen Akhilleus, eğitim için yarı at-yarı insanların en akıllısı ve bilgesi olan Kheiron’a verilir. Onun gözetimi altında çok cesur ve güçlü bir savaşçı olur.

Haberin Devamı

Savaş kaçağı

Yunanistan’da yaşayan Akhalarla, Anadolu’da hüküm süren Troyalılar arasında bir savaş başlar. Thetis, Akhilleus’un savaşta yaralanıp ölmesinden korktuğu için ona engel olur. Kız kılığına giren Akhilleus’u, Kral Lykomedes’in Ege Denizi’nde bir adada bulunan sarayına götürerek, orada kadınların arasında saklanmasını sağlar. Akhilleus olmadan savaşı kazanmakta zorlanacaklarını bilen Akhalar, Akhilleus’u bulma görevini, zeki ve kurnaz bir kral olan Odysseus’a verirler.

Topuğundan vuruldu

Troya kuşatması 10 yıl sürer, bu süre içinde Akhilleus savaşta çok başarılı olur. Troya Kralı’nın kızı Polyksena’ya âşık olur. Kız, belli etmez ama aslında hem halkını hem de iki kardeşini öldürdüğü için Akhilleus’a düşmandır. Bir şekilde kendine âşık ettiği Akhilleus’un ölümsüzlük sırrını öğrenmeyi başarır. Akhilleus’u buluşmak için Apollon Tapınağı’na çağırır. Akhilleus buluşmaya geldiğinde Apollon heykelinin arkasına gizlenen Paris, savunmasız olduğunu bildiği yere, topuğuna nişan alır ve okunu fırlatır. Akhilleus yazgısından kaçamaz, kâhinlerin dediği olur, savaşta acımasızca öldürdüklerinin yanına, Hades’e yollanır.

Haberin Devamı

Akhilleus’un yakalanışı

Akhilleus kadınların arasında saklanmaktan pek hoşnut olmasa da annesini kıramaz. Bir süre sonra kralın kızlarından birine âşık olur ve savaşı unutur. Akhalar her yerde Akhilleus’u ararken o kralın kızıyla mutlu mesut yaşamaktadır, bir de bebekleri olur. Derken bir kâhin onun saklandığı adayı görerek bunu Odysseus’a bildirir. Odysseus yanına bir arkadaşını da alır ve Akhilleus’u bulup savaşa katılmaya ikna etmek üzere hemen yola koyulur. Adaya ulaştıklarında kral onları büyük bir misafirperverlikle karşılar, onurlarına ziyafet verir. Onlar da kralın kızlarına vermek için hediyeler getirmişlerdir. Hediyeler arasında miğfer, kalkan ve bir de mızrak bulunmaktadır. Kurnaz Odysseus, Akhilleus’un bunları görünce kendini ele vereceğini hesaplamıştır ki sonuç planladığı gibi olur. Kadın kılığında kızların arasında oturan Akhilleus, hediyeler arasındaki silahları görünce kendini kaybederek üzerindeki giysileri fırlatıp savaş aletlerine sarılır. Zeugma’da bir villanın ya da bir havuzun tabanını süsleyen mozaikte işte bu sahne betimlenmiştir.