Burun estetiği ameliyatı en çok tercih edilen estetik cerrahi olarak karşımıza çıkıyor.Özellikle son 10 yılda çok ciddi bir talep patlamasından söz etmek mümkün.Alınan sonuçların giderek daha iyi olması kişileri teşvik ediyor. Burun estetiğinin geldiği noktayı ve geleceğini Kulak Burun Boğaz Uzmanı ve Burun Estetiği Cerrahı Op. Dr. Emre İlhan ile konuştuk. “Yaklaşık 15 yıl öncesine kadar aşırı kalkık, kavisli, küçük burunlar beğeniliyordu. O dönemki ameliyat teknikleri genellikle burnu küçültmeye yönelikti. Bu durum kavisli ve küçük burun trendini tetikledi. Ancak yapısal rinoplasti devrinin açılmasıyla beğeniler şekil değiştirdi. Günümüzde trend doğallıktan yana. Binlerce burun estetiği operasyonu gerçekleştirmiş bir cerrah olarak benim burun estetiği felsefem şudur: ‘Doğal olsun, ama iddialı olsun’. Doğal ve iddialı bir burun tasarlarken, ameliyat öncesinde hastamla en az 3 kez bir araya geliyoruz vesimülasyon yardımıyla olası sonuçlar hakkında konuşuyoruz” ifadelerini kullanan Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiği operasyonlarında kişiye özel teknikler geliştirmenin önemini vurguladı. Burun estetiği ameliyatlarının her aşamasında,kişiye özel farklı teknikler kullandığını vurgulayan İlhan, “Hastanın burun ve deri yapısına göre teknik seçmek gerekiyor. Kalın derili bir hastaya uyguladığımız burun ucu şekillendirme tekniği ile ince derili bir hastaya uyguladığımız teknik birbirinden farklı olmalı.Dolayısıyla her hastaya aynı tekniği kullanmak yerine hastaya özel teknik seçimi çok daha doğru bir yaklaşım.Biz cerrahlar çoğunlukla ameliyat esnasında doğaçlama olarak yeni bir yöntem bile kullanabiliyoruz.Bu da teknik zenginliğin oluşmasına zemin hazırlıyor. Burun konusunda çok ciddi çeşitliliğin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Dolayısıyla ameliyatlarda karşılaştığımız problemler de çeşitlilik gösteriyor ve farklı teknikler ortaya çıkıyor.Her hastaya uygulayabileceğimiz tek bir mucize teknik yok.Hastadaki probleme göre teknik seçimi ön planaçıkıyor. Çünkü her burun ve yüz yapısı farklı teknikler gerektirebiliyor.Bu da gelişimi beraberinde getiriyor.Ülkemiz burun estetiği alanında dünya standartlarının üzerinde bir konumda, özellikle son 10 yıldaki talep artışı burun estetiğinin hızla gelişmesine olanak tanıdı” dedi. “Doktor seçiminde en önemli nokta doktorunuza güvenmiş olmanız” ifadesini kullanan Emre İlhan, burun estetiği ameliyatı olmayı düşünen kişilere doktor seçiminde yardımcı olabilecek bazı tüyolar verdi: 1-Doktorunuzdan size yapılacak işlemin tüm detaylarını anlatmasını isteyin. 2-Hangi işlemin uygulanıp hangisinin uygulanamayacağını öğrenin. 3-İşlemin risklerini, oluşabilecek komplikasyonları ve çözüm yollarını anlatmasını isteyin. 4-Doktorunuzun ulaşılabilirliğini test edin. 5-Doktorunuzun daha önceden gerçekleştirmiş olduğu operasyonların sonuçlarını inceleyin.Doktorunuza güveninizin tam olduğunu hissettiğiniz anda doğru adrestesiniz demektir. Burun yüzün ortasında en dikkat çeken ve ifadeyi en çok etkileyen yapılardan biri, hatta en önemlisi. Burnundan memnun olmayan insanlar genelde toplumda bir adım geride durmayı seçebiliyor. Ameliyat sonrası yaşamlarını yeni bir başlangıç olarak nitelendirebiliyorlar. Bu nedenle ameliyat öncesinde hastalarımızla en az 3 kez görüşüyoruz. Bizler aslında burun ameliyatlarında sadece buruna dokunmuyoruz, daha içerilerde bir yerlere de dokunuyoruz. Kendi yüz yapılarını ve nasıl bir burun istediklerini bilerek danışanlarımızın sayısı oldukça fazla. Trend doğallıktan yana. Son yıllarda ciddi bir bilinçlenme söz konusu.” Burun tıkanıklığı şikayeti ile bize başvuran hastaların zaten büyük çoğunluğunda burnun dış yapısı ile ilgili problemler, burun içi problemlere eşlik ediyor. Yani burnun dış yapısı da nefes almayı etkiliyor. Burun estetiği ameliyatları felsefesinin geldiği noktada amaç artık hem güzel görünen, hem de sağlıklı, nefes yolları açık olan ve hayat kalitemizi arttıran bir burun. Bu yüzden yapılan burnun, yüze uyan bir burun olmasının yanında, uzun dönemde dönme, çökme, düşme,mandalla sıkılmış görünüm gibi problemlerin olmamasıdır. Bunların olmaması için burnu fiziksel olarak taşıyan yapıları tahrip etmek bir yana, her ameliyatta bu yapıları mutlaka destekliyoruz. Bunu hastanın kendi kıkırdak dokularından oluşturduğumuz parçaları doğru yerlere tespitleyerek yapıyoruz.Ben buna ‘burun mimarisi’ diyorum.” Burun ameliyatlarının sonrasında yaşanan yüzde morluk, şişlik gibi problemlerin sebebi ameliyat esnasında yapılan kesme ve kırma işlemleri. Artık bunlar için çok daha zarif bir yöntem keşfedildi: UltrasonikRinoplasti. Bu yöntem henüz dünyada çok az kişi tarafından uygulanabilen, aslında beyin cerrahisi için geliştirilmiş ve yumuşak dokulara zarar vermeyen ultrasonik aletlerle gerçekleştirilen bir yöntem. Bu sayede ameliyat sonrası 4-5 günde sosyal yaşama dönmek mümkün. Avrupa ve Amerika’daki uygulayıcıların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Ülkemizdeki tek uygulayıcısı olmanın gururunu yaşıyor ve bu yöntemi burun estetiğinin geleceği olarak görüyorum. İşimdeki mükemmeliyetçiliğim hem sosyal yaşantıma, hem giyimime hem de özel ilgi alanlarıma yansıyor. Gardrobumda en çok tercih ettiğim markalar Z Zegna, MarcJacobs, Givenchy ve Etro. Parfüm olarak da Yves Saint Laurent ve Valentino en sık kullandığım iki marka. Fırsat buldukça resim sergilerini takip ediyor, koleksiyonuma yeni eserler ekliyorum.