15.08.2024 - 14:00 | Son Güncellenme:
Bir antik kenti gezerken "bugün"den sıyrılır, geçmişin izlerinin peşinde birkaç saat geçirir, binlerce yıla uzanan hem hayalî hem hakikî bir seyre çıkarız. Fakat Muğla'nın Yatağan ilçesi Eskihisar Mahallesi'nde bulunan Stratonikeia'yı gezmek, bu sözünü ettiğim antik kent gezme deneyiminden biraz daha farklı. Antik kentlerin birçoğu tarihin farklı katmanlarını barındırsa da Stratonikeia bunu görsel açıdan, özellikle devşirme malzemelerle çok daha somut olarak görebildiğiniz, dahası katmanlarından biri de "şimdi" olan bir kent.
Stratonikeia’yı ilk ziyaretimin ardından iki yılı aşkın bir zaman geçti. İlk ziyaretim, tıpkı 7 Ağustos'taki ikinci ziyaretim gibi Milliyet Arkeoloji & İş Sanat Kültürel Miras Buluşmaları kapsamında gerçekleşti. Kenti ve son çalışmaları, yine Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt'ten, Osmanlı Dönemi'nden kalma taş döşeli yolları, Roma Dönemi'nden günümüze ulaşan mermerleri adımlarken dinledik.
M.Ö. 3. binden bugüne
Stratonikeia, M.Ö. 3. binden bu yana yerleşimlerin olduğu bir bölgede kurulmuş. Buradaki yerleşim, Stratonikeia ismini M.Ö. 281 yılında alıyor. Seleukos Kralı I. Antiokhos, öncesinde üvey annesi, daha sonra eşi olan Stratonike'nin ismini kente veriyor. Kent ve içinde bulunduğu bölge, Hellenistik Dönem (M.Ö. 4. yüzyıl-M.S. 1. yüzyıl) boyunca birçok kez el değiştiriyor ve nihayetinde Roma egemenliğine giriyor. Roma İmparatorluk Dönemi'nde kentte süren yoğun imar faaliyetleri, Doğu Roma (Bizans) Dönemi'nde de devam ediyor. Ardından da Beylik Dönemi'nden bir hamamın, Osmanlı Dönemi'nden bir caminin ve Cumhuriyet Dönemi'nden yapıların günümüze ulaştığı Eskişar/Eskihisar olarak yaşamını sürdürüyor bu yerleşim. 1957'de de mevcut yerleşim, deprem nedeniyle daha kuzeye
taşınıyor. Ancak bugün antik yapılara komşu, restore edilmiş Cumhuriyet Dönemi evlerini de görmek mümkün. Yani bölgede M.Ö. 3. binde başlayan yaşam, M.S. 2024 yılında da sürüyor.
Prof. Dr. Bilal Söğüt de kentte bu iç içe geçmiş tarihi birlikte yaşatmaya çalıştıklarını, "ziyaretçilerin hangi dönemin eserlerini seviyorsa ona bakıp mutlu olmaları için bu eserleri bir elin parmakları gibi aynı anda koruduklarını" vurguluyor. Söğüt, kentte atılan tek bir adımın bile binlerce yıllık bir zaman farkına neden olabildiğini belirterek "Bizim esas görevimiz geçmişe ait değerleri bir bütün olarak korumak ve gelecek nesillerin onları daha kolay anlayabilmesi için aracı olmak" diyor. Bu bağlamda köydeki tescilli evlerin sahiplerine de restorasyon konusunda destek veriliyor. Cumhuriyet Dönemi yapılarında kullanılan devşirme antik malzemeleri de yerinde koruduklarını belirtiyor Bilal Hoca: "Mesela köy meydanındaki kahvehanenin birinin içerisinde bir yazıt var. Duvara konulmuş. Yazıt da içeriye doğru bakıyor. Onları oldukları yerde koruyoruz. Altına yazıtın ne anlama geldiğini gösterir bir tabela koyuyoruz. Siz kahvede çay içerken onu görebiliyorsunuz. Böylece koruma ile kullanma arasındaki çizgiyi de muhafaza etmiş oluyoruz. Eğer kullanırsak, koruruz. Kullanmayacağımız bir şeyi koruma şansımız yok."
Roma Dönemi'ne ait kapı kentin simgelerinden biri. Klasik ve Hellenistik dönemlerde de girişlerin yine aynı bölgeden yapıldığı belirtiliyor. Kuzey Şehir Kapısı olarak bilinen bu kapının üzerinde farklı dönemlerde yazılmış, kazınmış isimleri, yazıları, şekilleri görmek mümkün. Bugün buna "vandallık" desek de o günler için bu yazılar "tarih içinde tarih" sözünün somutlaştığı basit örnekler olarak görülebilir. Bilal Hoca, kapının üzerinde Karca, Yunanca, Latince, Karamanlıca, Rumca yazılar olduğunu belirtiyor. Elbette günümüze daha yakın tarihlerde kazınmış Latin harfli Türkçe isimler de var duvarda...
Diğer yapılar
Kentte tarihi binlerce yıla yayılan yapıları sayfalarımıza sığdırmak imkânsız. Kısaca değinmek gerekirse; 2200 yıllık antik tiyatro da görülmesi gereken yapılardan. Tiyatroda şu sıralar kapsamlı bir restorasyon yürütülüyor. Böylece yapı hem kullanılabilecek hem gezilebilecek bir yer haline gelecek.
Kentteki bouleuterion (meclis) da Hellenistik Dönem'e ait. Yapı, duvarlarına kazınan bir takvim ve fiyat listesi ile öne çıkıyor. Takvim, Cicero’nun öğrencisi Stratonikeialı Menippos tarafından
yapılmış. Takvim, yapının iç cephesinde yer alırken fiyat listesi dış cephede bulunuyor. M.S. 301 yılına ait Diocletianus Tavan (En Yüksek) Fiyat Listesi'nde kentte satılan mallar ve verilen hizmetlerin fiyatları kaydedilmiş. Yaklaşık 200 hizmet ve malın yer aldığı bu tablo ile fiyatlar kontrol altında tutulmuş. "Tarih içinde tarih" burada da devam ediyor ve duvarındaki Osmanlı Türkçesi yazılardan yapının Osmanlı Dönemi'nde Ömer Ağa isimli biri tarafından kullanıldığını anlıyoruz.
Bunların dışında gymnasion, latrina, hamamlar, sütunlu cadde, Şaban Ağa Camii gibi kent tarihinin farklı dönemlerinden yapılar meraklı ziyaretçilerini bekliyor.
Eşsiz kütüphane kazılarla aydınlanacak
Kentte kazı çalışmalarının sürdüğü yapılardan biri bir kütüphane. Burada kazılar yaklaşık üç yıldır sürüyor. Daha önce bir tapınak olduğu düşünülen yapı, kazılar devam ettikçe kütüphane kimliğine kavuşmuş. Hellenistik Dönem'de yapıldığı düşünülen kütüphanenin tamamı açılmadığı için tarihlendirilme henüz netleşmiş değil. Kütüphane yapısında büyük bir mozaik de açığa çıkarılmış durumda. Mozaiğin üzerindeki yazılardan M.S. 4. yüzyılda Efes'ten bir usta getirilerek yaptırıldığı anlaşılıyor. Prof. Dr. Söğüt, Bizans Dönemi'nde kentin kalbinin attığı yerlerden birinin burası olduğunu belirtiyor.
Söğüt, aynı plana sahip bir kütüphanenin Suriye'nin kuzeyinde de bulunduğunu kaydediyor. Bu da her iki kentin benzer olduğu, Suriye'deki kütüphanenin de buradaki kütüphaneden etkilenerek yapıldığı anlamına geliyor. Zira Stratonikeia'daki kütüphane daha eski. Söğüt, yapının mimari bezeme anlamında da öne çıktığı bilgisini paylaşıyor: "Ustayı getirmişler, çalıştırmışlar, sadece burada yapmış ve benzerini başka bir yerde yapmamış. Büyük ihtimalle bir daha benzerini başka bir yerde yapmayacaksın diye anlaştılar. Bu da ustanın yüksek bir fiyatla burada çalıştırıldığını gösteriyor." Yapının, mozaikteki yazıta göre Bizans Dönemi'nde piskopos tarafından desteklendiğini belirten Söğüt, böyle bir yapının da sıradan bir yapı olamayacağının altını çiziyor.
Hekate Kutsal Alanı ve hâlâ süren ritüel!
Stratonikeia'ya yaklaşık sekiz kilometre mesafede Lagina Hekate Kutsal Alanı bulunuyor. Kutsal Alan'la kent arasında Kuzey Şehir Kapısı'na kadar varan bir kutsal yol var.
Kutsal Alan'da yaklaşık 2000 yıllık bir Hekate Tapınağı yer alıyor. Hekate, aslında oldukça gizemli bir tanrıça. Azra Erhat, onun için "Efes'li Artemis'in belli bir niteliğini yansıtan ve başka adla anılan bir tıpkısıdır" diyor. Hekate'yi şair Heseidos'un öne çıkardığını anlatan Erhat, buradaki tapınaktan söz ederek şunları aktarıyor: "Hesiodos Ege kentlerinden Kyme'den Yunanistan'a göçmüş bir göçmenin oğludur. Yunanistan'a yerleştiği Askra kasabasının yakınında ise Thespiai'da bir Hekate kültü bulunduğunu biliyoruz. Acaba ozanın yücelttiği bu Hekate tapımını Hesiodos soyu Lagina'dan mı Yunanistan'a getirmişlerdir?"
Bu sorunun yanıtını bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki o da bu alanda yapılan şenlikler... Birden fazla şenliğin yapıldığı bu alanda düzenlenen yıllık şenlikte "anahtar taşıma töreni" yapılıyormuş. Kleidophoros adı verilen, genç kızlardan oluşan bir tören alayı Kutsal Alan'dan Stratonikeia'ya anahtar taşıyor, bu tören yer altı dünyasının anahtarının Hekate’nin elinde olduğunu, bu dini merkezin de Stratonikeia’ya bağlı olduğunu ima ediyormuş.
Bugün de zaman zaman tapınağa gelip çeşitli seremonilerde bulunanlar olduğunu öğreniyoruz. Bunun "yaşayan tarih" sözünün biraz ileri bir örneği olduğunu söyleyip geçelim!
***DİPNOT***
Ayrıntılı bilgiler için: B. Söğüt, Stratonikeia Kazı, Koruma ve Onarım Çalışmaları (2008-2021). https://www.pau.edu.tr/stratonikeia
Detaylı bilgi için TIKLAYINIZ
İlandır