AdvertorialŞüphen Olmasın inisiyatifi HIV/AIDS’e karşı şüpheleri ortadan kaldırıyor
Sponsorlu

Şüphen Olmasın inisiyatifi HIV/AIDS’e karşı şüpheleri ortadan kaldırıyor

30.11.2021 - 16:42 | Son Güncellenme:

Dünya AIDS Günü kapsamında hayata geçirilen Şüphen Olmasın inisiyatifi HIV/AIDS ile ilgili akıllardaki sorulara ve yanlış bilinen doğrulara ışık tutuyor.

Şüphen Olmasın inisiyatifi HIV/AIDS’e karşı şüpheleri ortadan kaldırıyor

Erken tanı ve doğru tedaviyle yayılmasının önüne geçilebilen HIV enfeksiyonu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli halk sağlığı sorunları arasında yer alıyor. Yeni tanı alan HIV/AIDS vakalarının görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artmaya devam ediyor. Bu sorun ile mücadeleye katkı sağlamak adına HIV/AIDS’e yönelik ülkemizdeki çalışmalarda rol üstlenen 5 hekim derneğinden oluşan Türkiye HIV/AIDS Platformu bir araya gelerek Şüphen Olmasın isimli inisiyatifi hayata geçirdi.

HIV/AIDS konusunda toplumda farkındalık yaratmak, riskli davranışlarda bulunan bireylerin test olma oranını artırmak ve HIV ile yaşayan bireylerin hayat kalitesini yükseltmek amacıyla hayata geçirilen ve www.suphenolmasin.com  adresinden erişime sunulan Şüphen Olmasın’ın odak noktasında riskli davranışlarda bulunan bireylerde şüphe duygusunu tetikleyerek, test olmaya yönlendirmek yer alıyor. İnisiyatifin web sitesinde HIV ve AIDS ile ilgili temel bilgilerin yanı sıra HIV’in tanı ve test süreçleri ve HIV ile yaşayan bireylerin akıllarındaki toplumsal ve özel yaşama dair birçok sorunun cevabı bulunuyor.

İnisiyatifin duyurusu 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında düzenlenen basın toplantısında hekimler tarafından yapıldı. Moderatörlüğünü HIV/AIDS Korunma ve Eğitim Derneği (HAKED) Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal’ın yaptığı toplantının konuşmacıları arasında Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK)  HIV Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Volkan Korten, HIV Enfeksiyonu Derneği (HIVEND) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) HIV/AIDS Çalışma Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Behice Kurtaran ile AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği (ACYBHD)  Genel Sekreteri Prof. Dr. Deniz Gökengin yer aldı.

‘Şüphen Olmasın’ platformunun amacı ve projenin kapsamı hakkında bilgi veren HAKED Genel Sekreteri Prof. Dr. Serhat Ünal: “HIV/AIDS konusundaki toplumsal bilinç maalesef gerektiği kadar fazla değil. Şüphen Olmasın platformu da bu eksiklikten yola çıkarak, HIV/AIDS konusunda toplumsal farkındalık yaratmak, riskli davranışlarda bulunan bireyleri teste yönlendirmek ve HIV ile yaşayan bireylerin hayat kalitesini yükseltmek amacıyla oluşturuldu. Bu platform vasıtasıyla vermek istediğimiz en önemli mesaj, HIV şüphesi duyan bireylere çaresiz olmadıklarını hatırlatmak ve onları test olmak konusunda yüreklendirmek. Maalesef ülkemizde test oranları istediğimiz seviyede değil ve toplumda bu konuyla ilgili büyük bir önyargı ve çekince söz konusu. Şüphen Olmasın platformunun bizi HIV farkındalığı konusunda daha ileri bir seviyeye taşımasını temenni ediyor, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”

HIV/AIDS’in bireyleri nasıl etkilediğine dair bilgiler veren KLİMİK Derneği HIV Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Volkan Korten, HIV’in en fazla Türkiye’nin de içinde yer aldığı Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde artış gösterdiğini belirtti. Vaka sayısının Türkiye’de 30 bini aştığını ve dünyada da 37 milyona yaklaştığını ekleyen Korten, yapılan test sayılarının az olmadığını ancak test edilmesi gereken riskli popülasyonların test edilemediğini ifade etti.

HIVEND Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak ise toplantıda HIV’nin bulaş yollarına dikkat çekti. Toplumda sanıldığının aksine HIV ile yaşayan bireylere dokunmak gibi fiziksel temasla, onlarla aynı yerde oturmak ve aynı havayı solumakla, tabak, çatal, kaşık, bıçak ve bardak paylaşmakla veya sivrisinek, böcek sokması ile HIV’nin bulaşmadığını söyledi. Tabak, HIV’den korunmanın temelde cinsel yolla, kan yoluyla ve anneden bebeğe geçişini önleme esasına dayandığını hatırlattı ve sözlerine devam etti: “HIV virüsü korunmasız cinsel ilişkiyle, ortak kullanılan sterilize edilmemiş enjektörle, kan ve organ nakliyle veya HIV pozitif annelerden hamilelik, doğum ve emzirme dönemlerinde bulaşabilen bir virüstür. Bu durumları engellemeye yönelik gerekli önlemlerin alınması durumunda korkulacak bir hastalık değildir.”

Toplantıda HIV tedavisinde günümüze kadar katedilen ilerlemelerden bahseden EKMUD HIV/AIDS Çalışma Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Behice Kurtaran ise şu şekilde konuştu: “Geçmişten bu yana toplumlarda bir tabu ve korku haline gelmiş olan HIV, artık günümüz koşullarında ölümcül değil kronik bir hastalık. Bugüne kadar 80 milyondan fazla insanı enfekte eden, 36 milyondan fazlasının ise ölümüne neden olan bu enfeksiyonda belki de en büyük gelişmeler tedavi alanında gerçekleşti. HIV alanında kullanılan yeni tedavi yöntemi, hastalara aile kurup, çocuk sahibi olabilecekleri kaliteli ve sağlıklı bir yaşam vaat ediyor. Devlet güvencesi altında ve geri ödeme kapsamında olan bu tedavi, hastalara normal bir yaşam sunmakla birlikte, bulaş riskini de maksimum seviyede önlüyor. Doğru popülasyonlara test uygulanıp, virüs kontrolünü sağlayacak uygun tedavilerin hastalara sunulması durumunda toplumlar HIV korkusunu geride bırakabilir. Bu hastalıkla mücadelede esas olan, HIV şüphesi taşıyan bireylerin test yaptırması ve HIV ile yaşayan bireylerin tedaviye erişimlerinin kolaylaştırılmasıdır.”

HIV ile mücadelede en önemli noktanın zamanında tanı olduğunun altını çizen ACYBHD Genel Sekreteri Prof. Dr. Deniz Gökengin ise HIV/AIDS tanısının konulabilmesi için kan testinin şart olduğunu önemle belirterek şunları söyledi: “Ülkemiz HIV tedavisinde çok iyi başarı seviyelerinde olmasına rağmen tanıda ne yazık ki beklenen seviyede değil.  Vakaların çoğuna tanı geç konabiliyor, bu nedenle birçok vakada bağışıklık sistemi epeyce zarar gördükten sonra tedavi sürecine geçilebildiğini gözlemliyoruz.  HIV tanısında daha iyi noktaya gelebilmemiz için genel toplum taramalarının yanı sıra, HIV açısından risk taşıyan gruplara odaklanmamız ve riskli davranışlarda bulunan bireyleri teste yönlendirmek için yollar aramamız gerekiyor. Ayrıca HIV testlerinin yaygınlaşmasında mevcuttaki anonim test merkezlerinin önemli rol üstlendiğini görüyoruz. Bu merkezlerin ülkemizde sayılarının artması ve yaygınlaşmasının HIV enfeksiyonunun kontrol altına alınmasına önemli katkı sağlayacağını söyleyebiliriz.”

Detaylı bilgi için tıklayın.

İlandır.

Yazarlar