“Prenses kızım”, “aslan oğlum”, “erkek adam ağlar mı?”, “kızını dövmeyen dizini döver”... Farkında olmasak da, cinsiyet ayrımcılığı dilde başlıyor. “Evde Eşitlik Var” projesi, dikkatleri bu konuya çekiyor
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının temelleri evde aile ortamında atılıyor. Kız-erkek demeden çocuklarımızla konuşma şeklimiz, onlara biçtiğimiz roller, beklentilerimiz ve yaşam şeklimizle toplumsal cinsiyete bakışlarını inşa ediyoruz. Çocuklarımıza cinsiyetlerinden bağımsız kendi olabildikleri, eşit ve özgür bir hayat sunabilmek için, ev içi yaşantımızda bazı küçük değişikliklerle büyük farklılıklar yaratabiliriz.
Projemiz Hayat Derneği, Awen for Us iş birliğiyle “Evde Eşitlik Var” projesini başlattı. Prof. Dr. İsmihan Artan ve Doç. Dr. Sevgi Kesin Güven’in de katkı verdiği etkileşimli hikâye kitabı “Bizim Evde Eşitlik Var” ile ebeveynlere yönelik “Evde Eşitlik Var Kılavuzu”nu Elma yayınevinden çıkardı.
“Duygusal ihmale zemin hazırlıyor”
Projemiz Hayat Derneği Başkanı Aslı Özdemir’den pandemi ile beraber hayata geçen çalışmalarını dinledim:
“Bu projede çocukların cinsiyet kalıpları, klişe ve baskılardan uzak, özgüvenli, kendiyle ve dünyayla barışık bireyler olarak yetişmeleri için çalışıyoruz. Çalışmalarımızda toplumun en temel birimi olan aileye, ailede kullanılan cinsiyetçi dil ve davranış kalıplarına odaklanıyoruz. AB Sivil Düşün Programı’ndan aldığımız finansman desteğiyle çocuklara yönelik tasarlanan etkileşimli hikâye kitabı ‘Bizim Evde Eşitlik Var’ ve ebeveynlere yönelik ‘Evde Eşitlik Var Kılavuzu’ ile okullara gidiyoruz. Aile odaklı, evde eşitlik bilincini artırma eğitimi’ ile ailelere cinsiyete bağlı ayrımcılığın duygusal ihmale nasıl zemin hazırladığını anlatıyoruz. Hedefimiz, daha fazla çocuk, aile ve eğitimciye ulaşabilmek.”
Kitapta Esra ve Murat’ın taşınma hikâyesi üzerinden cinsiyetçi dil ve davranış kalıplarına odaklanılıyor: “Kitabın ortasında ve sonunda ebeveynleriyle birlikte hikâye örgüsüne göre tamamlayabilecekleri sticker sayfaları yer alıyor. Yetişkinlere yönelik ‘Evde Eşitlik Var Kılavuzu’nda ise cinsiyetçi ön yargılar ve ayrımcılığın dilimizde ve bunun yansıması olarak davranışlarımızda nasıl açığa çıktığını anlatmak, hem de bunları hep birlikte nasıl değiştirebiliriz sorusuna cevaplar vermeye çalıştık.”
“Dilde eşitlik diyoruz; çünkü önyargıların ve ayrımcılığın en çok açığa çıktığı yer dilimiz. Bu önyargıları hep birlikte nasıl değiştirebileceğimizi anlatmak istiyoruz. Evde eşitlik diyoruz; çünkü çocukların cinsiyet kalıplarından uzak yetişmeleri için aile içi iletişim ve ev ortamı önemli. Çocuğumuzu büyütürken eşitlik diyoruz çünkü toplumumuzda hamilelik dönemi başlar başlamaz hurafeler ve ön yargılı ifadeler annelerin peşini bırakmaz. Duygularını özgürce yaşayabilen, kız erkek demeden her duyguya hakkı olduğunu bilen nesillerin, hem geleceğin bireylerini koruyacak hem de mutlu nesillerin inşa edilmesinde önemli bir rol oynayacak. Eşit bireyler, eşit ebeveynlik, eşit bakım ve duygusal ihtiyaçların cinsiyetten bağımsız eşit karşılanmasını vurgulamak istiyoruz.”
“Erkekler ağlamaz”, “Erkek adam sofra hazırlamaz, paşam sen otur kızların işi”... Bunlar sıklıkla tekrar edildiğinde evdeki eşitliğin inşa edilmesinde önemli bir engele dönüşebilir. Biz farkında olmasak da evde yaşayanları belirli kalıplara hapseder ve onları değersizleştirir.
Proje kapsamında bir hikaye kitabı ile ebeveynlere yönelik bir kılavuz yayımlandı.
Ayrımcı ifadelere öneriler
Kalk kızım sofrayı hazırla / Çocuklar haydi birlikte sofrayı hazırlayalım.
Hanım bir kıza yakışıyor mu öyle oturmak! / Kurallar kadın ya da erkeğe göre değişmez. Başkalarının oturmasını engellemeyecek, rahatsız etmeyecek şekilde oturulmalı.
Pembe bisiklet sürülür mü oğlum? / Bütün renkler bütün insanlar içindir.
Kız mısın sen bebeklerle oynuyorsun! / Her çocuk istediği oyuncakla oynayabilir.
Ben evde karıma her zaman yardım ederim. / Ev işlerinin asıl sorumlusu kadın değildir. Yardımlaşma değil iş bölümüdür esas olan.