Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Çocuklarımız dijital medya araçlarıyla her geçen gün daha küçük yaşlarda tanışıyor. Uzmanların, küçükleri bu teknolojiden uzak tutmayı önermeleri, ebeveynlerin kuralları ve yasaklarına karşın, dijitalleşen dünyayı yok saymak mümkün mü? Çocuklarımızın telefon, tablet ve TV ile ilişkisini nasıl düzenleyebiliriz?

Dijital çağa doğan çocukların ebeveynleri olarak, teknoloji ile mücadelemiz her geçen gün katlanarak artıyor. Bilmeliyiz ki, teknolojiyi yok saymak doğru bir yöntem değil. Önce bizler teknoloji ile olan ilişkimizi iyileştirmeli ve bu sayede de çocuklarımıza mentor ve doğru model olmalıyız. Bunun da ötesinde, dijital hayattaki tehlikelerden korunmak için, “ailenin, okulun ve devletin” işin içinde olduğu bütünsel bir devlet politikası gerekiyor.

Haberin Devamı

Çocuklarda akıllı telefon, tablet, televizyon gibi dijital medya araçlarının kullanımıyla ilgili Almanya’da yeni bir araştırma yayınlandı. Yaklaşık bin anne baba ile yapılan görüşmeler sonucu, 2-10 yaşta en çok kullanılan dijital medya araçları arasında televizyon ilk sırada. Tablet ve akıllı telefonların kullanımı da her geçen gün artarak, televizyona yaklaşıyor. 10-12 yaş grubunda ise akıllı telefon kullanımı, televizyonun önüne geçiyor. Bu araştırmadan yola çıkarak Alman uzmanlar, çocukların üç yaşına kadar hayatı “ekransız” geçirmesini tavsiye ediyor ve dijital medyanın çocuğun ikinci yaşını tamamlayana kadar herhangi bir yararının olmadığını vurguluyor. Alman psikologlar, ekran kullanımının çocuk için fazla olup olmadığını kestirebilmek için anne babaların çocuklarını gözlemlemesini istiyor; eğer çocukta öfke, konsantrasyonsuzluk ya da daha fazla hareket ihtiyacı doğuruyorsa kontrolün ele alınmasını öneriyor. Biz de ülkemizdeki güncel durumu uzmanlara sorduk.

Çocuğunuz teknolojiyle ne zaman tanışmalı

3 yaş öncesi ekranla tanışma yüzde 75

Ülkemizde erken yaşta teknoloji kullanımına dair en güncel araştırmalardan biri, Türk-Alman Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Posos Devrani ve ekibinin Eylül 2020’de 0-6 yaş arası çocuğu olan bin ebeveynle yaptıkları “Dijital Çağda Ebeveynlik Türkiye Araştırması”. Bu araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de;

Haberin Devamı

3 yaşından önce dijital araçlarla tanışan çocukların oranı yüzde 75.

3 yaşından önce internete erişimi olan çocukların oranı yüzde 58,5.

Çocuklar, internete en çok eğlence amaçlı oyun oynamak/video izlemek (yüzde 44.2), eğitim amaçlı oyun oynamak/video izlemek (yüzde 28.2), görüntülü/sesli konuşmak (yüzde 14.9) ve müzik dinlemek (yüzde 12.4) için başvuruyor.

Ebeveynler ne düşünüyor?

Aynı araştırmada, ebeveynlerin bakış açısı ise şöyle ortaya konuluyor:

Ebeveynlerin yüzde 44.6’sı teknolojik cihazların ebeveynliği kolaylaştırdığını, yüzde 25,6’sı ise zorlaştırdığını düşünüyor.

Yüzde 50’sinden fazla ebeveyn ise internet kullanımının çocukları için riskli buluyor.

Çocuklara internet izni verilirken ebeveyn motivasyonuna bakıldığında; ev işleri (yemek yapma/çalışma) ile meşgul olunduğunda (yüzde 36.8), çocuğu ödüllendirmek istediğinde (yüzde 28.9), evde/restoranda yemek yerken (yüzde 24.7) gibi gerekçeler öne çıkıyor.

Haberin Devamı

“Ekran süresi tartışmasının ötesine geçmeli”

Doç. Dr. Elif Posos Devrani, söz konusu araştırmaların, hanedeki dijital hayatı anlamak için önemli ve değer taşıdığını, ancak bu sonuçların sadece ekran süresi üzerinden değerlendirilmesinin sağlıklı olmadığını kaydediyor: Ebeveynler, çocuklarına nasıl bir kural seti koymaları gerektiğini bilemiyor. Bilmedikleri, hâkim olmadıkları dijital alanla karşılaşınca, refleks olarak kolay anlaşılır reçetelere yöneliyorlar. Bu reçetelerden kastım, belirli ekran süreleri, ebeveyn kontrol programları ya da basite indirgenmiş dijital güvenlik kuralları. Oysa çocuklarımıza sağlıklı bir dijital habitat sunmak istiyorsak, bunu ekran süresi tartışmalarının ötesine taşımalıyız. Örneğin, yakın zamanda Almanya’da çocuk ve gençlerin dijital medya kullanımına yönelik bir ‘Tehlike Atlası’ yayımlandı. Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanlığı’nın davetiyle medya okuryazarlığı alanında çalışan akademisyenler, hukukçular, teknologlar, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılım sağladığı çalıştaylar düzenlendi. Ortaya çıkan yayın, çocuğa dair çalışan, üreten herkesin kullanabileceği bir dijital yol haritası niteliğindeydi. Bizim de ülkemizde böyle girişimlere ihtiyacımız var.”

 “Çocuğun karakterine ve içeriğe dikkat etmek önemli”

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yeni Medya Bölümü öğretim üyesi Dr. Esra Ercan Bilgiç ise ekranı tamamen ortadan kaldırmanın gerçekçi olmadığının altını çizerek, dikkat edilmesi gereken 3 temel konuya işaret ediyor:

Birincisi çocuğun karakterini, mizaç özelliklerini, ilgilerini dikkate alarak seçimler yapmak.

İkincisi içeriğe dikkat etmek. Çocuk yaşına uygun, anlamlı bir izleme ya da öğrenme deneyimi yaşıyor mu diye bakmalı.

Üçüncüsü de çocuğun nasıl bir ortam ve bağlamda teknolojiyle ilişki kurduğuna dikkat edilmelidir. Çocuğun uyku saati, yemek saati, oyun saati gibi günlük yaşam aktiviteleri, ekrandan tamamen bağımsız deneyimler olmalı.”