Türkiye, dün 13. Cumhurbaşkanı’nı seçmek için sandık başına gitti. Seçim artık geride kaldı. Şimdi gündem ekonomi. İhracat ve turizm desteğiyle büyümeye odaklanılacak.
Türkiye 13. Cumhurbaşkanı için sandık başına gitti. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda, Tayyip Erdoğan az bir farkla yüzde 50’nin üzerine çıkamamıştı. En fazla oyu alan iki adaydan Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu için seçmen 28 Mayıs günü tekrar sandık başına gitti. Bir önceki seçime göre katılımın daha az olduğu 2. tur seçiminde seçmen tekrar ‘Erdoğan’ dedi.
Seçimin geride kalması ile birlikte gözler tekrar ekonomideki sorunlara yöneldi. Hükümetin önünde başta enflasyon olmak üzere birçok sorun duruyor. Hükümet ise sorunları ekonomide büyüme ivmesini koruyarak aşmayı hedefliyor. Görülen o ki yüksek enflasyon ve büyüme aynı anda yaşanacak. Zira ekonomi yönetimi büyüme odaklı bir yaklaşımdan taviz vermeyi düşünmüyor. Reel sektör ise ekonomideki dengenin nasıl sağlanacağı ve hangi politikaların hayat bulacağını yakından takip edecek.
Ulaştırma öne çıkabilir
Piyasaların önündeki seçim belirsizliğinin kalkması sonrasında yatırımcılar ekonomide güven artırıcı tedbirlere odaklanacak. Mali piyasalarda yükselen tansiyonun yatışması amacıyla daha fazla önlem gerekebilir. Bu noktada önemli olan piyasalarda güvenli limanlara park eden nakdin yeniden riskli varlıklara yönelip yönelmeyeceği. Seçim öncesinde hemen her alanda beklemeye geçen yatırımcıların yeniden hareketlenmesi sürpriz olmayacak.
Seçim sonrası öncü sektörlerin başında ulaştırma geliyor. Turizm sektörünün ve yolcu trafik verilerinin, doluluk oranlarının olumlu seyri havacılık sektörünü öne çıkaran ana neden. Türk Hava Yolları, Pegasus, Tav Havalimanları sektörde öne çıkabilecek şirketler arasında yer alıyor.
İnşaatta canlanma...
Deprem sonrası yeniden inşa çalışmaları ve kentsel dönüşüm sektörel bazda çimento sektörünü öne çıkacak faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle inşaat ve inşaata dayalı sektörlerde de canlanma gözlenebilecektir.
Fiyat makasları kapanacak
Piyasalarda son dönemde fiyatlar arasında açılan makasların kapandığı görülebilir. Zira seçim öncesi dar hacimler ve belirsizliğin fiyatlanması ile birlikte fiyat marjları arasında oluşan büyük farklılıkların yakınsadığı görülecektir. Fiyat makaslarının kapanması, yatırımcıların güveninin artması, likidite sağlanması ve piyasa koşullarının iyileşmesi gibi faktörlere bağlı olacaktır.
Yabancı satışı durur mu?
Seçim sonuçları öncesinde yüzde 27.85’e kadar gerileyen borsadaki yabancı payı, tarihi dip seviyelerinde bulunuyor. Ocak 2020’de 65.79 seviyelerine kadar çıkan yabancı payında arada tepki alımları olsa da geride kalan üç yılı geçkin süre zarfında sürekli satışlar ağırlık buldu. Şimdilerde yabancı satışları borsanın çıkışı üzerindeki önemli ağırlıklardan birisi. Önümüzdeki beş yılda yeni yönetimin netleşmiş olmasıyla birlikte yabancıların satışları durdurması dahası alımlar geçmesiyle birlikte tekrar yönünü yukarı çeviren bir endeksin gündeme gelmesi de mümkün olabilecek. Neticede yabancı payının yeniden canlanması, hisse senedi fiyatları üzerindeki olumlu etkisi piyasanın görünümünü de yeniden şekillendirebilecektir.
Ekonomiye dair mesajlar önemli
Seçim sonuçlarının hemen sonrasında ekonomiye dair verilecek mesajlar önemli olacak. Ancak merak edilen dolar/TL kurunun hangi fiyatlarda dengeleneceği. Zira ihracatçılar mevcut kur düzeyinin maliyetlerini karşılayamadığını dillendirmekte. Kurun yükselişi ise enflasyon olarak geri dönüyor. Bu karmaşık durumda; çözüm yalnızca dolar/TL kuru için doğru dengeyi bulmakta değil, aynı zamanda bu çıkmaza katkıda bulunan temel sorunları doğru ele almakla da yakından alakalı bulunuyor. Sorunlar doğru ele alınabildiği ölçüde sürdürülebilir koşullarda ekonomik büyümeye giden yoldaki engebeler de aşılmış olacak. Dolar kuru için seçim öncesi kurumların beklentileri 24-25 TL bandında şekillenirken 27 TL seviyeleri de hedef fiyatlar arasında yer aldı.
Borsada 4.400’ler artık güçlü destek
Borsada 4.400’lü seviyeler artık güçlü destek olacaktır. 200 günlük ortalamaların bulunduğu bu seviyelerden hisse senetlerinin hareketlendiği görülebilir. Özellikle ihracat ağırlıklı çalışan, döviz pozisyonu yüksek şirketlerin hisselerinde artışlar öne çıkabilecektir. Yatırımcı bundan sonraki seyirde mutlaka portföy çeşitlendirmesine gidecek. Zira politika faizinin düşük seyri ve dokuz ay sonra gerçekleşecek yerel seçimler liralaşma stratejisinde ne kadar adım atılsa da alternatiflerin değerlendirilmesine neden olacak.