Yılın ilk yarısında yüzde 45 değer kazanan Cumhuriyet altını tüm yatırım araçlarını geride bıraktı. Dolar kurunda ilk yarıda gözlenen yüzde 37 oranındaki artış gram altına da olumlu yansıdı. İkinci yarıda piyasalarda yeni denge noktaları oluşacak.
Bayram tatilinin ardından ilk işlem gününe başlayan piyasalar aynı zamanda yılın ikinci yarısına da adım atıyor. Yılın ilk yarısında piyasalarda yaşanan stresli dönem, yatırımcıları güvenli liman arayışına yöneltti. 6 Şubat depremi ve ardından 14 Mayıs günü gerçekleşen Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri; piyasalarda dalgalanmaların yükselmesine yol açtı. Bu süreçte borsada al-sat eğilimi ağırlık bulurken yatırımcılar genellikle dolar ve altına yönelerek güvenli liman arayışını öne çıkardı. Stresli bir dönemde yatırımcılar genellikle riskten kaçınma eğiliminde olurlar. Bu dönemlerde yatırımcıların risk alma eğilimleri zayıflarken daha güvenli ve istikrarlı varlıklara yönelmeyi tercih ederler.
Güvenli liman arayışı
Yılın ilk yarısında Cumhuriyet altını, diğer yatırım araçlarına
Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele kapsamında politika faizi yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükseltildi. Ekonomiye dair yeni adımlar beklenirken borsada yabancı payında artış var.
Merkez Bankası’nın faiz kararının ardından piyasalar için yeni bir döneme girildiğini söylemek pek de yanlış olmayacak. Sıkı para politikasının ilk adımı olarak nitelendirilen faiz artışının ardından önümüzdeki dönemde yeni adımların atılması bekleniyor. Regülasyonların kalkması, kur ve faiz üzerindeki baskının hafifletilmesi yeni denge politikalarını gerektirirken yabancı sermaye girişinin de teşvik edilmesi gündeme gelebilecek.
Piyasanın seyri
Borsanın göstergesi niteliğindeki BIST 100 Endeksi haftayı 5.582’den tamamladı. Endeks haftalık bazda yüzde 1,96 oranında yükseldi. Yatırım ortaklığı, metal eşya, maden sektörlerindeki hisselerde yükselişlerin yüzde 5 ile 6 aralığında olduğu gözlendi.
Borsada mevcut seviyelerde yeni maliyetler oluşuyor. Endekste 20 günlük ortalamalardan gelen alımlar hayli güçlü. 5.700 takip edilecek ana direnç
Merkez Bankası 22 Haziran faiz toplantısında faizi yüzde 15’e çıkardı. Enflasyonu düşürmek için parasal sıkılaştırmayı başlattı. Peki, süreç nasıl işleyecek?
Merkez Bankası (TCMB) iki buçuk yıl aradan sonra ilk kez faiz artırdı. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükseltildi. Bu, Aralık 2020’den bu yana yapılan ilk faiz artışı kararı.
Parasal sıkılaşma
Parasal sıkılaştırma politikası, enflasyonu kontrol altına almak ve enflasyon beklentilerini kırmak için sıkça kullanılan araçlardan birisidir. Faiz oranlarının yükseltilmesi, kredi faizlerini ve borçlanma maliyetlerini artırır. Bunun neticesinde de tüketiciler ve işletmeler harcamalarını kısarak azaltır. Talebin baskılanması yoluyla enflasyonun yükseleceği yönündeki beklenti hafifletilmiş olur. Aynı şekilde faiz oranlarının yükseltilmesiyle birlikte, para politikasının daha sıkı hale gelmesi ve neticesinde likiditenin azaltılması beklenir.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz artışıyla
Yeni ekonomi yönetimi para politikası ve ekonomi modelinde yaklaşım değişikliğini gündeme getirdi. Sıcak para hareketi beklentisi yükseldi. Kur, faiz ve dövizde denge fiyatları gündemde.
Ekonomide yaşanan değişime uygun olarak yatırımcılar kendi portföylerini gözden geçiriyor. Farklı enstrümanları, fırsatları ve riskleri değerlendirerek, kendilerini yeni ekonomik döneme adapte etmek için stratejilerini yeniden şekillendiriyorlar. Ekonomide rasyonele dönüş söylemi hisse senetlerine ilgiyi canlı tutmaya olanak tanıyor. Bunun da borsada yeni alımları getirmesi muhtemel. Yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek faiz ortamında alternatifleri olsa dahi enflasyon düşünüldüğünde çok düşük kalan endeks hisseleri dikkat çekiyor.
Yabancının hisseleri
Mayıs ayı yabancı işlemlerinde Tofaş Fabrika, Anadolu Efes, Koç Holding, Ülker Bisküvi, Coca Cola İçecek, Kiler Holding, Enerjisa Enerji, Büyük Şefler Bigchefs, Yapı ve Kredi Bankası, Borusan Mannesmann net alımda öne çıkan şirketler oldu. Bu şirketler
Ekonomi yönetimindeki değişim, hızla rasyonele dönüşün fiyatlanmasına neden oldu. Uluslararası finans çevreleri tarafından bilinirliği olan Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olarak kabineye dahil olması, Hafize Gaye Erkan’ın TCMB’nin ilk kadın başkanı olarak atanması önemli gelişmeler olarak nitelendirildi. Bu adımlar ekonomi politikalarının yeni bir rota arayışına girip girmediği tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Merkez Bankası’nın başkanı değişirken önceki başkan Şahap Kavcıoğlu gözden çıkarılmadı ve BDDK Başkanlığı’na getirildi. Ekonomi yönetiminde bir değişim gözlenmekle birlikte dengelerin korunduğu da gözlerden kaçmıyor. Şahap Kavcıoğlu liralaşma stratejisini kararlı şekilde hayata geçirme perspektifi ile öne çıkarken yeni yönetimin yaklaşım tarzını yakın bir zamanda uygulanacak politikalarla birlikte gözlemek mümkün olacak.
Değişim piyasalara yeni bir kan ve beklenti sunması açısından önemli. Ekonominin sürdürülebilir büyümesi ve istikrarına sinerji katan bir yönü olduğu
Ekonomide iyileşme sağlayacak adımları satın alan borsa yatırımcısı endeksi 5.114’e taşıdı. Küresel iş yapan ve defter değerine yakın hisseler ile yaz sektörleri, yatırımcılar için fırsat sağlayacak.
Seçimler geride kaldı. Ülke yönetimine dair belirsizliğin ortadan kalkmasıyla birlikte gözler yeniden ekonomiye çevrildi. Gerek reel sektörde gerekse mali sektörde faaliyet yürüten yatırımcılar koşullara uygun bir strateji ile mevcut sorunlara somut çözümler sunan hamleler bekliyor. Borsa cephesindeyse yaz mevsimine girilmesiyle birlikte daha fazla yaz sezonunda canlanan sektörlerin gündeme gelmesi sürpriz olmayacak. Turizm gelirlerinde canlanma beklentisi, ulaştırma sektöründe yolcu ve doluluk oranlarında yaşanacak artışlar sektör hisselerine de olumlu yansıyacak.
Yeni kabine etkisi
Yılın ikinci yarısında turizm sektörünün canlanmasını, yeni kabine ve enerji fiyatlarındaki düşüşün etkililerini ekonomi üzerinde görebiliriz. Bu da fiyatlara yansıyacaktır. Enflasyonun yüksek seyri karşısında getirilerin çok
Seçim belirsizliğinin geride kalmasını borsa yükselişle karşıladı. Endeks gün içinde yüzde 4.64 oranında yükselerek 4.793’e kadar çıktı. Şimdi sıra ekonomi cephesinde verilecek mesajlarda. Piyasalar artık yeni hikayelere odaklanacak
Bir süredir borsanın üzerinde ağırlığını hissettiren seçim belirsizliği ortadan kalktı. Belirsizlik yatırımcıları en fazla zorlayan etkenlerin başında geliyor. Piyasalar belirsiz olduğunda yatırımcıların tedirginliği artıyor ve kaygılar üst seviyeye çıkıyor. Böylesi durumlarda risk almak istemeyenler daha güvenli enstrümanlara yöneliyor. Belirsizliğin arttığı noktada panik işlemlerde de artış gözlenebiliyor. Panik ortamdaki işlemler neticesinde yatırımcılar pişman olacakları işlemlerde bulunabiliyor. Bu nedenle yatırımcılar açısından en riskli işlemler belirsizlik ortamındaki panik işlemlerdir. Öte yandan belirsizliğin kalktığı noktada piyasalar rahatlarken yatırımcı da önünü görebilmekten kaynaklı daha güvenli işlem ortamına kavuşuyor.
Seçimlerin geride kalmasıyla birlikte önemli bir belirsizlik de ortadan
Türkiye, dün 13. Cumhurbaşkanı’nı seçmek için sandık başına gitti. Seçim artık geride kaldı. Şimdi gündem ekonomi. İhracat ve turizm desteğiyle büyümeye odaklanılacak.
Türkiye 13. Cumhurbaşkanı için sandık başına gitti. Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda, Tayyip Erdoğan az bir farkla yüzde 50’nin üzerine çıkamamıştı. En fazla oyu alan iki adaydan Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu için seçmen 28 Mayıs günü tekrar sandık başına gitti. Bir önceki seçime göre katılımın daha az olduğu 2. tur seçiminde seçmen tekrar ‘Erdoğan’ dedi.
Seçimin geride kalması ile birlikte gözler tekrar ekonomideki sorunlara yöneldi. Hükümetin önünde başta enflasyon olmak üzere birçok sorun duruyor. Hükümet ise sorunları ekonomide büyüme ivmesini koruyarak aşmayı hedefliyor. Görülen o ki yüksek enflasyon ve büyüme aynı anda yaşanacak. Zira ekonomi yönetimi büyüme odaklı bir yaklaşımdan taviz vermeyi düşünmüyor. Reel