İdris Küçükömer boşuna “Türkiye’de sol aslında sağ, sağ da soldur” dememiş.
İşçinin, emekçinin bayramı 1 Mayıs’ı resmi tatil ilan eden bizim solun yıllardır “Faşist” ilan etmeye doyamadığı muhafazakar sağcı Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Devrimciliği ve demokratlığı kimselere bırakmayan DİSK ve sol partilerimiz ise 1 Mayıs’ları genellikle gerilimi tırmandırma maksatlı Taksim tartışmalarıyla geçirmeyi tercih ediyor! DİSK’in 1 Mayıs’ta alanlara çıkmasını istediği gerçekten de işçiler mi yoksa Taksim’de gövde gösterisi yapmayı planlayan marjinal gruplar mı belli değil!
İçişleri Bakanı “Terör örgütleri de Taksim’e gelin çağrısı yapıyor. Taksim Meydanı toplantı ve gösteri yürüyüşü için uygun değil” diyor. DİSK ve CHP ayağa kalkıyor. Bakanlık, İstanbul’da 40 ayrı yer ve güzergahı kutlama yeri olarak belirliyor, CHP bakanı istifaya çağırıyor!
Bitmedi… Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçen 1977’deki Taksim olaylarında hayatını kaybedenleri saygıyla andığını söylüyor, DİSK bu samimi anmaya da itiraz ediyor!
Savcılık iddianamesine göre 1977’de Taksim’de hayatını kaybedenlerin sayısı 34. DİSK’e göre ise 36. DİSK’in 1977’den 2010 yılına kadar ölü ilan ettiği isimler arasında Öğretmen Hülya Emecan da var. Emecan 2010 yılında verdiği röportajda “Ben ölmedim, lütfen artık beni saygıyla anmayın” demesine rağmen DİSK ikna olmuyor. Bununla da yetinmiyor “1977’te Taksim’de ölenlerin sayısı 36 değil 41” buyuruyor! Çalışma Bakanını da “Taksim’de ölen işçilerin sayısını bilmemekle suçluyor! Değişik bir yaklaşım..
Gelelim Taksim Meydanının kısa tarihine…
Meydan 1977’deki kanlı 1 Mayıs’tan tam 33 yıl sonra 2010’da kitlesel kutlamalara açılıyor. İşçi ve memur konfederasyonlarının tamamının katılımıyla 1 Mayıs’ın ortak kutlanması kararı alınıyor. Her konfederasyon başkanına 5 dakika konuşma süresi veriliyor. Sonra ne mi oluyor?
Marjinal örgütler kürsüyü ele geçiriyor. Sadece DİSK ve KESK temsilcileri kalabalığa hitap edebiliyor. Dönemin Türk-İş Başkanının konuşması sırasında kürsü işgal ediliyor. Memur -Sen Genel Sekreterinin kolu kırılıyor!
Yaşanan bu tatsızlığa rağmen 2011 ve 2012’de 1 Mayıs kutlamaları Taksim’de yapılıyor. Ancak 2013’ten itibaren bölgedeki inşaat çalışmaları ve marjinal grupların kaos planları sebebiyle kitlesel kutlamalara izin verilmiyor. Sınırlı sayıda katılımcıyla Taksim Anıtına çelenk konulmasına ve emekçilerin anılmasına izin veriliyor.
Peki DİSK geçmiş 1 Mayıs’ları hep Taksim’de mi kutlamış? Tabii ki hayır. 12 Eylül darbesinden sonra alanlarda kutlamalar başlamasına rağmen 1990’dan 2006’ya kadar İstanbul’un farklı yerlerinde kutlanmış 1 Mayıs’lar. 2007’deki Cumhurbaşkanlığı krizi arefesinde ise bugüne kadar devam eden Taksim tartışması alevlenmiş.
DİSK’e göre işçinin tek derdi 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak! Koca sendika marjinal grupları memnun etmek için her yıl peşine siyaseti de takarak 1 Mayısların bayram havasında geçmesine izin vermiyor.
Bunu yapacaklarına keşke şu soruya kafa yorsalar… 31 Mart seçimlerinde iktidar partisi her yerde oy kaybetti, birçok ilde belediyeler CHP’ye geçti. Buna rağmen Türkiye’de en çok sendikalı işçinin olduğu kentlerden Kocaeli, Sakarya, Konya, Gaziantep, Kayseri, Karabük’te neden sağ partiler belediyeleri aldı? İşçi kentlerinde işçilerin gündeminde neden Taksim yok?
İşçinin, emekçinin, alın teriyle hayatını kazanan herkesin bayramı kutlu olsun.