Farkında mısınız, Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararı hukuken yanlıştır diyen pek yok. Herkes, özellikle de AK Parti cenahı kararın siyaseten yanlış olduğu düşüncesinde. Muhalefetten de destek bulan bu görüşe göre “Yargının verdiği kararla İmamoğlu büyük bir siyasi avantaj yakaladı. Cumhurbaşkanı adaylığı artık kesinleşti!” İşi daha ileri götürüp saçma sapan kıyaslamalarla İmamoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset yolculuğu arasında paralellik kurmaya çalışanlar da var.
Nereden bakarsanız bakın yanlış bir yaklaşım bu.. Siyasetin yükü yargının sırtına yüklenmek isteniyor! Mahkemelerin önlerine gelen dosyaları hukuk çerçevesinde incelemek ve adil kararlar vermek dışında bir görevleri var da bizim mi haberimiz yok? Mahkemeler verdikleri kararların siyaseten kime yaradığı ile ilgilenmezler. Adınızın Ekrem İmamoğlu olması bu gerçeği değiştirmez…
Gelelim meselenin siyasi boyutuna… Filmi ta 1998 yılına sarıp Erdoğan’ın cezaevine girerken yaptığı konuşmayı alıntılayan ve “Bu şarkı burada bitmez” diyen Meral Akşener de siyasetteki rol modelinin Erdoğan olduğu her halinden belli olan İmamoğlu da fena halde yanılıyor. Alanda toplanan kalabalığa yaptıkları konuşmalar, zafer sarhoşluğuyla birbirlerine sarılarak verdikleri pozlar kocaman bir siyasal iletişim hatası… Neden mi? Madde madde anlatalım.
1- İmamoğlu ve Erdoğan birbirleriyle kıyaslanamaz. İmamoğlu sürecinin Erdoğan’ın yaşadıkları ve izlediği yol haritasıyla en ufak bir benzerliği yok.
2- İmamoğlu hukukun ilgi alanına giren bir suç işlediği için ceza aldı. YSK üyelerine “Ahmak” demek hakarettir. Bu suç kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlendiği için kamu suçudur ve nitelikli hakaret kapsamındadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise suç işlediği için değil şiir okuduğu için ceza almıştır. Hukuka aykırı bir uygulamanın mağduru olmuştur.
3- Erdoğan siyaset yolculuğunun her kilometresinde ezilmişler, dışlanmışlar ve yok sayılanlarla birlikte yürüdü. Onların hak ve hukukunu korumak için risk aldı. Türkiye’de uzun yıllar boyunca ötekileştiren bütün sosyal sınıfların sesi oldu. Birilerinin Erdoğan ile kıyaslamaya çalıştığı İmamoğlu’nun hangi haklı talebin, hangi kesimin mücadelesini verdiğini bilen var mı? Bu kıyaslamayı yapanlar Erdoğan’a büyük haksızlık ettiklerinin farkında mı acaba?
4- Erdoğan bugün dünya siyasetinde önde gelen 3-4 liderden biri kabul ediliyor. Mütevazılığı ve gücünü milletten alan siyaset yapma tarzıyla milyonların gönlünde taht kurmuş durumda. Dünyanın neresinde bir sorun belirse “Acaba o ne diyecek” diye gözlerin çevrildiği bir siyasi figür. Ve bir mahkeme kararı üzerinden İmamoğlu ile eşitlenmek isteniyor!
5- İmamoğlu hakkındaki yargı süreci devam ediyor. Ortada bir siyaset yasağı yok. Buna rağmen süreç tamamlanmış gibi yapılan her yorum bu kararı istismar eden çevrelerin elini kuvvetlendirmekten başka bir şeye yaramıyor. Sakin olup, sürecin tamamlanmasını beklemek ve ayağı yere basmayan siyaset fakiri analizlerden uzak durmak en doğrusu.
Son söz: Taklitler aslını yaşatır. İmamoğlu’ndan bir Erdoğan çıkmaz.