Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel arasında CHP’nin eski lideri Kılıçdaroğlu’nun da dahil edilmeye çalışıldığı bir kavganın koptuğuna dair iddialar siyasetin gerçekleriyle pek uyuşmuyor.
Teşbihte hata olmaz. İmamoğlu ve Özel suç ortağı.. Kılıçdaroğlu’nu meşhur zoom toplantılarıyla başlattıkları bir sürecin sonunda birlikte tasfiye ettiler.
Tüzük kurultayında “Güçlü Genel Sekreterlik” sistemine dönülmesi ve o koltuğun Selin Sayek Böke’ye teslim edilmesi konusunda anlaşmışlar. Böke’nin mevcut CHP yönetimi ve İmamoğlu’nun dış dünyayla bağını kuran isim olduğunu yine o Zoom toplantısında öğrenmedik mi?
Özel - İmamoğlu arasında bazı sorunlar yaşanması çok normal. Ama bu sorunlar hiçbir zaman taraflardan birinin Kılıçdaroğlu’nu yanına çekerek diğerinin ayağını kaydırmaya çalıştığı bir aşamaya gelmez. Çünkü birbirlerine muhtaçlar. Ve hatta İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı, Özel’in Genel Başkan olarak pozisyonunu koruduğu bir formülde bugünden anlaşmış durumdalar. İktidarla yürütülen “Normalleşme” siyasetinin bile kazananı aslında İmamoğlu. (Bu konuya başka bir yazıda değineceğiz).
Özetle... CHP’de sorun, kavga, parti içi iktidar yarışları gibi konuların alıcısı da reytingi de bol. Ama ortada birkaç gündür yazılıp çizildiği gibi keskin bir dönüş, saf değiştirme durumu yok. İmamoğlu bayramda bile aramadığı Kılıçdaroğlu ile el ele verecek ve Özel’i devirecek öyle mi? Hiç ayakları yere basan bir senaryo değil bu. Bütünü anlamak için ayrıntıya odaklanmak her zaman faydalıdır. Kılıçdaroğlu parlamenter sisteme dönülmesini istiyor. Peki ya İmamoğlu? Onun yol haritasında parlamenter sistem mi var yoksa mevcut sistemin devamını mı ister? Bu sorunun cevabı önemli…
Yavaş’ın gözü Demokrat Parti’de mi?
Her ne kadar aksini iddia etseler de İmamoğlu ile Mansur Yavaş arasında kıyasıya bir rekabet var.
Belediyeler Birliği seçimlerinde üstü örtülen çekişme milli maç üzerinden yeniden alevlendi. İmamoğlu’nun maçı Almanya’da izlemesini Yavaş’a yakın sosyal medya trolleri eleştirel tweetlerle Türkiye gündemine soktu. İmamoğlu’nun trolleri ise Yavaş’a Ankara’da yapamadığı metro ve sel görüntüleriyle yüklendi.
Bunlar daha başlangıç. 2028’e doğru daha ne kavgalar kopacak. Yavaş’ın CHP’deki güvencesi Kılıçdaroğlu idi. Mevcut CHP, Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adayı yapmaz. O da bu gerçeği bildiği için boş durmuyor. Ankara’da Yavaş’ın Demokrat Parti üzerinden bir strateji geliştirdiğine dair iddialar son günlerde çok konuşulmaya başlandı.
Ankaralılar bilir. Demokrat Parti’nin genel merkez olarak kullandığı eski Anavatan Partisi binası yeri itibariyle çok kıymetli bir bölgededir. İddia o ki, bu binanın arsasına büyük bir rezidans inşa edilecek, yıllardır çözülemeyen imar ve ruhsat sorunları yakında Büyükşehir Meclisinde halledilecek.
Ve 2028 sürecinde Yavaş belki de Demokrat Parti çatısı altında bir yürüyüş başlatacak. Çok da mantıksız bir senaryo gibi gelmedi bana . Siz ne dersiniz?