Zafer Şahin

Zafer Şahin

zafer.sahin@kanald.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’de muhalefetin olayı her şart ve durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kıyasıya eleştirmektir. Ama ne hikmetse iktidar olmak için hepsinin gözü de onun partisinin eskilerindedir!

Son örnek Mehmet Şimşek… CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun eski AK Partili bakana Cumhurbaşkanlığı adaylığı değil ama milletvekilliği ve olası bir iktidarda bakanlık sözü verdiği uzun zamandır kulislerde konuşuluyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğine Ali Babacan’ın prensi Can Akın Çağlar’ın getirildiği dönemde Şimşek’le ilgili kulisler de dönmeye başlamıştı.

Haberin Devamı

Babacan ve Şimşek gibi finans çevrelerinin niyeyse pek sevdiği isimlerin muhalefetin A takımına bugünden dahil edilmeye çalışılması anlamlı. Olası bir Millet İttifakı iktidarında üretim ekonomisinin değil sıcak paraya dayalı borç ekonomisinin Türkiye’ye dayatılacağı anlaşılıyor. Bu başka bir yazının konusu. Biz Mehmet Şimşek vakası üzerinden devam edelim.

Şimşek’in tek özelliği finans çevrelerinin onu sevmesi değil. Güneydoğu Anadolu’da HDP’ye oy vermeyen Kürt kökenli seçmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan desteği kırılmak isteniyor. Bunu da Şimşek gibi bölgede tanınan, etnik kökeni itibariyle vatandaşta karşılık bulacağını düşündükleri isimlerle başarmayı hedefliyorlar. Babacan’ın bölgenin önde gelen bazı kanaat önderlerini partisine çekme çabaları da CHP’nin Mehmet Şimşek’e kapılarını açması da hep bu yüzden.

Hafta sonu Şanlıurfa’daydım. Erdoğan’ın 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 64.8 oy aldığı bir kent Şanlıurfa. Burada muhalefet bugünden kolları sıvamış. Bir dönem kentte valilik de yapan İyi Partili Nuri Okutan’ın AK Parti’de siyaset yapan bazı isimlerle görüşmeler yaptığı konuşuluyor. Aynı şekilde Babacan’ın partisinden de birçok isme benzer teklifler gidiyor. Aslında muhalefet böyle bir strateji ile kendi açısından doğru olanı yapıyor. Bir oyun bile önemli olduğu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi kritik öneme sahip. Bölgede Erdoğan’a gitmesini engelleyecekleri oylar ülke genelinde kendi adaylarının şansını artıracak.

Haberin Devamı

AK Parti, bölgede HDP’den sonra ikinci parti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018’de Adıyaman’da yüzde 67.4, Bingöl’de Yüzde 66.7, Şanlıurfa’da Yüzde 64.8, Bitlis’te yüzde 50.2, Siirt’te 42.8, Van’da yüzde 35.4, Mardin’de 34.4, Ağrı’da 32.8 oy aldı. Bu oylar aynı zamanda ayrılıkçı terör örgütünün baskısına rağmen bölge halkının devletine olan bağlılığının da bir göstergesi. Ancak 2018’in şartlarıyla 2023’ün şartları çok farklı olabilir. Tam da bu sebeple AK Parti’nin Güneydoğu’ya özel bir çalışma yapması şart. Yoksa tek sürpriz Mehmet Şimşek olmayabilir.

O uçaklar düdüklü tencere oldu

 Orman yangınlarından sonra Türkiye’nin geçmişte uçak ürettiğini hatırlayanlar doğru söylüyor. Ama uçak üreten fabrikaların kim tarafından ve neden kapatıldığından hiç bahsetmiyorlar!

Bu ülkede 1933-1948 arasında 3 ayrı fabrikada tam 351 uçak üretildi. Ve bunlardan bir bölümü Danimarka ve Hollanda’ya satıldı.

Sonra ne mi oldu? 2. Dünya Savaşı’ndan sonra birileri bize “Siz uçak üretmeyin, biz size veririz” dedi. Ve uçak fabrikaları birer birer kapatıldı. 

Haberin Devamı

Ankara’dakini düdüklü tencere fabrikasını çevirdiler! Kullanılmayan uçakların gövdesinden tencere ürettiler. Şaka gibi değil mi? Ama gerçek bu. Resmi tarihin hiç değinmediği gerçekler bunlar.

Resmi tarih size ABD’nin 1940’lı yıllarda sırf uçak üretmesin diye Türkiye’ye 95 milyon dolarlık savaş malzemesi verdiğini yazmaz. Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanının ürettiği uçaklar sorunsuz uçan Nuri Demirağ’a “Amerika’dan bedava uçak almak dururken sana sipariş verirsem bu millet beni asar” dediğini de… 

Yerli uçak sanayiini bitiren süreç 11 Eylül 1947’de meşhur Truman Doktrininin uygulamaya girmesiyle başlar. Türkiye 4 Temmuz 1948’te ABD ile “Ekonomik İş birliği” anlaşması imzalar. 1946-1952 arasında çoğu uçmayan 1905 Amerikan uçağı Türk Hava Kuvvetleri envanterine girer. Kendi uçağını üreten ülke ABD’nin eskilerine mahkûm edilir. Uçak sanayii adım adım yok edilir.

Finali 15 Mart 1950’de fabrikaları resmen kapatarak yaparlar. Ve bütün bunlar olurken iktidarda A- Ke- Pe yoktur. Bazı medyatik tarihçilerin iddia ettiği gibi kapatma kararını veren Menderes değildir.

Dönemin Başbakanı Şemsettin Günaltay, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’dür.

Geçmişi bilmeyen onu yeniden yaşamaya mahkûmdur. Orman yangınlarını fırsat bilip “Biz geçmişte uçak üretiyorduk” diye popülizm yapmak kolay.

O uçakları düdüklü tencere haline getiren süreci de çocuklarımıza anlatmak zorundayız.

Anlatalım ki bir daha benzer bir süreç yaşanmasın. Onca engellemeye rağmen dünyada helikopter üreten sayılı ülkelerden biri haline gelen, İHA-SİHA teknolojisinde de ilk 10’a giren Türkiye bir daha geri gitmesin.

Not:  Nuri Demirağ’ın torunları Ankara’da, TUSAŞ’ta harikalar yaratıyor. Enseyi karartma Türkiye…