Ankara’da herkesin cevabını merak ettiği iki soru var.
1-Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?
2- Seçim hangi tarihte yapılacak?
İlk sorunun cevabını altılı masanın ortakları dahi bilmiyor. O yüzden bu meseleye -şimdilik- çok fazla kafa yormaya gerek yok.
İkinci sorunun cevabı ise büyük ölçüde netleşmiş gibi. Kulislerde öne çıkan tarih 14 Mayıs 2023. (25 Kasım 2022 günü sosyal medya hesabımızdan bunu duyurmuştuk.) Fakat üzerinde çalışılan başka tarihler de var. An itibarıyla seçim tarihi değil ama seçim kararının alınacağı tarihler belli. Hukuken seçimin yenilenmesi kararının 30 Ocak-7 Nisan arasında alınması gerekiyor. İşte olası seçim tarihleri ve kararın alınması muhtemel günler…
EN ERKEN SEÇİM TARİHİ: Seçimlerin yenilenmesiyle ilgili olarak iktidarın hazırladığı seçim simülasyonuna göre, Türkiye’de seçim en erken 9 Nisan Pazar günü yapılabilir. Çünkü seçim kanununda yapılan değişikliğin yürürlüğe girebilmesi için seçimin 6 Nisan’dan sonra yapılması gerekiyor. Bu tarihte yapılacak bir seçim için kararın 30 Ocak-3 Şubat arasında alınması lazım. Karar alındıktan 60 gün sonra seçimin gerçekleştirilme zorunluğu var. Kararın alındığı gün ve Resmi Gazete’de yayımlanma süresi (48 saat) hesaba katılarak 60 günlük süre bu üç günden sonrası olarak hesaplanıyor.
EN GEÇ SEÇİM TARİHİ: 11 Haziran. Eğer seçim kararı 7 Nisan’da alınırsa, seçim normal zamanından sadece bir hafta geriye, yani 11 Haziran’a alınabilir. Bu tarihten sonra karar alınması hukuken mümkün değil.
Karar 27-31 Mart’ta alınırsa, seçim 4 Haziran’da.
20-24 Mart’ta alınırsa, 28 Mayıs’ta.
13-17 Mart’ta alınırsa, 21 Mayıs’ta.
6-10 Mart’ta alınırsa, 14 Mayıs’ta.
27 Şubat-3 Mart’ta alınırsa, 7 Mayıs’ta.
20-24 Şubat’ta alınırsa, 30 Nisan’da.
13-17 Şubat’ta alınırsa, 23 Nisan’da.
6-10 Şubat’ta alınırsa, 16 Nisan’da.
30 Ocak-3 Şubat’ta alınırsa, 9 Nisan’da yapılacak.
Bu bir Almanya bizi kıskanıyor yazısıdır
Kristian Brakel… Almanya’nın önde gelen Türkiye analistlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bir dönem meşhur Alman vakıflarından Henrich Böll Vakfı’nın Türkiye Temsilcisi olarak da görev yapmıştı. Brakel son Türkiye analizinde “İçimizdeki İrlandalıların” görmediği, görmekten kaçındığı net bir durum tahlili yapmış. Ve demiş ki…
Türkiye büyük bir ekonomik güç olursa ve askeri/güvenlik açısından rahatlama fırsatı bulursa, çok sert ve güçlü bir şekilde ayağa kalkar. (Batı’nın ve içerideki çözüm ortaklarının Türkiye’ye dair en büyük korkusu bu. Blaker’in tespiti aynı zamanda bir itiraf.)
Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini yavaşlatması, diğer şeylerin yanı sıra karmaşık bir jeopolitik zincirin ve güç oyununun bir parçası olarak görülmelidir. Ama Türkiye eninde sonunda pes edecek. (Türkiye’yi pes ettirmek en büyük amaçları. Öncelikli hedefleri Recep Tayyip Erdoğan.)
Türkiye’nin uzun yıllardır yaşadığı sorun, güvenlik açısından gıda zincirinin en altında yer almasıdır. Büyük bir ekonomik güç olmadılar ve askeri açıdan güvenlik perspektifinden başa çıkmaları zor. Bu yüzden fırsat bulduklarında zeminlerini bu kadar sert tutuyorlar. Ve şimdi bir kez daha kendi ayakları üzerinde durma şansına sahipler. (Tam üstüne bastın Kristian… Türkiye yüzyılı başlıyor.)
Brakel’in analizi Batı’nın tarihin bu döneminde Türkiye’nin neyin mücadelesini verdiğinin farkında olduğunu gösteriyor. Kavga tam olarak bu yüzden büyük. Ve giderek daha da şiddetlenecek. İçimizdeki İrlandalılara, Almanya gönüllülerine, İngiliz muhiplerine ve Amerikan mandacılarına duyurulur. Türkiye kazanacak, siz kaybedeceksiniz.