CHP’de Atatürk’ün vefatından sonra yapılan 26 Aralık 1938 tarihli olağanüstü kurultayda alınan kararlarla...
Atatürk: Ebedi Şef
İsmet İnönü: Milli Şef ve Değişmez Genel Başkan ilan edildi.
İnönü’nün Değişmez Genel Başkanlığı sadece vefat, istifa ve hastalık durumunda boşalabilecekti. İnönü bu kurultayda alınan kararlarla tam 33 yıl CHP Genel Başkanı olarak kaldı.
Tüzük gereği kendisi istemediği takdirde karşısına bir rakip çıkması mümkün değildi! 5 Mayıs 1972 tarihli kurultayda Parti Meclisi seçimini kaybettiği için istifa etti. İstese genel başkan olarak kalabilirdi.
Bu hikâyeyi niye hatırlattık? CHP’deki mevcut durum İnönü döneminden pek farklı değil. Tüzükte yazmıyor ama Kılıçdaroğlu adeta İnönü’den sonraki ikinci “Değişmez Genel Başkan” gibi. Kendisi istemedikten sonra ne İmamoğlu ne de bir başkası onu koltuktan kaldıramaz.
Kılıçdaroğlu bu gücü CHP’nin delege yapısından alıyor. Üstelik mesele sadece bu delegenin Kılıçdaroğlu tarafından bizzat belirlenmiş olması da değil. CHP’nin iller bazında çıkardığı delege sayılarını belirleyen sistem genel başkanlara olası rakipleri karşısında müthiş bir avantaj sağlıyor.
Sosyolog Mutlu Çınar’ın CHP’deki delege sistemini incelediği çalışmasına göre, doğal delegeler hariç, 1200 kurultay delegesinin yüzde 54.3’ü CHP’nin büyükşehir ya da il belediye başkanlıklarını alamadığı illerden geliyor.
CHP, Türkiye genelinde aldığı oyların yüzde 59.15’ini büyükşehirleri elinde tuttuğu Adana, Antalya, Ankara, Aydın, Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla ve Tekirdağ’dan topluyor. Bu 11 ilin delege sayısı 494’te kalıyor. Yani toplam delegenin yüzde 41.16’sı!
CHP’nin milletvekili çıkaramadığı Aksaray, Ağrı, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Erzurum, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, Mardin, Muş, Nevşehir, Siirt, Şırnak, Tunceli, Van ve Yozgat’tan oluşan 19 ildeki oy oranı yaklaşık yüzde 2. Bu iller kurultaya tam 138 delege yolluyor. Tüm kurultay delegelerinin yüzde 11.5’i bu illerden geliyor.
CHP’nin il belediyelerini elinde bulundurduğu Ardahan, Artvin, Bilecik, Bolu, Burdur, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Kırşehir ve Sinop’taki aldığı oyların toplam oyları içindeki oranı yüzde 4.81. Bu illerden 54 kurultay delegesi seçiliyor. Toplam delegenin yüzde 4.5’i bu illerden geliyor.
CHP’nin Türkiye genelinde aldığı oyların yüzde 21.49’unu topladığı İstanbul’un delege sayısı ise 196. İstanbul, CHP’ye verdiği oya göre kurultay delegesi çıkarabilseydi bu rakam 258 olacaktı.
Yani tüzükteki “Seçilmiş kurultay delegeleri il kongrelerinde o ilin TBMM üye sayısının iki katı olarak seçilir” kuralı sebebiyle İstanbul’un delege sayısı 62 azalıyor. Ve CHP’ye oy olarak hiçbir getirisi olmayan illerin delegeleri kurultay sonucu üzerinde belirleyici oluyor.
Rakamlar yalan söylemez. CHP’de genel başkan ve parti yönetimini seçen delegelerin yarıdan fazlası partiye oy vermeyen ya daha az destek olan illerden geliyor. Yani Kılıçdaroğlu’nun gücü kurultay delegelerinin sayısının belirlendiği sistemden kaynaklanıyor.
İmamoğlu’nun elindeki büyükşehir imkânları elbette önemli. Delegeyi etkileme ihtimali var. Ama Kılıçdaroğlu’nun elinde o açığı kapatacak büyük ilçe belediyelerinden fazlasıyla var. İş, ihale, Meclis üyeliği vaatleri, vs. Kim, ne istiyorsa alıyor!
Hal böyle olunca, Kemal Bey delegeleri, onlar da Kemal Bey’i seçiyor. Bunun adı da parti içi demokrasi oluyor!
Allah uzun ömür versin, Kemal Bey yaşadığı sürece CHP’nin başında kalır.
Hatta bir kurultayda kendisine “Ezeli Şef” unvanı bile verilebilir.
Ortam buna müsait.
Tunca Bengin
İsrail teröründe neredesiniz?
23 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
‘Benim teröristim iyi’ çıkmazı
23 Aralık 2024
Hakkı Öcal
Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak
23 Aralık 2024
Eren Aka
Belediyelerin borç tartışması bitmiyor!
23 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Yengeç | Jüpiter ile şans ve bolluk sizinle olacak
23 Aralık 2024