Evin mutfağından çekilen videolar, Youtuber buluşmaları derken CHP lideri Kılıçdaroğlu şimdi de Twitter hesabının biyografisine “Gençlerin Demokrat Amcası” sıfatını ekledi.
73 yaşındaki Kemal Bey’in gençlere ulaşma azmini takdir etmemek imkânsız.
Belli ki birileri CHP liderine “2023 seçimlerinde oy kullanacak 64 milyon seçmenin 13 milyonu 1997 ve sonrasında doğanlardan oluşacak. Buradan yürü” demiş.
Öğrendiğim kadarıyla, o birileri Kemal Bey’e şu notu da iletmiş: Kamuoyu araştırmalarına göre gençler sizi inandırıcı bulmuyor. Bu sorunu aşmanız lazım.
Kemal Bey de mesajı almış, var gücüyle açığını kapatmaya çalışıyor.
Yürüdüğü yol doğru ama yürüme şekli sıkıntılı. “Katarlı öğrencilere sınavsız üniversite” yalanını hiç araştırmadan sahiplenmesi ve bu yanlışta ısrar etmesi inanılır gibi değil.
Gençler acaba bu tip tutarsızlıklar yüzünden kendisini inandırıcı bulmuyor olabilir mi?
Sermaye ırkçılığı ve Katar
Kusursuz bir algı çalışmasına imza attılar.
Yüz binlerce öğrenci ve ailelerine tam da sınav öncesi duygusal bir çöküş yaşattılar.
Gençlerin ülkelerine olan inancına yıkıcı bir darbe indirmek istediler.
Kısmen başarılı da oldular. Sokak Katarlı öğrenci yalanını konuşuyor.
Bu ülkede yaklaşık 200 bin yabancı öğrencinin eğitim gördüğünü, devletler arasında mütekabiliyet gözetilerek böyle anlaşmalar yapıldığını, bunun o ülkelere çok farklı siyasi, ekonomik ve kültürel avantajlar sağladığını uzun uzun anlatmaya gerek yok. Zaten bu iddiayı servis edenler de gerçeğin ne olduğunu biliyor. Yalanı yayınlayan haber sitesi bir anlamı olmasa da özür metni yayınladı. Yalanı sahiplenen bazı siyasiler, sosyal medya trolleri ise hâlâ geri adım atmıyor.
Onlara değil ama gençlere işin doğrusunu kısaca anlatalım.
1- Milli Savunma Bakanlığı’nın dost ve müttefik ülkelerle askeri sağlık alanındaki iş birliği faaliyetleri Türk dış politikasına uygun olarak yürütülüyor.
2- Katar ile imzalanan protokolün kapsamı dost ve müttefik 11 ülke (Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Kosova, Makedonya, Pakistan, Tunus, Ürdün) ile imzalanan protokollerle aynı içeriğe sahip.
3- Bu protokoller kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını etkilemiyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi önce Türk vatandaşları için kendi ihtiyaçları doğrultusunda planlama yapıyor. Sonra anlaşma yapılan ülkelere mütekabiliyet esasına göre kontenjan veriliyor.
4- Eğitimlerin ücretsiz olduğu iddiası gerçek değil.
Hal böyleyken, nedir bu Katar düşmanlığı derseniz; bunun içerideki adı sermaye ırkçılığıdır.
Dışarıdaki durum ise biraz farklıdır. Katar ve Türkiye’nin tarihin bu döneminde kurduğu siyasi ve ekonomik iş birliği bu iki ülke üzerinde hesapları olan küresel aklı rahatsız etmektedir.
Meselinin özü budur.
İmamoğlu’nun Gül’e jesti
CHP kulislerini sallayan iddiayı CNN Türk’te gazeteci Melik Yiğitel gündeme getirdi.
CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e kendisinden önceki dönemde tahsis edilen belediyeye ait makam ve hizmet araçlarını geri çekmemişti.
Hatta Gül’ün yanında çalışan görevlilere lojman da verilmişti!
“E, ne var bunda?” diyebilirsiniz. Bence de eski bir Cumhurbaşkanı’na böyle bir ayrıcalık tanınması anlaşılabilir bir şey.
Ancak CHP içinde bu durum sıkıntı yaratmış. Konu Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar gitmiş.
Elimde İmamoğlu’nu CHP liderine şikâyet eden bir partilinin mesajı var. Özetleyerek aktarıyorum.
“Sayın Genel Başkanım. Ekrem Bey göreve başladıktan sonra bütün kurum ve kuruluşlardaki belediyeye ait makam ve hizmet araçlarını geri aldı.
Ama Abdullah Gül’e tahsis edilen çift şoförlü araç halen şoförlerle beraber Gül ailesine hizmet etmeye devam ediyor.
Her gün yüzlerce kilometre yol yapıyor.
Ayrıca belediyenin ihtiyaç sahipleri için yaptırdığı sosyal konutlar da Gül’ün yanında çalışan personele lojman olarak tahsis edilmiş.
Gül ailesi iki konutu da misafirhane olarak kullanıyor.
Bir konut ise depo olarak kullanılıyor.
Bu durumu nasıl vicdanınıza sığdırıyorsunuz? Fakirin, fukaranın hakkını neden önemsemiyorsunuz?”
Şikâyet sahibi CHP’linin iddiaları doğru mu bilmiyorum.
Büyükşehir bu konuda bir açıklama yaparsa kamuoyu aydınlanır.
Ancak Kemal Bey’in de İmamoğlu’nun da Gül’e sempatisi malum. İmamoğlu’nun kendisine genel sekreter olarak Ali Babacan’ın en yakın adamını seçmesi zaten her şeyi anlatıyor.
İmamoğlu belli ki Kemal Bey’in dostlarıyla iktidara yürüme stratejisini İstanbul’da hayata geçirmeye çalışıyor.
CHP’liler kendilerini bu duruma alıştırsa iyi olur. Dostlarla iktidar böyle bir şey.
Ne kadar jest, o kadar dostluk... Gerçi burada jesti yapan hep CHP ama sorun yok.
Vardır parti büyüklerinin bir bildiği...
NOT: CHP’den istifa eden milletvekillerine bu hafta iki ismin daha ekleneceği konuşuluyor.