AK Parti İzmir Milletvekili adayı Eyüp Kadir İnan 30 yaşında genç bir siyasetçi.
Partisi onu İzmir gibi bir kentte ilk sıradan aday göstermiş.
CHP’nin ilk sıra adayı ise FETÖ’nün yayın organlarında kalem oynatan, “Kemalizm ırkçılıktır” diyen bir isim!
AK Partili İnan, Karşıyaka sokaklarında dolaşırken karşısına ellerinde Atatürk posteri olan iki genç çıkıyor. Sözde İnan’ı protesto
ediyorlar! Havada çok net bir provokasyon kokusu var.
Ama İnan oyuna gelmiyor. Son derece sakin ve kendinden emin bir şekilde İzmir için yapacaklarını anlatıyor. Karşısındakilerle diyalog kurmaya çalışıyor. Ama ne mümkün. Sözde protesto Atatürk posterleri eşliğinde devam ediyor.
İnan karşısındaki gence CHP’nin adayını hatırlatıyor, “CHP’nin adayı kim biliyor musun?” diye soruyor.
Gelen cevap ibretlik: Bize ne, biz AKP’ye karşıyız!
Bu tek satırlık cümle içerisinde o kadar derin anlamlar barındırıyor ki…
FETÖ’cülerden, kendilerine Atatürk’ün itleri diye hakaret edenlerden değil ama AK Parti’den rahatsızlar!
Sonra da kutuplaşmadan şikâyet ediyorlar!
Oysa altı genel başkanın altına imza attığı protokole Atatürk’ün adını bile yazamadılar. Çünkü korkuyorlar. İzmirliyi Atatürk üzerinden kandırmaya devam ediyorlar. AK Parti ve MHP’nin imzaladığı protokolde Atatürk de var, Türk Milleti de. Hangi ittifak daha Atatürkçü oluyor bu durumda?
O gençleri oraya yollayanların derdi Atatürk falan değil. Onlar sadece seçim dönemi Atatürk’ü hatırlar ve hatırlatır.
Sadece bugüne kadar hep kullandıkları ve sonuç aldıkları bir yöntemi bir kez daha deniyorlar.
Gör bunları İzmir.
O maskeleri düşürmenin zamanı geldi artık. Yoksa yarın gerçekten çok geç olacak.
Kılıçdaroğlu o türbenin hikâyesini bilseydi
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun cumartesi günü protesto edildiği Sahabe Safvan Bin Muattal Külliyesi’nin ilginç bir hikâyesi var.
Sahabe Safvan Bin Muattal, Hz. Ömer döneminde Halid Bin Velid komutasında bölgeye asker olarak gelmiş ve aldığı ok yarasıyla şehit olmuş. O gün bugündür kabri iftiraya uğrayanlar için sabrın, iftira atanlar için azabın sembolü haline gelmiş.
Bu Külliye’nin tarihi hikâyesi. Bir de yakın döneme dair, Kılıçdaroğlu’nu kahredecek siyasi bir hikâyesi var o Külliye’nin.
Yıl 2013. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Adıyaman’ın inanç turizmindeki en önemli kültürel varlıklarından biri olan kabrin olduğu bölgeye bir türbe ve 2 bin kişinin aynı anda saf tutabileceği caminin de içinde bulunduğu külliye inşa etme kararı alır. Rahmetli Kadir Topbaş tarafından başlatılan proje belediye CHP’ye geçince durdurulur. Çünkü yeni Başkan Ekrem İmamoğlu’nun öncelikleri farklıdır.
Devreye Cumhurbaşkanı Erdoğan girer, Çevre Bakanlığı’na talimat verir, Külliye’nin inşaatı tamamlanır. 6 Şubat depreminde hasar görmeyen Külliye’nin ilk ziyaretçilerinden biri de Kılıçdaroğlu olur.
Şimdi bir düşünün.
O muazzam eseri İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapsaydı. Cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu da açsaydı… Ne havası olurdu ama Kemal Bey’in. Yıllardır muhafazakâr seçmene ulaşmak için attığı adımların ve evin mutfağından çekilen videoların tamamından daha etkili bir mesaj vermiş olmaz mıydı seçmene?
Ama olmadı. Üstüne bir de orada protesto edildi. İmamoğlu’nun vurdumduymazlığının bedelini Kılıçdaroğlu ödedi.
Bu arada Samsat’ta altı yıl önce yaşanan depremde yıkılan konutların yapımına başlanmadığını iddia ettiniz Kemal Bey. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı video tam aksini söylüyor.
Bence siz bu kampanya döneminde bir daha Samsat’ı hiç anmayın. Türbenin hikâyesini hatırlayın yeter.