Her şey iyi giderken, bankacılarla gereksiz bir gerginlik yaratılıyor. Geçen hafta televizyonda izlediğim iki ayrı programda (birisi Cübbeli Ahmet Hoca) faizin haram olduğu; bu nedenle bankalarda çalışanların günah işledikleri ifade edildi. Bu açıdan bakıldığında, Sayın Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı da, Merkez Bankası da bankaları hedef almış gibi görünüyor. Geçen haftaki bir konuşmasında Sayın Başbakan, kredi faizlerinin çok yükseldiğini, faizlerin çok düşük, hatta “0” seviyesinde olması gerektiğinden bahsetti. Bu gelişmeler, bankalarda çalışanlar arasında kaçınılmaz bir tedirginlik yaratıyor.
Öte yandan, seçimden sonra Anayasa’nın tamamen değiştirileceği dillendiriliyor. Son alınan internet sitelerine erişimin engellenmesi kararı da, isteyenlerin engellemeyi kullanacağı söylense de tedirginliği arttırdı. Avrupa Birliği Türkiye’deki basın özgürlüğü kısıtlamaları konusunda karar alsa da, Birlik’in daha önce gösterdiği samimiyetsizlik ve tek taraflılık nedeniyle aldığı bu karar önemsenmiyor.
Bilgileriniz güvende olabilir
Basın mensuplarının bilgisayarlarının arandığı, basılmamış kitapların toplatıldığı ülkeler için, bir ABD yazılım şirketi “Carbonite” adlı bir yazılım geliştirdi. Bu yazılım, bilgisayarınızdaki tüm bilgilerin ve dosyaların otomatik olarak bir merkezde toplanmasını sağlıyor. İnternet üzerinden sağlanan bu sistem sayesinde bütün bilgiler güvenli ve yanlışlıkla silinme riski olmadan saklanabiliyor. Bu sitedeki bilgiler ve dosyalar hiç kimsenin erişememesini sağlamak amacıyla şifreleniyor. Yazılım sayesinde, isterseniz bütün bilgileriniz ve dosyalarınıza cep telefonlarınızdan da erişebiliyorsunuz. Sisteme üye olan kişi sayısı şimdiden 1 milyonu aştı. Halen, “Carbonite”ın bünyesinde 80 milyardan fazla dosya olduğu ve 7.2 milyardan fazla dosyanın bu sistemde saklanmasa idiler, yok olma tehlikesi ile karşılaşmış olabileceği hesaplanıyor. Böylece, kişilerin yüksek hafızalı bilgisayarlar taşımasına da gerek kalmıyor.
Karadeniz’deki hidrojen enerjisi
Önceki günkü Habertürk gazetesinde, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında açılması düşünülen “çılgın kanal projesi”nin bu denizdeki hidrojen sülfür gazını ortaya çıkarabileceği tezi ortaya atıldı.
Karadeniz’in, dünyanın en büyük hidrojen gazı stokunu bulundurduğu, birkaç yıl önce ortaya çıkarılmıştı. Hidrojenin petrolden sonraki en önemli ve en kolay işlenen enerji kaynağı olduğu düşünüldüğünde, Karadeniz kıyılarımızın ne kadar önemli bir enerji merkezi olduğu da anlaşılabilir.
Kanal’ın inşası sırasında, bu önemli konunun göz önünde bulundurulması gerekiyor.