Mısır’daki Mübarek rejiminin dünyada destekçisi kalmadı. Avrupa ve Amerikan televizyonları sürekli olarak Mısır’daki başkaldırıyı destekleyen yayınlar yapıyorlar. Mısır’daki seçimlerde hile yapılmış olma olasılığı yüksek ama İran Şahı’nın devrilerek yerine koyu dinci bir rejimin getirilmesi olayından beri, son yıllarda hiç bir ülkenin iç işlerine bu denli karışıldığı görülmedi. Mısır ordusu da devamlı kışkırtılıyor.
Bilindiği gibi, rafa kaldırıldığı iddia edilen “Büyük Ortadoğu Projesi”, son günlerde karışıklık yaşayan Tunus, Cezayir, Mısır gibi ülkeleri de kapsıyor. Amerikan yorumcuları, rejimlerin değişme sırasının Ürdün ve Suriye’ye de geldiğini söylüyorlar.
Bölgedeki kargaşa bize de yarar
Avrupa’daki ekonomik çöküntü, ekonomimizi şimdilik kötü etkiliyor. Sıkıntı içindeki Avrupa ülkelerine olan ihracatımız ve bu ülkelerden bize gelecek yatırım azalıyor. Üstelik, euro’nun dolar karşısındaki değeri artıyor. Bu ülkelerden gelecek turist sayısında da azalış söz konusu olacak.
Ancak, Orta Doğu’daki karışıklık, istikrarlı Türkiye’nin konumunu gittikçe güçlendiriyor:
* Karışıklık içindeki ülkelere gidecek tüm kalıcı yabancı yatırımlar Türkiye’ye gelecek. Kalıcı doğrudan yatırımlar dışında, İMKB’ye de para akacak. Özelleştirmeler kolaylaşacak.
* Karışıklık içindeki ülkelerin zenginleri de paralarını ülkemizde tutmak ve yatırımlarını ülkemizde yapmak isteyecekler.
* Karışıklıktan sonraki düzende, bu ülkelerin yeniden yapılandırılmasında, Türk inşaat firmaları ve sermayesi büyük işler alacaklar.
* Ülkeler arasında vizelerin kaldırılması, ülkemize sadece turist akını sağlamayacak; aynı zamanda bize olan beyin göçünü ve yatırım akışını da arttıracak.
* Irak’ta görüldüğü gibi, Türkiye karışıklık içindeki yakın ülkelerin tek mal sağlayıcısı olacak. Türk ihracatçısı, Avrupa’daki tıkanıklığı yeni kanallar bularak aşacak. Nitekim, 2002-2010 yılları arasında, Avrupa ülkelerine olan ihracatımız % 11 artarken, Orta Doğu ülkelerine olan ihracatımız % 25 arttı. Önümüzdeki 2 yıl içinde, halen toplam ihracatımız içinde % 20 olan Orta Doğu ülkelerine ihracat oranı % 24-25’e çıkacak.
* Halen Türk işgücünün ucuzluğu, Avrupa ortalamasının yarısının altında. Bizde işgücü oldukça ucuz. Avrupa ekonomisi düzeldikçe bu oran gittikçe düşecek olsa da, Türkiye’nin “karşılaştırmalı üstünlüğü” uzun süre devam edecek.
* Avrupa Birliği ülkelerinden birinde veya bir kaçında yaşanacak olası borç ödeyememe(default) durumu, ülkemizin elini daha da güçlendirecek.
Mario Reading, “Nostradamus” isimli son kitabında, Türkiye’nin, ABD ve Çin ile birlikte dünyanın ilk 3 büyük gücü arasına gireceğini söylüyor. Neden olmasın?