ABD Kongresi ve Senatosu, ABD Hükümetinin piyasadan alabileceği borç miktarının limitini yükseltti. Bu sayede Hükümet, ilave tahvil çıkarıp; bu tahvilleri FED(Amerikan Merkez Bankası)’e vererek artan nakit ihtiyacını karşılayabilecek. Sonuçta, FED piyasaya para vermiş olacak. Verilen paranın çarpan etkisi de düşünülürse, Amerikan ekonomisinde bir büyüme ve durgunluktan çıkış sürecine girilecek. Bu tedbirin uygulama sürecinde diğer ülkelerin karşı tedbir almaması durumunda, ABD Dolarının değeri düşecekti. Ancak, Avrupa Birliği Merkez Bankası(ECB)’nın karşı tedbiri gecikmedi.
ABD’deki gelişmelerin hemen sonrasında, ECB de piyasaya para vereceğini açıkladı. ECB, zor durumda olan Avrupa Birliği(AB) ülkelerinin devlet tahvilleri karşılığında, o ülkelere Euro likiditesi sağlayacak. Bu tedbir, AB üyesi olup da ekonomik durumu zorda olan ülkelerin “kurtarılma operasyonu”nun bir parçası olarak alındı. Bu suretle piyasaya çıkarılan ilave likidite de kaçınılmaz olarak, Euro’nun değerini düşürecek.
Dolar/Euro paritesi ise, Merkez Bankalarının piyasaya sürdüğü para miktarına ve bu miktarların ne zaman sürüldüğüne göre şekillenecek.
ABD ve AB Merkez Bankalarının aldığı bu tedbirler Türk Lirası’nın daha da kıymetlenmesine yol açabilecekti. Yani, onların aldığı tedbirler cari açığımızı daha da arttıracak nitelikte oldu. Merkez Bankamız(TCMB) ise, bir kaç gün önce aldığı seri kararlarla hiç gecikmeden bu operasyonlara cevap vermiş oluyor.
TCMB ne yapmak istiyor?
TCMB, yaptığı repo ihaleleri ile “piyasaya para veriyor”. Bu parayı verirken karşılığında devlet tahvili alıyor. Bir hafta vadeli repo yapılarak bankalara likidite sağlanması karşılığında bankalardan tahsil edilen faize, “politika faizi” adı veriliyor. İşte, bu “politika faizi” % 6.25’den % 5.75’e düşürüldü.
Merkez Bankası, daha önce aldığı tedbirlerin tam tersini uygulamaya başlayarak, gelişmiş ülke Merkez Bankalarına paralel; çok yerinde bir karar almış oldu. Bu suretle, piyasaya verilecek olan ilave ve nispeten ucuz para, ekonomi pastamızı büyütecek; kredi faizlerini düşürecek; bankaların daha çok devlet tahvili almalarını özendirecek ve bankaların döviz ihtiyaçlarını rahatça karşılamaları için onlara Türk Lirası likiditesi sağlayacak.
Bu tedbirlerle Merkez Bankası döviz fiyatının kontrollü olarak artmasını ve bu suretle de cari açığın kapatılmasını istediğini gösterdi. Bu tedbirler, ithalatın düşmesini, işsizliğin azaltılmasını, banka kârlarının artmasını ve büyüme hızının korunmasını sağlayacak.
Yarınki yazımda, bu konuya devam edeceğim. Aldığı bu tutarlı kararlar nedeniyle Merkez Bankası’nın tebrik etmekten başka yapılacak iş yok.