Artık kurtuluş yok. Küreselleşme, biz farkında olmasak da hayatımıza değişik biçimlerde yerleşiyor:
- Üretim kararları, artık sadece girdi maliyetlerine bakılarak değil, o ülkenin hangi ölçüde küreselleştiğine bakılarak alınıyor. Ham ve mamul madde global pazarlara ulaşıyor.
- Finans piyasaları ve borsalar, artık bulundukları ülkenin kuralları ile değil, global kurallarla çalışıyor. Hatta, son global krizin nedeni sayılan “kural tanımayan borsa ve piyasalar” yok olacağa benzemiyor. Sermaye ve sıcak para, güvenli liman sayılan ülkelerde cirit atıyor.
- Ekonomik kararlar, artık dış dünyada olup bitenlerden bağımsız biçimde alınamıyor. Bizimki dahil, tüm ülke ekonomileri dışa bağımlı hale geldi. Sadece, bağımlılığın az veya çok olması tartışılıyor.
- Politik kararlar, artık diğer ülkelerden bağımsız olarak alınamıyor. G 6, G 7, G 4, G 8, G 20 toplantıları ile EU, ECSC, NAFTA, CAFTA, LAFTA, LAIA, CARICOM, CARIFTA, AU, APEC, AEC, SAFTA gibi ekonomik ve politik işbirlikleri, hükümetleri alacakları kararlarda özgür bırakmıyor.
- Haberleşme ve bilgi aktarımı, artık tüm sınırları aştı. İnternet, cep telefonları, fiber optik, uydular sayesinde şeffaflık ve bilgiye erişim gittikçe hızlanıyor. İngilizce, dünya dili olma yolunda hızla ilerliyor.
- Rekabet, artık milli sınırlar içinde yapılamıyor. Aynı malın dünya ülkelerinde kaça satıldığı, ülkelerdeki vergi oranları, gümrük duvarlarının varlığı rahatça sorgulanabiliyor.
Yeniliğin hızına yetişilemiyor
- Ekoloji, artık hepimizin problemi. Küresel ısınma, hava ve su kirliliği, aşırı avlanma gibi problemler, global boyutta tedbir alınmasını gerektiriyor.
- Global kültür, artık milli kültürlerin yerini alıyor. “Milli kültürler” korunulmaya çalışılsa da, müzik, film ve televizyon sayesinde, global kültür ve hayat görüşü gittikçe yerleşiyor.
- Sosyal politikalar, artık küresel benzeşim içinde uygulanabilirse, başarılı oluyor. Kâr amacı gütmeyen ve hükümetlerden bağımsız hareket eden organizasyonların güçleri gittikçe artıyor. Bu kurumlar, artık “küresel birlik” içinde hareket etmeye başladılar.
- Teknik gelişmeler, artık çok kısa zamanda tüm ülkelerin hizmetine verilebiliyor. Yeniliklerin ve buluşların hızına erişilemiyor.
- Hukuk sistemi bile artık tam bağımsız değil. Uluslararası mahkemelerin gittikçe artan etkileri ve hukuk sistemlerinin giderek benzeşimi nedeniyle, yakın gelecekte global bir hukuk siteminden bahsedebileceğiz.
Benim merak ettiğim şey, bu konularla ilgili çözümler hakkında, seçim öncesinde partilerimizin ne düşündüğü!