Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kıyamet ne zaman olacak?” Hoca: “Küçük kıyamet mi? Büyük kıyamet mi?” demiş. “Hanım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem büyük kıyamet” diye devam etmiş. Bizde de, “büyük kriz” değil ama “küçük kriz” fırsat kolluyor. Ekonomi yönetimi yıllardan beri piyasaya ilk kez müdahale etti. Onda da yanlış etti. Şimdi, seçim öncesi gereksiz yere borsa düşüyor, döviz yükseliyor. Oysa, ekonomi yönetiminin görevi, seçim öncesinde istikrarı sürdürmek olmalıydı.
Merkez, hükümetin de baskısıyla munzam karşılıkları yükseltince ne oldu:
- Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke borsaları yükseliyor, bizimki düşüyor. Hem kalıcı olarak ülkeye hem de sıcak para olarak borsaya giren yatırımlar durdu ve paralarını çekmeye başladılar.
- Özelleştirmeler bir bir iptal edilmeye başlandı. Kural hatası gibi görülse de, eskiden olsa, özelleştirme ihaleleri kazananlara para ve ortaklık teklifi yağardı.
- Krediler azalmadı; arttı.
- Cari açık yükseldi.
- Büyümenin durdurulması hedefleniyordu; durdurulamadı.

Şimdi ne olacak?
Ekonomi yönetiminin görevi, istikrarı bozmak değil, istikrarı sağlamaktır. Bunlar, devam eden istikrarı bozdular. Hükümeti köşeye sıkıştırmak istermiş gibi, suni bir “küçük kriz” yarattılar. Ak Parti’nin kazanacağı belli olan bir seçimde, seçim öncesi normal olarak borsaların yükselmesi gerekirken borsayı düşürdüler.
Merkez Bankası’nın döviz rezervleri yüksek olduğu için “büyük kriz” çıkmayacak. Ancak, Türk ekonomisi bu tedbirler sonrasında dış ülkelere yabancılaşmaya ve bir ölçüde de giderek dışlanmaya başladı. Her ay kapatılması gereken 4 ila 5 milyar dolar döviz açığımız var. Bu açığın kargaşa içindeki Ortadoğu ülkelerinden kaçan sermaye tarafından kapatılacağı hesaplanıyordu. Şimdi, cari açık Bakan’ın açıklamalarının aksine daha da artacak. Çünkü yabancılar yalnız para getirmemekle kalmıyor, mevcut paralarını da geri istiyorlar.

Yapılması gereken
Seçim öncesi yapılması gerekenleri şöyle sıralayalım:
a) MB gerekirse döviz satarak, döviz fiyatlarını düzenlemeli. Yani, seçim öncesinde dövizde oluşabilecek ani sıçramalar mutlaka önlenmelidir.
b) MB munzam karşılıkları daha fazla arttırmayacağını açıklamalı; ancak, karşılıkları düşürme uygulamasını seçimden sonra yapmalı. Seçim öncesi, piyasada tartışılan ve soru işareti yaratacak hiçbir uygulama yapılmamalıdır.
c) MB faizde yükselme sinyali vermeli ve seçim sonrası faizi yükseltmeye başlamalı.
d) Borsada istikrar korunmalı; istikrarı bozucu söylem ve aşırı tedbir alınmamalı.
“Küçük kıyamet” Hoca için ne ise, “küçük kriz” de bizim için odur.