Ekonomik ve politik kararlar alınırken, ülke nüfusunun yapısına, yapıdaki olası değişim sürecine ve kalitesine bakılır. Nüfusun yapısını inceleyen ekonomik yaklaşıma “demografi” diyoruz. Yabancı yatırımcılar, karar almadan önce mutlaka o ülkenin demografik yapısını incelerler. Siyasi kararlar alınırken de, gerek kendi ülkenizin gerekse diğer ülkelerin demografik yapılarını bilmeden yerinde karar veremeyiz. Demografik yapı incelenirken şunlara bakılır:
* Ülke nüfusu, doğumlar, ölümler, göçler ve bunların nüfusa göre çeşitli rasyoları.
* Toplam nüfusa ilaveten kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, çalışabilen v.s. gibi nüfus katmanlarının mevcut durumu ve bunların tarihi seyri ile gelecekteki muhtemel gelişmeleri.
* Kadınların doğurganlık oranı, doğurganlığın ve çocuk ölümlerinin rasyoları ile yaşlara göre dağılımı.
* Aile kurma ve boşanmaların sayısı, tarihi gelişimi ve eşlerin çocuk sahibi olmalarının yaşlara göre ortalama dağılımı.
* Nüfusun ve alt kategorilerinin ortalama beklenen yaşam süreleri.
* Ülkenin aldığı ve verdiği göç miktarı ve nüfus ile nüfus kategorilerine oranı.
* Veri ve bilgilerin bölgeler ve yerleşim yerlerine göre ayrıştırılması.
* Bütün bu bilgilerin diğer ülkelerle karşılaştırılması.
* Aşırı uçlarda oluşan veri ve bilgilerin nedenlerinin daha detaylı araştırılması ve gelecekteki eğilimlerinin değerlendirilmesi.
* Demografik veriler içindeki etnik farklılıklar, işsizlik, gelir seviyesi ve sosyal sigorta sorunlarının dağılımına göre, alt incelemeler yapılması.
Sonuçlar nerelerde değerlendirilir?
Sağlık dahil, sosyal sigortala politikaları konusunda karar alınırken, yukarıdaki değerlendirmelerin hepsi göz önünde tutulur. Özellikle, erkek ve kadınlarda beklenen yaşam süreleri ve bu sürelerin tarihi gelişimi, “emeklilik yaşı”nın belirlenmesinde rol oynar. Göç verileri incelenerek, yabancılara sağlanacak vize ve vatandaşlığa girme kolaylıkları hakkında karar verilir. Milli ve yabancı özel sektör, yatırım kararı alırken mutlaka demografik verileri inceler. Hatta, gençler meslek seçimini bile, demografik verileri inceleyerek yapmalıdır.
Bu konuda yapılan uluslararası değerlendirmeler bize şu ilginç ip uçlarını veriyor:
* İnsanlar yaşlandıkça, indirimli satış yapan mağazalara daha çok ilgi gösterirler.
* 18-24 yaş arasındaki nüfus, “fast food” denilen yemek için zaman harcanmayan yiyeceklere rağbet eder.
* Zenginlik arttıkça, restoranlar ile hazır ve donmuş yiyeceklere olan talep artar.
* Yaşlandıkça, metabolizma yavaşlar; dolayısıyla, bu grup nüfusun sağlık ve jimnastik kulüplerine rağbeti artar.
* Artık, gittikçe daha fazla ilaç kullanılıyor. 5 yaşında bir çocuk için bile yıla ortalama 8 reçete yazılıyor. ABD’de 75 yaşındaki bir kişiye yıllık ortalama 18 reçete yazılıyor. Sağlık sektörü, yaşlı nüfus için daha fazla hizmet sağlıyor.