Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Devlet Planlama Teşkilatı 2011 yılında, cari işlemler açığının azalacağını ve açığın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla(GSYH)’ya olan oranının düşeceğini tahmin ediyor. Ancak, bu tahminin tutması Merkez Bankası’nınkilere ek tedbirler alınmasına, yabancıların tutumuna ve ülkemizdeki siyasi istikrarın sürdürülmesine bağlı.
* Merkezi Yönetim Bütçe Açığının Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranı, 2006 yılında % 0.6’ya kadar düşmüşken, 2010 yılında % 3.6 olarak gerçekleşti. Maliye Bakanlığı önümüzdeki yıllarda açığın daha da düşeceğini tahmin etmekle birlikte, bu yıl seçim nedeniyle tahminin gerçekleşmesi güç görünüyor. Özelleştirme takviminin de iyi yürüyemeyeceği belli. Bütçe açığımız, 2009 ve 2010 yıllarında Maastricht Kriteri olan % 3’ün üzerinde.
* 1993 yılından beri Kamu Sektörü Faiz Dışı Fazlası verilirken, 2009 ve 2010’da “Fazla”, GSYH’nin yüzdesi olarak eksi seviyelere düşüp, açık haline dönüştü.
* 2010 Eylül sonu itibariyle, Kamunun Net Borç Stoku 481.5 milyar lira oldu. Kamu Kesimi Toplam Net Borç Stoku’nun Türk Lirası oranı gittikçe artmakla birlikte, Merkezi Yönetim brüt borç stokunda durum farklı. Hazine’nin 2002’de % 15.5 olan döviz üzerinden borç oranını giderek artırdığı ve % 2010 yılında % 36.8’e ulaştığı anlaşılıyor. Döviz fiyatlarındaki olası artış, Hazine’yi olumsuz etkiler.
* Öte yandan, yurtiçi borçlanmanın genel vadesi 2002’de 9 ay iken, 2010’da 44 aya yükseldi. Türk Lirası İskontolu İç Borç stokunun süresi de, 6.6 aydan 10.6 aya yükseldi. Dış Tahvil Borçlanma Stoku’nun süresi de, 2004 yılındaki 4.1 yıl ortalama vadeden 6.3 yıla uzadı. 2001 yılında dış borçlanma maliyeti dolar bazında % 10.7 iken, bu oran 2010’da % 6.2’ye düşürüldü. İskontolu olarak satılan TL cinsinden iç borçların faizleri de, 2002’deki % 70 oranından, % 10’un altına düşürülmüş vaziyette. Bu veriler borç yönetiminin iyi yapıldığının da bir göstergesi.

Risk unsurları
* Hazine Garantili Dış Borç Stoku, gittikçe artarak tehlikeli boyutlara ulaşıyor. 2005 yılında 4.3 milyar dolar seviyelerini görmüş olan “Hazine Garantileri”nin miktarı 2010 yılında 7 milyar dolar civarına yükseldi. Hazinenin, gittikçe daha fazla oranda belediyelerin ve bankaların borçlarına kefil olduğu anlaşılıyor. Bu borçların, 2009 yılında % 25’i ödenemedi ve Hazine’nin üzerinde kaldı. Gerektiğinde bu borçlardan ayni tahsilat da yapılabiliyor. 2010 yılında ödenmeyen oran geçici olarak % 9’a düştü ise de, 2011 yılında yeniden ciddi bir artışa geçeceği aşikâr.
* Türkiye’nin toplam dış borç stoku, 300 milyar dolara yakın. Bunun 1/4’ünü kısa vadeli, 3/4’ünü uzun vadeli olarak sayabiliriz. Yine, borçların 1/3’ü kamu sektörüne ve 2/3’ü ise özel sektöre ait olarak görebiliriz. Kamu sektörünün Toplam Kısa Vadeli Borçlarının Uzun Vadeli Borçlarına Oranı 1/10 civarında olduğu için bir risk unsuru taşımıyor. Özel sektörün 50 milyar doları bulan Kısa Vadeli Borçları ise, ciddi bir risk unsuru.