Stephen Weir’in, “Tarihin En Kötü Kararları (History’s Worst Decisions)” adlı kitabında ilginç saptamalar var:
- 26 Aralık 2004’te Tayland, Srilanka ve Hindistan’ı vuran tsunamide 230 bin kişi öldü. Bu ülkelerin hükümetlerinin hepsi de, nükleer silahlara sahip olmanın maliyeti 30 milyon doları aşmayan “Tsunami Erken İkaz İstasyonları” kurmaktan daha önemli olduğunu düşünüyorlardı. Oysa, Endonezya sahillerine yakın bir yerdeki depremin yarattığı tsunaminin bu ülkelere ulaşması yaklaşık 2 saat sürüyordu ve önlem alınabilirdi. Amerika’nın Hint Okyanusu Diego Garcia’daki üssü, durumdan haberdar olmuş, fakat noel nedeniyle ikazı ulaştıracak telefon bulamamıştı.
- Hatırlarsınız, 2000 yılına girilirken, bilgisayarların 99’dan 00’a geçmeleri sırasında tamamen durabileceklerini öngören sanal bir risk yaratılmıştı. Riskin giderilmesi için, 100 milyar doların üstünde para harcandı. Ama, söylenilen hiçbir şey doğru çıkmadı.
- 1998 yılında, Bangladeş’in % 70’ini kaplayan sel felaketi 1000’den fazla kişinin ölümüne neden olmuştu. Bilim adamları bu felakete, çay üreticisi British India Company’nin sebep olduğunu buldular. Şirket, Assam ve Darjeeling çaylarının üretilmesi için Himalaya’lardaki tüm ormanları yok etmişti.
Sovyet aleyhtarı güçlere yardım
- 1989 yılında Amerikan Kongresi, Suudi Arabistan gizli servisinin başındaki Ahmed Badeeb’e Afganistan ve Pakistan’daki Sovyet aleyhtarı güçlere yardım amacıyla büyük miktarda para aktardı. Bu para, Badeeb’in öğrencisi olan Osama bin Laden’e gitti, El Kaide’nin güçlenmesi için harcandı. 1996’da Sovyetler’in Afganistan’dan çekilmesi ve Taliban’ın ülkeyi yönetmeye başlamasının ardından El Kaide, Afganistan’a yerleşti. ABD’nin yarattığı bu canavar, sonradan en büyük düşmanı oldu.
- Türkiye’yi de etkileyen Çernobil Atom Reaktörü’nün patlamasının etkisi, Hiroşima’ya atılan atom bombası’ndan 100 misli büyüktü. Reaktör, gece yarısı 01:15’te tüm ikaz sistemleri durdurularak test edilmeye çalışılması sırasında patladı. Türkiye’ye göre 2 misli uzakta bulunan İngiltere’de bile patlama sonrasının doğal etkileri hissedildi. İlk patlamada 81 kişi ölmesine rağmen, 100.000’den fazla kişi tiroid kanserine yakalandı. Patlamanın toplam zararı 360 milyar doları aştı. Tabiata verdiği zarar ise ancak 200 yıl sonra ortadan kalkabilecek.
- Geçen yıl Meksika Körfezi’nde BP’nin yaptığı petrol araması sırasında sızan petrolün bütün körfezi kaplaması, arama işlemi sırasında çok küçük tedbirlerin alınmaması nedeniyle gerçekleşmişti. Benzer bir kaza, 1984 Aralığında Hindistan’da Union Carbide isimli kimya fabrikasından sızan zehirli gazlar nedeniyle oluştu. Zehir bulutu, soluyan kişileri kör etti ve vücutlarını kontrol edemez hale getirdi. Bu kaza, güvenlik sisteminin tam olarak çalışmaması, güvenlik elemanlarının 20’den 6’ya, bakım elemanlarının 6’dan 2’ye indirilmesi suretiyle yapılan tasarruflar nedeniyle gerçekleşti. Kaza, gerisinde 20.000 ölü, 150.000 sakat bıraktı. Avrupa Komisyonu 2004 yılında bile bölgede gaz sızıntısının hâlâ içme sularını etkilediğini rapor etti.
- AIDS hastalığı, 1957-1960 yılları arasında Afrika’da, genel çocuk felci aşısı uygulanırken gerekli tedbirlerin alınmaması sonucu ortaya çıktı. Milyonlarca çocuğun hayatının kurtarılması için yola çıkılmıştı ama küresel bir felaketle karşılaşıldı. Aşı üretiminde kullanılan yerel maymunların böbreklerinden aşılara AIDS virüsü bulaştığı anlaşıldı. Yerel maymunlar yerine, denenmiş usullerin kullanılması halinde AIDS virüsü hiç ortaya çıkmayacaktı.