Arzu Güneysu Yıldırım ve Nazlı Elvan Demirbilek, 25 eski borsacının taktikleri, stratejileri, anıları ve sırlarını “Borsada Önden Koşanlar” isimli kitapta toplamış. Kitap, borsacıların ve borsayla ilgilenen herkesin okuması gereken; eski ve yeni tecrübe ve hatıralarla bezenmiş bir yapıt. Eser, aramızdan ayrılan ve hepimizde iyi anıları bulunan Tuncay Artun ve Mustafa Yılmaz’ı da bir kez daha hatırlamamıza olanak sağlıyor.
Bana göre, Borsamız hakkında şimdiye kadar yazılan kitapların en iyisi.
Tahtası kapatılan hisseler
Borsacıların üzerinde ortak görüşe vardıkları en önemli konunun, Borsa’da “tahtası kapatılan hisseler” olduğu anlaşılıyor. TMSF’nin el koyduğu banka veya şirketlerin ya da çeşitli nedenlerle Borsa’da alış verişi durdurulan kuruluşların hisse senetleri küçük yatırımcının elinde kaldı. Bu şirket veya kuruluşlar daha sonra yüksek fiyatlara başkalarına satıldığı halde, küçük yatırımcıya hiç bir şey ödenmedi. Örneğin TMSF, el koyduğu bankaları ve gazeteleri daha sonra çok yüksek fiyatlarla sattı ama banka veya gazete hisse senedini elinde bulunduran küçük yatırımcıya az da olsa bir ödeme yapmadı. Bu konuda, ya yasal tedbir alınması ya da “tahtası kapatılan hisseler” için bir Garanti Fonu oluşturulması gerekiyor.
Anılardan bazıları
Kitapta benimle de ilgili çok anı var. Anıların çoğu doğru, bazıları eksik, bazıları ise yanlış. Örneğin, Mehmet Bayrak, benden randevu istediklerini, aldıklarını ama benim randevuya gelmediğimi söylüyor. Böyle bir şey olmadığını Müslüm Bey’e de ifade etmiştim. Randevu isteği bana hiç ulaşmadı.
Adnan Cezayirli, mevcut Borsa binasının olması gerekenden büyük olduğunu savunuyor. Ahmet Dedehayır, 1994 krizinden sonra, Tezal Menkul Değerler’deki hisselerini hem kendisinin hem de halen Borsa Başkanı olan Hüseyin Erkan’ın devredip, ortaklıktan ayrıldıklarını söylüyor. Müslüm Demirbilek,
Menkul Kıymetler Tanzim Fonu’nun nasıl Borsamızın milyar doların üzerinde gelire kavuşturan fon olduğunu anlatıyor.
A.O.G’yi kurtarmak için yaptığımız toplantıyı, hem Nasrullah Ayan hem de Müslüm Demirbilek anıları arasına almış. Müslüm, Tuncay Artun ile Ali İhsan Karacan’ın anlaşmazlıklarının temel nedenini açıklıyor. Ayrıca, erken kurumsal genişlemenin bazen nasıl gereksiz bir zarara yol açtığı konusunda örnek veriyor.
Berra Kılıç Doğaner, el konulan Esbank’a nasıl Yönetim Kurulu Üyesi olduğu ve Erdal Arslan’ın gece yarısı kendisini nasıl aradığı ve Esbank’a tek başına nasıl el koyduğu konularına da yer vermiş. Ancak, yeni binanın alınması, otomasyona geçilmesi ve Borsa’nın yurtdışına açılmasının, Tuncay Artum döneminde olduğunu söylüyor. Bunları yanlış hatırlıyor.
Erol Göker, Demirbank ile ilgili anılarını ancak 10 sene sonra anlatabileceğini söylüyor. Mark Mobius’un “Hisse senedine ne zaman yatırım yapmak lazım?” sorusunu, “Paran olduğu zaman” diye cevapladığını anlatıyor; Borsa’nın da Takasbank’ın da derhal özelleştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Salahsun Hekimoğlu, “Sahte Çukurova Hisse Senetleri” sorununu nasıl çözdüğümüzü anlatıyor. İlhan İzibelli, İMKB’nin ilk genel kurulunda nasıl Başkan Yardımcısı seçildiğini hikâye ediyor. Muharrem Karslı, Kaya Erdem’in Amman’daki tahta sisteminin Borsa’ya getirilmesi konusunda kendisine nasıl yardım ettiğinden bahsediyor; Mustafa Yılmaz’ı Borsa’ya komisyoncu olarak, kendisinin aldığını söylüyor.
Yazarlar dahil bütün arkadaşlarıma teşekkürler. Elinize sağlık.