Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar, ekonomik belirsizliği artırıyor; beklenti yönetimini zorlaştırıyor. Faiz indirimi kararları, ekonomiyi canlandırmak için alınır. Bir taraftan faiz indirirken, bir taraftan piyasadan para çekilmesi, tutarsız bir para politikası uygulandığı izlenimi veriyor. Faizlerin ve kanuni karşılıkların sık sık değiştirilmesi istikrarı bozuyor; insanların önlerini görmelerini zorlaştırıyor. Enflasyon beklentileri yukarı doğru revize edilirken faizlerin düşürülmesi, Merkez Bankası’nın ekonomiyi ‘negatif faiz’e alıştırmaya çalıştığı görüntüsünü veriyor.
Merkez Bankası kararlarının iki temel nedeninden birisi, sıcak para girişini dizginlemek. Ancak, küresel krizle boğuşan ülkelerin piyasaya sürdükleri likidite o denli yüksek ki, sıcak para artık küçük faiz değişikliklerine olan duyarlılığını kaybetti. Bu nedenle, Merkez Bankamızın artık faizle oynamayı bir kenara bırakması gerekiyor. Zaten, yakın bir gelecekte kaçınılmaz olarak faizlerin yeniden yükseltilmesi gündeme gelir. O zaman, bu faiz indiriminin ve suni olarak yaratılan belirsizliğin nedeni sorgulanmaya başlanır. İstikrarsız para politikasının yabancı yatırımı kaçırma olasılığına bilerek göz yumuluyorsa, o başka! Öte yandan, seçime giden bir hükümetin böyle bir dalgalanmaya müsamahası olmayabilir.
Merkez Bankamızın, aynı anda hem sıcak parayı hem de cari açığı azaltma politikası, birbiriyle çelişiyor. Küresel ekonomi bunalımının tüm etkileri gündemde iken, sıcak para girişinin engellenmesi kolay değil ve aşırı tedbirler gerektirebilir. Bu nedenle, sıcak para girişini kontrol etmeye çalışmak yerine, gittikçe büyüyen cari açığa odaklanmak gerekir.
En önemli darboğazımız cari açık
Bu ekonomik ortamda cari açığın azaltılması, ihracatın artırılmasından ziyade, ithalatın azaltılmasına bağlıdır. İthalatın azaltılması için ise, Hükümetle ve diğer ekonomik birimlerle bir arada, iş birliği içinde alınacak tedbirlere ihtiyaç var. Örneğin, bozulmayacak ithal malların gümrüklerde bir süre bekletilmesi, ithal mallarındaki kontrollerin artırılması, KDV farklılaştırılmasına gidilmesi gibi tedbirler gündeme getirilebilir. Ancak, ithalatı doğrudan ve oransal olarak en yüksek biçimde etkileyen tek faktör, döviz kurlardır. Kaçınılmaz olarak, döviz kurlarının, yükseltilmesi gerekiyor.
Tüm tedbirler aynı anda
Öte yandan, Merkez Bankamız, bir taraftan sıcak para ve cari açık için tedbirler alırken, diğer taraftan mevduat vadelerinin uzatılmasına çalışıyor. Bu amaçla, daha uzun vadeli mevduatın kanuni karşılıklarını, aşamalı olarak düşürdü. Oysa, alınan diğer tedbirler, belirsizliği artırıyor. Belirsizliğin ve tutarsızlığın arttığı bir dönemde de uzun vade ile mevduat tutmak sakıncalı olur. Yani, bu karar da diğerleriyle çelişiyor. Bu kararla, yabancıların uzun vadeli yatırım yapma eğilimine girecekleri görüşüne de katılamıyorum.
Merkez Bankamızın bir taşla üç kuş vurmak istemesi yerine, tek kuşa odaklanması ve sadece cari açıkla uğraşması daha iyi olurdu.