Önceki dönemlerde Merkez Bankası Başkanları, genellikle Merkez Bankası çalışanları dışından atanıyordu.
1986 yılından itibaren, Açık Piyasa İşlemleri ve diğer piyasaların Merkez Bankası içinde oluşturulması, Merkez Bankası’nın şirketlere doğrudan kredi vermesi uygulamasının ortadan kaldırılması ve Merkez Bankası’nda bankaların denetlenmesi sisteminin geliştirilmesi sonrasında “Merkez Bankacılığı Teknikleri”nin değişmesiyle, Başkanlar genellikle, Merkez Bankası’nın içinde yetişmiş kişiler arasından seçilmeye başlandı.
Benim, Süreyya Serdengeçti’nin ve Durmuş Yılmaz’ın Başkan olarak görev yapmasındaki en önemli etken, yeni Merkez Bankacılığı kültürü oldu.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’nu bünyesinde barındırdığı ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bu günkü yetkilerinin bir bölümünü kullandığı dönemde Banka’da çalışmaya başladı. Para piyasalarının kuruluşu aşamasında, her kademede görev yaptı.
Öte yandan, kendi inisiyatifi ile “bankada mevzuatı en iyi bilen adam” olarak tanındı. Bilginin dışında, kendisinin, alçak gönüllü olma, eleştiriye açıklık, eski-yeni ulusal-uluslararası üst kademe banka ve finans yöneticilerinin neredeyse tümünü tanıma, inceleme ve araştırmaya yatkınlık gibi özellikleri de var. İlk başlarda, karısının başörtü takması, ayakkabıları çıkararak evine girmiş olması(sonradan, ayakkabıların komşulara ait olduğu anlaşıldı) gibi bazı yüzeysel nedenlerle eleştirilere hedef olan Durmuş Yılmaz, şimdi de nüfus kağıdında yaşının büyük gösterilmiş olması durumuyla karşılaştı. Oysa, yeni başkan atanmasının veya görev süresinin uzatılmasının gündemde olduğu bu dönemde, Başkan’ın yaş sorunu bir mahkeme kararıyla kolaylıkla halledilebilir.
Durmuş Yılmaz’ın eskiyi ve yeniyi çok iyi bilmesi, ulusal ve uluslararası teorik ve pratik tecrübeye sahip olması, piyasa ve borsa teori ve pratiğini iyi bilmesi, onun yeniden atanmasını gerektiriyor. Halen, Merkez Bankası’nda sıradan bir memurdan, Başkan’a kadar her türlü görevin gereğini bilen ve yapabilecek olan tek kişi de, Durmuş Yılmaz.
Zaman içinde Merkez Bankası yönetimini en çok eleştirenlerden biri de ben oldum. Ancak, itiraf etmeliyim ki, yapılanlar üst üste konulduğunda, Durmuş Yılmaz ve Merkez Bankası üst yönetimi, çok başarılı bir çizgide duruyor. Yılmaz, Merkez Bankası’nın “hükümetlerüstü” görünümünü hiç bozmadı; kendisini eleştirenlerle yüz yüze görüşmekten kaçmadı; uluslar arası ortamda bizi iyi temsil etti; Merkez Bankası tarafsızlığına gölge düşürmedi.