Los Angeles’ta bulunduğum üç günde dört lokanta denedim. Gjelina iyi, Chinois ve Bestia çok iyi, Taco Maria ise olağanüstü lokantalar. Fırsat çıkarsa bu kenti tekrar ziyaret etmek isterim
Los Angeles’ın en popüler lokantalarından Bestia’da çok sayıda müşteri olmasına rağmen servis aksamıyor.
Los Angeles sanırım yaşamaktan çok, ziyaret etmesi eğlenceli bir kent. Ben merkezi belli olmayan metropolleri yaşam açısından pek cazip bulmuyorum. Los Angeles’ta merkez diye bir şey yok. Her tarafa serpilip yayılmış bir kent. Venice Beach, Santa Monica, Malibu görülmesi gereken semtler. Ama en cazibi Long Beach’ten deniz otobüsüyle bir saat mesafedeki Katalina Adası. Doğallığını koruyor.
Füzyon mutfağının en iyi örneği yemekler
Katalina Adası’nda yediğim sıradan yemeği saymazsam dört lokanta denedim üç günde. İlk akşam Wolfgang Puck’ın şimdi ayrıldığı eşi Barbara ile ilk açtığı lokantaya gittik: Chinois. Fantezi dekorasyonunu eşinin yaptığı bu lokantayı ben Puck’ın meşhur lokantası Spago’dan çok seviyorum.
Genelde üç yemek ısmarlıyor ve eşimle paylaşıyoruz. Önce deniz kestanesi soslu sırlanmış tuna balığı. Sonra lokantanın meşhur ıstakozu. Hafif acılı bir köri sos ve çıtır ıspanakla harika. Son olarak da ben tatlı-acı soslu çıtır bıldırcını çok seviyorum. Kokteyller iyi, servis hep çok iyi, yemekler füzyonun en iyi örneği ve tatlılar da yabana atılmamalı. Kaliteye göre fiyat da fena değil.
Şarap listesi de ilginç burada. Başka lokantalarda bulunmayan Marcassin Chardonnay ve Pinot Noir’lar müzayedede, o da bulabilirseniz, alacağınız fiyata. Ama benim stilim değil her ikisi de. Bunların üçte biri fiyatına çok iyi bir Fransız Chardonnay’leri var listede.
Kuzu karnından keşke iki tane ısmarlasaydık
İkinci akşamımızda İtalyan ile modern Kaliforniya arası ve trend olan bir yere gittik: Bestia. Şehrin kötü bir yerinde ama arabanızı lokantanın önüne çekebiliyorsunuz ve orada valelere bizdeki gibi astronomik para verilmiyor. 7 dolar.
Trend olan bir yer ama yemekler gerçekten çok iyi. Ben ilk kez fırında pişmiş kuzu karnını (lamb belly) burada tattım. Keşke paylaşmayıp iki tane ısmarlasaydık diye düşündük. Bunun dışında gerek taze deniz mahsulleriyle yaptıkları ve deniz kestanesi ağırlıklı spagetti gerek dana kuyruk sokumlu (vaccinera) ve pesto soslu agnolotti çok iyiydi. Son olarak da iri bir dana kemik iliğini paylaştık. Minik gnocchi ve yıllanmış balzamik sirkeyle sunulan kemik iliği bence dananın en lezzetli kısmı.
Lokantanın şarap listesi çok iyi, servis çok sayıda müşteri olmasına rağmen aksamıyor, fiyatlar özellikle makul. Yalnız bir sorun var. Herhalde meşhur olmaya çalışan birçok cazip kız, dekolte kıyafetlerle lokantayı dolduruyor. İnsanın dikkatini dağıtıp eşleriyle aralarını açmak için birebir. Benden uyarması!
Yediğimiz 8 öğünün dördü olağanüstü
Katalina Adası’ndan akşam 19.00 gibi döndükten sonra akşam yemeğine bana Manresa’nın şefi David Kinch’in tavsiye ettiği bir lokantaya gittik: Taco Maria. Longbeach’te arabayı bırakmıştık ve lokantanın bulunduğu Costa Mesa’ya 40 dakikada vardık. Buraya mutlaka akşam yemeği için gitmek lazım çünkü öğlen taco dışında bir şey yok.
Ama akşam iş bambaşka. Genç şef Carlos Salgado, Amerika’nın genç kuşak yeni şefleri arasında beni en çok heyecanlandıran isim oldu. Kendine özgü, yaratıcı, ayağı yere sağlam basan, Meksika ve modern Amerikan mutfağından esinlenen ama sınıflandırılması zor bir şef. Bileşimleri çok iyi düşünmüş, sunum harika, malzeme kalitesi üst çizgide ve lezzet ön planda. Tek bir menü ve sekiz öğün sunuyor. Her kategoride (sebze, balık, et gibi) iki seçenek var. Biz
sekizini de denedik çünkü paylaştık. Her öğünle ayrı ve iyi seçilmiş bir kadeh şarap da sunuluyor. Menü her gün değişiyor ama ben sekiz öğünün dördünü çok iyi, dördünü olağanüstü buldum. Bu düzeyde bir mutfak için fiyat da (adam başı
65 dolar) Amerika için çok iyi. Giderseniz mutlaka Carlos ile sohbet edin çünkü mükemmeliyetçi olmanın ötesinde
mütevazı ve canayakın bir insan.
Siz gittiğiniz gün aynı öğünleri bulur musunuz bilmiyorum ama kaçırmamanız gereken öğünler şunlar: 1. Campachena 2. Arroz Con Cangejo 3. Moronga Con Patacas 4. Pato. Birincisi abalone, deniz böceği, kum midyesi gibi deniz ürünleri, avokado ve domatesle hazırlanan bir tip deniz ürünleri kokteyli. İkincisi yöresel pavurya, yeşil chili biberi, misket limonu ve çıtır ördek derisiyle hazırlanan “porridge” yani bir nevi çorba ile pilav arası bir öğün. Üçüncüsü karamelize yerelması, Meksika sucuğu chorizo, yeşil elma ve kuzu kulağı içeren, hem çok boyutlu hem de ahengi harika bir öğün. Et yemeği olarak da ördek çok iyi. Fırında şarapla pişmis armut ve karamelize rezene ile servis ediliyor. Sosu çok lezzetli çünkü kendi suyundan elde edilen “jus” karamelize vanilya ile koyulaştırılmış. Üzerine de nar taneleri serpiştirilmiş.
Bu dört öğünle çok uygun fiyatlara bardakta sunulan şarapları da belirteyim. Deniz ürünleri kokteyliyle Avusturya Gruner Veltliner. Pavuryayla Fransız bir Sauvignon Blanc. Yerelmasıyla Almanya’nin Mosel bölgesinden sek bir Riesling. Ördekle Fransa’dan, Syrah üzümünden bir Crozes Hermitage.
Napoliten usulü pizzaları güzel, tostları da lezzetli
Son olarak pazar sabahı da Gjelina’da Linda’nın akrabaları ve çocuklarla birlikte güzel bir yemek yedik. Birçok küçük öğünü paylaştık. Burası da çok popüler ve Hollywood’un ünlülerinin rağbet ettiği bir yer. Öğlenleri rezervasyon için en az altı kişi olmak gerekiyor. Bizi bekletmeden arka bahçelerinde yuvarlak bir masaya oturttular. Mekan cazip, ortam ve servis iyi, yemekler de oldukça iyi ama yukarıdaki üç lokantanın gerisinde. Ben özellikle Napoliten usulü pizzalarını sevdim. Fontina peyniri, trüf yağı ve mantarlı olanını kaçırmayın giderseniz. Ançüezli ve burrata peynirli minik tostları da lezzetli. Birçok minik sebze tabağı ısmarladık. Tercihim odun fırınında pişen ve acı biber-misket limonu vinegret, ceviz kırıntıları ve kişnişle sunulan Brüksel lahanası. Kuzu kıymasından hamburgerlerini çok özel bulmadım. Fiyatların çok makul olduğunu söyleyebilirim. Şarap olarak da pizza ve sebzelerle sek bir Fransız Bandol roze tavsiye ederim.
Gjelina iyi, Chinois ve Bestia çok iyi, Taco Maria ise olağanüstü lokantalar. Fırsat çıkarsa Los Angeles’ı tekrar ziyaret etmek isterim.