İzmir’deki Akın’ın Yeri çaba gösteriyor, son derece iyi malzeme ile çalışıyor. Hata yapıyorlar ama başardıkları zaman da ortaya bambaşka şeyler çıkıyor
Bir balık lokantasının kalitesi her şeyden önce tezgahından belli olur.
Bir ülkenin kalitesi de bence gençlerin bilinç düzeyinden ve sosyal sorumluluk anlayışından.
İzmir’e aşağı yukarı 50-60 dakika mesafedeki Özbek köyünde Akın’ın Yeri lokantasında kalabalık bir grubuz.
Bizi balıkları seçmemiz için tezgaha buyur ediyorlar. Gözümüz kamaşıyor. Çeşit zengin ve her şey taze gözüküyor. Belli ki sürümü olan ve tedarik zincirinde direkt balıkçılar bulunan bir lokanta.
Dayanamayıp tezgahın fotoğrafını çekiyor Evrim. Sonra da benim sohbete daldığım ve farkında olmadığım bir sırada fotoğrafımı çekip Twitter’a koyuyor.
Bizim kamaşmış gözlerle görmediğimizi bize cevap yollayan bazı gençler görmüş. Tezgahta lüfer soyunun sürmesi için avlanmaması gereken sarıkanatlar da var. Gençler dikkatimizi çekiyor bu duruma.
Ne diyeyim? Helal olsun! İyice keyfim yerine geliyor.
Ama başka nedenler de var beni gevşeten.
Mekan temiz ama ülkemizdeki balık lokantalarının pek çoğu gibi ne salaş ne lüks.
Fazla bir ruhu ya da şahsiyeti olduğu söylenemez.
Mekan temiz, servis dostça
Bir tanesi bu yemeği organize edip beni davet eden Önder bey. Damak tadımız benzerlik gösteriyor. Üstelik yörede bulunan en iyi yemekler ve malzemeler konusunda çok bilgili. Ondan çok şey öğreniyorum.
İkincisi ise yanımda 40 olmasa bile
22 yıllık dostum Cevdet’in olması. Dünya Bankası’nda birlikte dirsek çürütmüşüz.
O devam ediyor, beni ise kader farklı mecralara sürüklemiş.
Zaman ne çabuk geçiyor. 91 senesinde Cevdet ile birlikte, maaşımızın bir kısmını 70 Petrus’e yatırmış ve kız arkadaşlarımız ile birlikte enfes bir ziyafet çekmiştik kendimize.
Zeytinyağı konusunda çok bilgili olan Cevdet’in son derece hassas bir damağı vardır. Bir lokma alır, sanki çocuk sahibi olma konusundaki teorisini çok benimsediği Nobel ödüllü Gary Becker’in bir denklemini çözüyormuş gibi bir an sessizliğe dalar ve derin ama kısa bir sure düşündükten sonra veciz bir ifade ile denklemi hemen çözer (Gary Becker çocuk sahibi olmanın irrasyonel olduğunu birbiri ile tutarlı ama kısıtlı varsayımlara dayanarak ‘ispat eder’).
Bence Akın’ın yeri ile ilgili denklemi de pek güzel çözdü Cevdet: “Malzeme çok güzel. Aşçı iyi niyetli. Ama işin özü olan yalınlığı ve doğallığı bazen yakalıyorlar, bazen ıska geçiyorlar.”
İlk izlenim de önemli tabii.
Servis güler yüzlü ve dostça. Mekan temiz ama ülkemizdeki balık lokantalarının pek çoğu gibi ne salaş ne lüks. Daha çok bir kafeterya gibi. Fazla bir ruhu ya da şahsiyeti olduğu söylenemez.
Otlar çok taze ve lezzetli
Önümüze ilk gelen yeşillikler ve otlar fevkalade taze. Dalında fermante edildiği söylenen Özbek zeytini alışılması gereken, ilginç bir tat. Radika, turp otu ve rezene fevkalade taze.
Bir gerçek İtalyan aşçı bu otları bulsa öyle yemekler ve hamurişleri hazırlar ki bunlarla, hem sağlıklı yersiniz hem de mest olursunuz!
Kuzukulağı ve yerelmalı süzme yoğurt. Ahtapotlu şevketibostan.
İkisi de son derece başarılı. Yukarıda bahsettiğim hayali İtalyan aşçı bunları tatsa eminim menüsüne ekler.
Kırmızı soğanlı fava da fazla katı değil. Sıvı gibi de değil. Kıvam yerinde.
Sardalye şiş süper. Tuzunu yerinde kullanmışlar. Sardalye yağlı. İçi sulu. Bravo.
Pazıya sarılmış deniz mahsullü dolma da nerede ise sardalye kadar iyi. Pazı taze ve artık kötü deniz mahsulleri değil, taze karides, kalamar vs. kullanılmış. Kuru değil. Ne yediğinizi biliyorsunuz.
Bu ara sıcakları yerken bir yandan da koca bir tabakta önümüze konan roka, nane ve kuzukulaklarından atıştırıyoruz. Hepsinin tazeliğine ancak şapka çıkartılır.
Gönül ister ki bu malzemeleri çiğ kullanmanın yanında başka şekilde de kullanalım ve yaratıcı ve lezzetli soğuk ve sıcak başlangıçlar yaratalım!
Sırada ahtapot ızgara var. Önce haşlanmış, sonra mangalda pişmiş. Fazla yumuşak. Cevdet ve benim için fazla sıradan.
Bundan sonra lokantanın iddialı olduğu üç öğün geliyor: Haşlanmış kedonya ve istiridye. Fırında sübye. Kalamar ızgara.
Kedonya ve istiridye çiğ yenmeli. Haşlanınca lezzet ölüyor.
Ama asıl sorun tereyağı. Herhalde benim programımı seyredip tereyağına olan aşkımı fark etmişler. Bolca tereyağı boca etmişler.
Olmamış. Her şey yerli yerinde olmalı. Ben örneğin mantı ya da pilavı tereyağlı seviyorum. Ama deniz ürününde tereyağı kullanırken çok dikkatli olmak lazım. Tadını bastırmamalı.
Fırında sübyeyi ele alalım. En lezzetli kısmı kendi mürekkebi ve mürekkebinde pişirmek lazım. Ama mürekkebini “siyah olduğu için çirkin, müşteri hoşlanmaz” diye temizlemişler.
Olmamış. Kendi mürekkebinin o emsalsiz tatlımsı deniz lezzeti yerine yapay tereyağı tadı sübyeyi öldürmüş.
Granyoz lezzetli, çipura kuru
Kalamar ızgarada taze kalamar kullanılmış ama minik kalamar olmadığı için biraz sert.
Sonra barbun tava. İşte bunda tereyağı lazım! Fransızların yaptığı gibi (tereyağı, zeytinyağı ile de karıştırılabilir)
Çiçek yağı ile pişirmişler sanırım. Barbun taze ve kıvamında pişmiş.
Maalesef jumbo karidesleri ise fazla pişirmişler. Sertleşmiş. Taze olup olmadıklarını fark etmek mümkün değil.
Güveçte kalamar yumurtası çok özel bir lezzet. Ama onu da aşırı tereyağı öldürmüş.
Bir İtalyan aşçı bu malzemeyi bulsa ne yapar? Mangala atıp çıkarır. Üzerine azıcık zeytinyağı ve deniz tuzu ekler ve masanıza hemen gönderir.
Siz de parmaklarınızı yersiniz!
Buranın aşçısı da, Allah için, mangalda başarılı. Izgara granyoz bu sene yediğim en lezzetli beyaz etli balıklardan biri. Pişirilirken tuz da eklendiği için ülkemizde hep olduğu için tatsız tuzsuz değil.
Aynı aşçı yöre çipurasını iyi pişirmemiş ya da balık lezzetsiz. Kuru. Tuzu da eksik.
Tatlı olarak kaymaklı ayva tatlısı iyi.
Öte yandan aklımda kalan bir tatlı var.
Aydın-Koçarlı’nın tahini.
Önder bey özel getirmiş.
Fıstığı kıtır kıtır ve taze. Tahin harikulade.
Güzel bir balık ziyafetinden sonra iyi de gidiyor hani.
“Sen ve Cevdet bu kadar eleştirdiniz. Niçin 3.5 yıldız?” diye sorabilirsiniz.
Çünkü sıradan, basmakalıp, ezberci bir mekan değil. Çaba gösteriyorlar, son derece iyi malzeme ile çalışıyorlar, hata yapıyorlar ama başardıkları zaman da ortaya başka yerlerde olmayan bileşim ve lezzetler çıkıyor.
Daha iyiye gideceklerine inanıyorum.
Davetli olduğum için fiyatları bilmiyorum ama güven veriyorlar. Kazıkçı olduklarını sanmam.
Benim için güzel bir keşif oldu. Siz de deneyin. Pişman olacağınızı düşünmüyorum.
DEĞERLENDİRME: 3.5/5