Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları

30 Temmuz Cumartesi. Sabah saat 11.00. ASSK’nin (Adalar Su Sporları Kulübü) minik yüzücüleri Atatürk büstünün önünde toplanmış, kulübün kurucuları ve artık aramızda olmayan eski başkanları için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuyorlar.
ASSK 48 seneyi geride bırakmış. Bu seneler boyunca birçok sportif başarıya imza atmış, nice yüzücüler yetiştirmiş. Son derece kıt kaynaklar ile geçen sene bile bayanlarda Türkiye su topu şampiyonu olmuş.
Atatürk büstünün
tam karşısında çöp kamyonları duruyor
Seremoni sırasında gözüm sevgili başkan Ali Tolga’ya takılıyor.
10 sene süren başkanlığı sırasında çok özveride bulunmuş, çok çalışmış, zor günlerde iyi işler başarmış.
Bu sene artık işi devrediyor.
Sonra da gözüm Ata’mızın büstüne takılıyor.
Ve içim parçalanıyor. Atatürk büstünün tam karşısında çöp kamyonları duruyor.
Evet çöp kamyonları!
Çöp kamyonlarının tam karşısında da umumi hela bulunuyor.
Yanında da sabah akşam devamlı çalışan ve korkunç gürültü yapan ve önünden motorlu taşıtların ve çevreyi kirleten devasa kamyonların 24 saat eksik olmadığı yük iskelesi.
Hela ve onun yanındaki sahildeki görüntüyü çirkinleştiren derme çatma yapıların tasfiyesi söz konusu iken buranın karşısına önce motor iskelesi kurulmuş, sonra köfte-kokoreççi açılmış ve son olarak da çöp kamyonları yerleştirilmiş.
Dinsizin hakkından imansız gelir, diye mi düşünmüş yetkililer?
Her ne ise amaca ulaşılmış.
Amaç insanları tam Kaşık Adası’nın karşısındaki en güzel sahilden kış kış yapmak ve görüntüyü mümkün olduğu kadar çirkinleştirmek ise amaca ulaşılmış.
Başka ülkelerde, özellikle kıyıda ve adalarda çöp kamyonları gözden ırak olur, en ıssız köşelere yerleştirilir ve etrafı kokutmalarına izin verilmez.
Bizdeki durumu ise ancak bir fıkra özetler.
Tanrı dünyayı yaratmış. Şöyle bir bakmış. Türkiye diğerlerinden imtiyazlı. Çok güzel.
Dengeyi sağlamak için de Türkleri yaratmış!
Bizlerin her türlü çabasına rağmen Burgaz hâlâ güzel. Benim için günün en güzel zamanı akşamları ve yemekten sonra sahilde dolaşmak.
Kıyıdaki sıra sıra lokantalarda ve açık havada iştahla yemek yiyen ve rakı içen neşeli insanları görmeye bayılıyorum. Burgaz’da sokağa masa atan içkili mekanlar güzel bir kamu hizmeti yapıyor. Bir-iki duble insanları daha mutlu, daha sevecen daha sosyal hale getiriyor. Yeni arkadaşlıkların dostlukların temeli atılıyor.
Tek temennim bu güzel ve bize özgü havanın bozulmaması için lokantaların iki şeye dikkat etmeleri:
* Öncelikle sarhoş olduklarını anladıkları ve kırıcı olabileceğini tahmin ettikleri müşteriye içki servisini durdurmaları lazım.
* İkinci olarak da hafta sonları ve çok kalabalık olduklarında masalarını denize çok yakın kurmamaları ve son masanın önüne geçen servis masası ile deniz arasında makul bir mesafe bırakmaları lazım. Bir de üzüldüğüm bir durum var. Önünden geçtiğim lokantacıların çoğu beni tanıyor. Buyur etmek istiyorlar. Ben ise çekime ara verdiğimiz dönemde evimde yemekten büyük keyif alıyor ve dışarı çıktığımda da herkesin bildiği gibi benim burada favori lokantam Fincan Cafe’de yiyorum.

Haberin Devamı

Burgazada’da geçen bir yazın bilançosu

Burgazada’da günün her saati uğranacak güzel lokantalar var.


Burgazada’da tavsiye ettiğim yerler

ASSK Büfesi
Favorim çift kaşarlı “başkan tostu”

1- Adalar Su Sporları Kulübü (ASSK)’nde tanıdığınız varsa ve özellikle hafta sonları dışında gelirseniz adanın emektarı Sabri dayının kahvesini ve çayını denemelisiniz.
Kahveyi soğuk sudan ve kısık ateşte ve bol kahve kullanarak yapıyor ve kahvesi taze. Hafta sonları kalabalık olunca ise kahve sıcak sudan yapılıyor.
Tostlar da bu sene
gerçekten iyi. Benim favorim
çift kaşarlı “başkan tostu”. Bunun dışında dayım büfenin köftesini ve taze salatalarını çok seviyor. Ceylan ise tertemiz yağda kızarttıkları çıtır çıtır patates kızartmayı çok seviyor.

ASSK Lokantası
Çarşambaları gerçek ev mantısı


2- Fincan dışında benim yemek yediğim ikinci yer burası. Buranın emektar ustası klasik mezeler yapıyor ama eli lezzetli. Öğlenleri, ben sulu menemenlerini, bol kaşarla yaptıkları kroketlerini ve paçanga böreklerini çok seviyorum.
Yoğurtlu semizotu hep taze, patlıcanla yaptıkları her meze lezzetli.
Balık olarak küçük balıklar ve mezgit bulunuyor. Kızartmaları her zaman başarılı ve temiz.
200 kişinin katıldığı kulüp 48. yıl kutlama partisinde bu kadar kişiye çıkarttıkları mezgitin bile yağını çekmediğini ve içinin sulu kaldığını görünce aşçıbaşıya şapka çıkardım.
Çarsamba günleri mantı günü. Gerçek ev mantısı çıkıyor.Takdir ettiğim bir taraf da Tuborg’un pure malt birasını bulundurmaları. Piyasada olan ve herkesin içtiği Efes birası gibi nişasta (pirinç) ve glukoz yok bu birada.
Özellikle kaşar kroket, paçanga ve menemen ile buz gibi bir %100 Tuborg Malt bira hiç de fena gitmiyor.... Kulübe üye birini tanımıyorsanız işletmeci Bünyamin’i arayın. O sizi sokar akşam yemeğine.

Dilek Köfte ve Kokoreç
Köfteler biraz daha şişman olsa


3- Dilek Köfte- Atatürk büstünün karşısındaki köfteci. Köfte ile kokoreç piştiği zaman mis gibi mangal ve pişen et kokusu iğrenç kokuları biraz da olsa bastırıyor.
Sarma kokoreçleri fena değil ama İstanbul’un yüzde 99 kokoreççisinde olduğu gibi dondurulmuş.
Köfteleri bayağı lezzetli.
Etin yağlı kısımlarından. Baş eti olabilir.
Biraz daha şişman olsa ve içi azıcık daha az pişse daha da lezzetli olacak ama bence adadaki en iyi köfte. Ekmek içi, bol kıyılmış
soğan, pulbiber, domates ve yeşil biber hem doyurucu, hem lezzetli hem de fiyatı uygun.


Yunus seyyar dondurma
Meyvelerden naturel dondurma


4- Atatürk büstünün hemen yanında, Deniz Kulübü’nün önündeki Yunus seyyar dondurma. Öğlen geliyor, 19:00 sularında gidiyor. Limonu benim favorim ama her türlü meyveden çok güzel
ve naturel dondurma yapıyor. Sadece meyvenin kendi suyu, az şeker ve su. Gerçek sorbe yani.
İtalyanlar olsa bu kadar enfes limon sorbettoyu şampanya kadehine koyar, üstüne Prosecco yani İtalyan köpüklü şarabı döker ve sıcak yaz ayları için en leziz tatlı olur. Bende prosecco yok ama votka döküyorum üstüne ve misafirler çok seviyor. Seyyar dondurmayı satan, uzun boylu, kısa saçlı, bıyıklı ve efendi bir genç var. Yunus değil adı. Yunus amcası. Adı Behzat. Dondurmasını yerseniz müptelası olursunuz.

Burgazada’da geçen bir yazın bilançosu


Kardeşler Cafe ve Ergün Pastanesi’ne de uğrayın

5- Vapurdan indiniz ve açsınız. Canınız da ev yemeği çekiyor. O zaman hemen İDO iskelesinin karşısındaki Kardeşler Cafe’ye yönelin. Mehmet Ali Balcı ve eşi ev yemeklerinde usta. Kuru fasulye güzel. Dönerleri de vasat üzeri. Pide de var ve kavurmalı-kaşarlı olanını tavsiye ediyorlar. Ben de ısmarlıyorum ama eve gelen pidede kaşar yok. Kavurma da biraz kuru. Gaz ocağında pişen pidenin fiyatı 13 Lira ve bence biraz pahalı. Buranın tam karşısındaki Ergün Pastanesi’nin ‘şu’ adlı tatlısını kızım, ay çöreğini eşim çok seviyor. Bence milföyde de ustalar. Öte yandan bu sene bardak çay fiyatını yüzde 50 arttırıp 1.50 liraya çıkardılar. Ben ASSK’de yeni demlenen güzel çayı 1 liraya içiyorum. Ha az kalsın unutuyordum. Cumhuriyet kahvesinin taze melissa çayını da çok methediyorlar. Adada güzel bir yemekten sonra hazım için ideal!