Şıklığından ödün vermeyen, kibar, dış görünüşüne ve kişisel hijyenine dikkat eden bakımlı erkekleri tanımlamak için kullanılıyor ‘metroseksüel’ kelimesi… Metroseksüel şehirli erkeklere ideal kilo aralığında bulunmaları ve sağlıklı beslenmeleri için beslenme önerilerim:
Uzman Diyetisyen İpek AĞACA ÖZGER
www.renklidiyet.com
Bereketin sembolü haline gelmiş olan nar meyvesinin gizemini çözmeye hazır mısınız?
Dalındayken görmek istiyorsanız…
Yapma çiçek görüntüsünü andıran yumuşak renkli çiçeklerini görmek, hatta bu muhteşem görüntüyü fotoğraf karelerine sokmak isteyenler, Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu veya Akdeniz Bölgelerinde bu faaliyeti gerçekleştirebilirler. Çünkü nar ülkemizde bu bölgelerde yetişiyor.
En dayanıklı meyve
Nar, kabuğunun özel yapısı sebebiyle 4 – 6 ay kadar yapısını ve besin değerini koruyabilen nadir meyvelerdendir. 1–2 °C`de saklanmalıdır.
Kansere karşı Nar
Yapılan pek çok araştırma, narın tümünden üretilen nar suyunun kırmızı şarap ve yeşil çaya göre 3 kat daha fazla antioksidan etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Meyve tanelerinin anti-tümör etkisi de dikkat çekmektedir. Bu bakımdan kansere karşı koruyucu özellik taşımaktadır.
Aman dikkat; bakteriler taze eti çok sever…
Taze etler, bakterilerin çoğalması için en uygun ortamlardan biridir. Etin içeriğindeki karbonhidrat, protein gibi besin ögeleri, etin PH derecesi ve içeriğindeki su aktivitesi bakterilerin çoğalması için harika bir ortamdır. Etin içeriğindeki virüs, bakteri, ve parazitleri iyi bir pişirme işlemi ile yok edebiliyor; bu sayede eti güvenle tüketebiliyoruz. Besin zehirlenmelerine karşı etin uygun şekilde pişirilmesinin yanı sıra; etin doğru yerde ve uygun süre saklanması da çok önemlidir.
Et için en uygun pişirme yöntemi: Haşlama veya Izgara’ dır.
Ete uygulanan pişirme yöntemi, etin lezzetini, görüntüsünü, kıvamını, kokusunu, biyoyararlılığını yani her açıdan etin kalitesini doğrudan etkilemektedir.
Eti doğru pişirme yöntemi nasıl olmalıdır?
Kıyma’ yı güvenli hale getirin!
En sık yaşanılan besin zehirlenmeleri; iyi pişmemiş kıyma ve kıymadan yapılan köfte, hamburger, vb. yiyeceklerden kaynaklanır. Bunun sebebi şudur: Bütün halde bulunan etlerin dış yüzeyi mikroorganizmalar ile kaplıdır. Bu etin kıyma haline getirilmesi işlemi, etin dış yüzeyindeki mikroorganizmaların her yerine bulaşmasına sebep olur. Ama bu bilgi sizi
Market alışverişi yaparken alışveriş yapan diğer kişilerin sepetlerine bakmaktan alıkoyamam kendimi. Bir kişinin/ailenin nasıl bir beslenme alışkanlığı olduğunu anlamak için market arabasına/sepetine bakmanız yeterli! Market arabasında hazır gıdalar çok sayıda mı; şekerli ve yağlı besinleri almış mı; süt-yoğurt ürünlerinden sepetinde ürün var mı, meyve sebze alışverişi yapmış mı; vs. vs. Maalesef çoğu market arabasında sağlıksız ve kilo almaya sebep olabilen besinleri/ ürünleri görüyorum. Yağ ve şeker içeriği yüksek besinlerin yer aldığı, posalı besinlerden maalesef ki çok yetersiz olan alışveriş sepetlerine sık rastlar oldum.
Aç karnına alışverişte daha kalorili besinlere yöneliyoruz ve daha çok miktarda yiyecek alıyoruz!
Akşam yemeği saatine doğru markette insanların çılgınca alışveriş yaptığına şahit oluyorum. Bu saatler yiyecek alışverişi için doğru seçilmiş saatler değil. Çünkü; açken alışverişe çıkmak demek, normalde tokken aklınıza bile gelmeyecek besinleri/ürünleri de alabilirsiniz anlamına geliyor. Açken gözümüz dönebiliyor ve özellikle düşmüş olan kan şekerimiz şekerli besinlere bizi yöneltiyor. Örneğin; tok karnına alışverişe çıktığımızda şekerpare, baklava,
Düğün günü kusursuz güzellikte ve formda olmanın sırları…
Önemli Not: Bu yazı hem gelinler hem de damatlar içindir!
Ve işte günlerdir, aylardır, belki yıllardır sabırsızlıkla beklediğiniz büyük gün! Düğün gününüz yaklaşıyor… Düğününüzde her şeyin kusursuz olmasını istiyorsunuz; gelinliğinizin/damatlığınızın, makyajınızın ve en önemlisi tabii ki kendinizin! Kusursuz güzelliğin/yakışıklılığın sırrı kendini iyi hissetmede yatıyor. Formda ve istediğiniz kiloda olmak, kişiyi iyi hissettirir. Kendini iyi hisseden kişi mutludur; enerjiktir; huzurludur; güzeldir...
Düğün telaşı yaşarken şikayet etmek yerine tadını çıkartın! Hayatınızda bir kez yaşayacağınız (Umarım öyle olur ve eşinizle bir ömür çok mutlu olursunuz) bu özel günlerinizin tadını çıkartmalısınız. Ev bakılıyor, eşyalar alınıyor, hazırlıklar tamamlanıyor derken bir de baktınız ki bir de zayıflama telaşı içine girivermişsiniz! Korkmayın; kilo vermek/forma girmek düşündüğünüz gibi zor ve sıkıcı bir süreç değil... Kilo kaybını sağlamak istiyorsanız mutlaka bir Diyetisyen’e danışmalısınız. ‘Kişiye özel diyet’ uygulayarak sağlıklı, hızlı ve kalıcı kilo vermeniz mümkün!
İşte sizlere düğün öncesi fazla kilolardan
Depresyon, günümüzde karşılaştığımız en yaygın hastalıklardan… Yoğun iş veya okul temposu, kendimize istediğimiz vakti ayıramamak, aşırı hareketsizlik, yoğun stres ve sağlıksız beslenme… Tüm bu faktörler, çağımızın hastalığı depresyon’a yakalanmamıza yardımcı oluyorlar… Depresyona karşı korunmak için; yaşam kalitesini arttırmak, düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak gerçekten çok önemli…
Peki kahve’nin depresyon’a karşı koruyucu olduğunu biliyor muydunuz? Kahveyi çok seven bir Diyetisyen olarak yapılan araştırmaları takip ediyorum: Son yıllarda yapılmış bir çalışmaya göre, günde ortalama 4 kupa kahve içen kişiler, hiç içmeyenlere oranla % 10 daha az depresyona giriyorlar. Araştırmacılar, kahvenin mutluluk vermesinin nedenini, içindeki güvenilir antioksidanlara bağlıyor. Kahvenin hafif bir antidepresan gibi etki gösterip, serotonin ve dopamin gibi sinirsel salgıların üretimine yardımcı olduğu da düşünülüyor. Anlayacağınız kahve’nin mutlu hissettirici etkisi bilimsel olarak da üzerinde durulan bir konu.
Bazen kokusu bile yetiyor!
Kahve’nin o harika kokusu bile sakinleştirici ve keyif verici özelliğe sahip. Bir başka araştırmada; fareler üzerinde