Ümit Avcı

Rakibinden ilk maçta fark yiyen Anadolu Efes bu kez inanılmaz bir mücadele ortaya koyarak Olimpiakos’u 71 sayıda tutmayı başardı. Hücumda da Honeycutt’ın devreye girmesiyle rahatlayan lacivert-beyazlı ekip, Kirk’ün bitime 49 saniye kala attığı basketle tarihi bir galibiyet aldı.

THY Euroleague çeyrek final serisinin 2. maçında Olimpiakos’u 73-71 yenmeyi başaran Anadolu Efes, çeyrek final serisini 1-1’e getirdi, büyük avantaj elde etti. Temsilcimiz İstanbul’da üst üste iki kez oynayacağı maçları kazanması durumunda adını Final Four’a yazdıracak.

Aslında ilk maçta da benzerini yapabilirdi Efes, Olimpiakos’tan çok fazla eksiği olmadığı ortadaydı, ama hiç savaşmadı. Saha içinde kavgaya girmedi, rakibin sertliğine karşı hemen teslim bayrağı çekti. Dün ise çok farklıydı görüntü. Perasovic, maça Doğuş ile başlayarak, bu kez takım halinde sert olacakları mesajını verdi. Kaptan da Spanoulis’e karşı baskısını ilk dakikadan itibaren hissettirdi. Bu görevi sonra sırasıyla Paul ve Granger üstlendi. İlk yarıda attığı 5 üçlüğün en az 3 tanesi mucizeviydi Spanoulis’in ama ona bu çok da rahatsız edici değildi. Çünkü ilk yarıda 9 üçlük bulan ev sahibi potaya gidemiyordu ve o şutların her zaman

Aslında 2 maçta en azından 1 galibiyet parolasıyla gelmişti Fenerbahçe, saha avantajını eline almak istemişti. Ancak iki yıl önce Maccabi’yi, ardından Real Madrid’i 3-0’lık serilerle geçen Obradovic, belli ki geleneği bozmak istemedi. Fenerbahçe, Obradovic yönetiminde çıktığı 8. çeyrek final maçını da kazandı. Hem de Avrupa basketbolunun devlerine karşı...

Gelinen noktayı sadece bu istatistik bile anlatıyor belki ama cehennem denilen OAKA’da art arda iki galibiyet çıkarmanın zevki de başka.

Aslında yine Panathinaikos daha iyi başladı maça. Fenerbahçe’nin 4 kısalı sistemine karşı bu kez iki uzunla çıkarak savunma ritmimizi bozan Panathinaikos, 3 tanesi üçlük olmak üzere 5’te 5 saha içi isabet ile maça başlayınca 5. dakikada 10 sayı öne fırladı. Fenerbahçe için çözüm kenardaydı. O dakikada Udoh sahaya adımını attı, takım uzadı, Datome savunmasında coşan Rivers’a da Kalinic kelepçeyi takınca tam 4 dakika sayı bulamayan ev sahibi karşısındaki 14-0’lık seriyle temsilcimiz öne fırladı.

İlk yarıda sadece 2 top kaybı yapılması, ilk maçın kahramanı Bogdanovic’in yine olağanüstü oynaması, ilk 20 dakikanın tamamında sahada kalıp, soyunma odasına giderken 18 sayı, 4 asist, 3 ribaunta ulaşması,

Anadolu Efes, maça tempo konusunda geri adım atmama düşüncesiyle başladı ama yine hızlı oynamak ile telaşlı oynamayı karıştırıp, eline geçen ilk topu potaya yollayan oyuncu grubuyla kendi işini daha maçın başında zorlaştırdı. Evet, Olimpiakos deplasmanında takıma tempo lazımdı ama bunu biraz da savunmayla yapmak, hücumda en azından 3-4 pas yapıp, doğru şutu bulmaya çalışmak, böylece rakibe kolay basket şansı vermemeyi de düşünmek mantıklıydı. Ancak zaten buna çok hazırlanılmadığı, Paul’ün ilk 5’te çıkmasıyla anlaşıldı. Takım oyunundan bu kadar uzak bir ismin, böylesine bir maçta, 19 dakika süre alması da şaşırtıcı!
Ama sadece o da değildi sorun, Efes’in bu kadar kritik bir maça bu kadar konsantrasyondan uzak başlaması akıl alır gibi değil. Rakibin 43 sayısını 4 tane guardı attı. Bu da bizi attıklarıyla oyunda tutmaya çalışan Granger-Heurtel ikilisinin yaptıkları ya da ‘yapamadıkları’ savunmanın ispatıydı! İkinci çeyreğin başında Heurtel’in oyuna girip, hücumu biraz toparladığı anlarda, rakibin direkt potayı düşünen iki guardı Green ve Waters ile sahada kalması da, onların basit doğrular üzerinde çalıştıklarını gösterdi.
Aslında rakip de maça çok iyi başlamamıştı, ilk yarıda

Daha önce bu salonda hiç kazananamışsın, maça çok iyi başlayıp 10 sayı öne geçsen de rakibine hemen yakalanıp, 20 bin taraftarının önünde rüzgarı arkalarına almalarına izin vermişsin, soyunma odasına 14 farklı geride gitmişken 3. çeyrekte 17 sayılık farka da izin vermişsin. Ama burada kazanmayı başardıysan, sen gerçekten büyüksün, özelsin...
Teşekkürler Fenerbahçe. Normal sezonun son bölümündeki basit hatalarla kaybettiği saha avantajını inanılmaz bir geri dönüşle ele geçirmek, Türk takımlarının daha önce 25 maçın sadece 1 tanesini kazandığı salondan başı dik çıkabilmek büyük başarı.
Aslında maça çok iyi başlamıştı ekibimiz. Obradovic, rakibin hareketli uzunlarına karşı 4 kısayı sahaya sürerek planlarını bozmayı başarmıştı. Maçın yıldızlarından Bogdanovic’in performansı arayı açmamızı sağlasa da, Panathinaikos’un kenar desteği işin rengini değişti. Bourousis’in oyuna girmesiyle uzuna yardım götürmek şart olunca, ev sahibinin kısaları sürekli potaya gitti. İlk yarıdaki 32 sayısını benchten bulan Panathinaikos, 4 kısalı Fenerbahçe’ye karşı pota altını yol geçen hanına çevirince, dışarıdan da kolay atışlar bulabildi, soyunma odasına 14 sayıyla galip girdi.
Maçı çevirmenin yolu

Kaybedilen iki final vardı. Sezon başında bütçe ciddi oranda azalmıştı. Bu şartlar altında belki bir kez daha final oynamak büyük başarıydı Çünkü yarı finalde karşımıza yıldızlar topluluğu Ekaterinburg çıkmıştı. Ancak o maçı kazandıktan sonra yine finalde takılmak gerçekten canımızı yaktı.

Belki final stresiydi. Ekaterinburg karşısında sergilenen savunmanın yarısını bile sahada göremememizin nedeni bu idi. O maçta ribauntlar bizi ayakta tutmuştu, bu kez boyalı alandaki üstünlükten eser yoktu. Kaybedilen 21 top kaybı, kaçan en az 5 tane boş turnike, takıma son anda yapılan dünya yıldızı takviyesi Parker’ın, ‘Takımı şampiyon yapmalıyım’ baskısı altında yaptığı hatalar her şeyin kötü gitmesinin nedeniydi.

Aslında maça 10-0 ile başladığımızda umutlar çok artmıştı, fakat o anda bir hamlenin daha gelmemesi, bu takımın eski yıldızı McCoughtry’nin kötü ayrılığın getirdiği ekstra motivasyonla direnmesi, bir anda kontrolü ev sahibinin eline geçirdi.

Aslında benzer dönüşü fark 18 sayıya çıktığında Fenerbahçe de gerçekleştirdi. Son çeyreğin başında farkı 2 sayıya indirdi ama Gruda’nın kaçırdığı akıl almaz turnike, sanki bir anda bütün hayalleri bitirdi. O andan itibaren 9 dakika sayı atamadı

Kadınlar Euroleague’de art arda 6. kez Final Four’da yer alan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı, kupanın 1 numaralı favorisi gösterilen Ekaterinburg’u muhteşem oyunuyla sahadan sildi, hücumda da Lavender-Quigley ikilisiyle coşup, final biletini cebine indirdi.

Rusya’nın Ekaterinburg şehrinde dün başlayan Euroleague Final Four’unun ilk gününde ev sahibinin karşısına çıkan Fenerbahçe, yıldızlar topluluğu rakibini 70-61 yenmeyi başardı, adını finale yazdırdı. Fenerbahçe için maçı kazandıran 1 numaralı etken, sahadaki yürek farkıydı. Ekaterinburg’un WNBA yıldızlarıyla donatılmış kadrosunda yok yoktu belki ama bizim inancımız daha çoktu.

İlk yarıda çok hata yaptı temsilcimiz, özellikle son transfer Parker, 4’te 1 saha içi isabetle oynayıp, 4 de top kaybı yaparken, Gruda da 9’da 2 saha içiyle ona eşlik edince, ev sahibi rahat oynadı, farkı 8 sayıya kadar çıkardığı devreyi 33-28 önde kapadı. Taurasi’nin devrede 15 sayı attığı, hakemlerin rakibin faullerine gözlerini kapadığı, ekibimizin 20 dakikada sadece 1 serbest atış kullanması şartları zorlaştırmıştı belki ama Fenerbahçe’nin ikinci yarıda rakibine bir sürprizi vardı.

İnanmanın ödülü

26-5’lik ribaunt üstünlüğü, yerdeki bir topa 3 kişinin

Finalin ilk maçında rakibini deplasmanda devirmeyi başaran Yakın Doğu Üniversitesi, sahasında oyuna çok kötü başlayıp, son çeyreğe 8 farklı geride girse de, müthiş bir geri dönüşle Abdullah Gül Üniversitesi’ni yıktı, kupayı kaldırdı.

FIBA Kadınlar Eurocup finalinde 73-69 kazandığı ilk maçın rövanşında Bellona AGÜ’yü 63-58 yenen Yakın Doğu Üniversitesi, şampiyon oldu.

Karşılaşmaya konuk takım çok hızlı başladı, Wauters ve Sanders’ın hücumdaki müthiş performansı ile 8. dakikada 15 farkı yakaladığı ilk çeyreği 25-12 önde kapadı. İki takımın da skor bulmakta zorlandığı ve art arda hatalar yaptığı ikinci çeyrekte konuk takım üstünlüğünü korumayı başardı, soyunma odasına da 33-24 önde girmeyi başardı.

3. çeyreğin başında Carson ve Hollingsworth ile arayı kapayan ev sahibine Gray ile yanıt veren Kayseri ekibi, son periyoda da 47-39 galip girdi.

Top kaybı faktörü

Ancak yaptığı top kayıpları Abdullah Gül Üniversitesi’ne pahalıya patladı. Son çeyreğin başında bulduğu sayılar ile istediği havayı yakalayan ve sert savunmasına, hücumdaki kolay basketleri ekleyen Yakın Doğu, 33. dakikada 49-49 ile skora denge getirmeyi başardı. İlk maçı da kazandığı için turu kendisine getirecek skora ulaştıktan

Spor Toto Basketbol Süper Ligi’nde 25. haftanın kapanışını yeşil-kırmızılı ekip yaptı. Sahasında Anadolu Efes’i konuk eden Kaf Kaf, rakibine art arda 2. yenilgisini uzatma sonunda tattırırken, galibiyet sayısını 14’e çıkardı.

Anadolu Efes, sahasında Gaziantep’e yenilip, zirve ortaklığını kaybettikten sonra, bu kez de Pınar Karşıyaka’ya uzatma sonunda 100-96 ile boyun eğdi, lider Fenerbahçe’nin 2 galibiyet gerisine düştü.

Maça ilk periyotta 14 sayı atan Cedi’nin müthiş performansıyla başlayan Efes, 20-8 ile farkı çift hanelere çıkarıp, 1. çeyreği 28-22 önde bitirse de, Perasovic’in Paul tercihi canlarını yaktı. Lig maçlarında çok fazla kadroda olmayan ABD’li, yine eline gelen her topu potaya yollayınca takımının hücum ritmini bozdu. Pınar Karşıyaka Brown ile 30-30’da rakibini yakalasa da, Can va Thomas ile devreyi de 45-41 önde bitiren Efes oldu.

Cedi’nin önce gereksiz kenara gelişiyle oyundan soğutulması, ardından da faul problemi nedeniyle kenarda kalması, lacivert-beyazlılar için sıkıntı yarattı.

Paul’ü savunma baskısı nedeniyle oyunda tutmayı seçen Perasovic, bu oyuncunun tercih hatalarına kenardan çıldırsa da, Brown’ı yeniden devreye sokan, hücum ribauntları sonunda da