Ümit Avcı

Yakın Doğu Üniversitesi, bu kez sakin geçen karşılaşmada Fenerbahçe’yi devirmeyi başardı, final serisinde durumu 2-0’a taşıdı. Hollingsworth’un pota altında devleştiği mücadelede ev sahibi ekip, hücumda da McBride ve Vandersloot coşup galibiyete ulaştı.

Bilyoner.com Kadınlar Süper Ligi finalinin 2. maçında Fenerbahçe’yi 73-67 yenen Yakın Doğu Üniversitesi, 3 galibiyete ulaşan takımın şampiyon olacağı seride durumu 2-0’a getirdi.

Maça çok iyi başladı Yakın Doğu. Bahar’ın, Parker’a yaptığı etkili savunma, sarı-lacivertli ekibin skor bulmasını zorlaştırırken, bu oyuncunun erken ikinci faule ulaşarak kenara gelişi, savunma sertliğini etkiledi. Ancak hücumda da çok etkili olan ve özellikle orta mesafe şutlarında çok iyi bir yüzde yakalayan Yakın Doğu, ilk periyodu 24-15 üstün bitirdi.

İlk çeyrek sonunda yakaladığı ivmeyi sürdüren ve Vandersloot’un sayılarıyla 11-0’lık seri bularak 32-15’te farkı 17 sayıya yükselten ev sahibi, üç sayılık atışlarda yıldızlaşan McBride’ın hücumda yıldızlaştığı, Hollingsworth’un da ribauntlarda devleştiği devreyi 42-35 galip tamamladı.

Fenerbahçe ikinci yarıda savunmasını çok sertleştirdi. Rakip kısaların pota altına yaptığı atakları, adam değişerek iyi

Lacivert-beyazlı ekip, iki uzunu da sakatlığı nedeniyle oynamayan Galatasaray’ı pota altından yıktı. Maçın yıldızı Dunston, son saniyede bulduğu basketle, maçın büyük bölümünü geride götüren takımını galibiyete taşıdı.

Spor Toto Basketbol Ligi’nde 29. hafta mücadelesinde Anadolu Efes, Galatasaray Odeabank’ı Dunston’ın son saniyede bulduğu basketle 70-69 yendi.

Antrenör Ergin Ataman’ın cezası nedeniyle Galatasaray’ın başında yer almadığı maçta, sarı-kırmızılı ekibin yıldız isimleri Sinan, Pleiss, Tyus, McCollum da sakatlıkları nedeniyle forma giyemedi. Maçı tribünden takip eden Ergin Ataman, görme engelli bir taraftara maçı anlatarak, örnek bir hareket sergiledi.

Galatasaray, Fitipaldo ve Göksenin ile skor üretse de, pota altını devreye sokamaması hücumdaki üretkenliği azalttı. Buna rağmen savunma ile ayakta kalan sarı-kırmızılı ekip, ilk periyodu 15-14 önde tamamladı.

Savunma performansı ile farkı 10 sayıya kadar çıkaran Galatasaray karşısında Efes oyuna Cedi’nin sayılarıyla tutundu, devre 38-34 tamamlandı.

Son çeyreğine de Galatasaray’ın 55-54 galip girdiği maçta Galatasaray bir kez daha farkı 6 sayıya çıkardı. Ancak Anadolu Efes, rakibin eksik olduğu boyalı alanda Dunston le üstünlük

Lacivert-beyazlı ekip, Abdi İpekçi’de seriyi bitirme şansını kullanamayıp, Yunanistan’a 2-2’lik eşitlikle gittiği seride hem Olimpiakos’a hem hakemlere diş geçiremedi, Final-Four hayalleri Pire’de bitti.

THY Euroleague çeyrek final serisinin 5. maçında Olimpiakos’a deplasmanda 87-78 yenilen Anadolu Efes 3-2’lik sonuçla elendi, Final Four’u göremedi.

Maça müthiş başladı ev sahibi. Önce Doğuş, ardından Granger tarafından savunulmaya çalışılan Spanoulis’in ilk çeyrekte 4’te 4 saha içi isabetle 13 sayıya ulaşması, Olimpiakos’un hücumda çok rahat oynamasını sağladı. Temsilcimiz boyalı alan savunmasında aksayıp, 10 dakikada 25 sayı yese de hücum ile ayakta kaldı, ilk çeyrek 25-21 tamamlandı.

Top kayıpları yıktı

Honeycutt’un üçlükleriyle rakibini yakalayıp, Kirk ile öne de geçti Efes. 4 kısayla savunmada daha agresif bir görüntü sergileyen, hücumda da daha hızlı gidip, erken atışlar bulan temsilcimiz, devreyi 41-37 galip bitirdi.

İlk yarıda 2 top kaybı yapan Efes’in 3. çeyrekteki 5 top kaybı, pahalıya patladı. Hem Dunston, hem Kirk 4 faule ulaşınca kısalan ve içeriye yardım götürmek zorunda kalan Efes’e karşı Papapetrou’nun üçlükleri ev sahibinin 62-53 ile 9 farkı yakalamasını sağladı. Ancak

Tenerife’de düzenlenen FIBA Şampiyonlar Ligi finalinde, ev sahibiyle karşılaşan Banvit, son ana kadar oyunun içinde kalsa da, rakibinin üç sayılık atışlardaki yüksek yüzdesine teslim oldu, kupayı kaldıramasa da, tüm sezon sergilediği mücadele ile Türkiye’nin gururu oldu.

FIBA Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Monaco’yu devirerek adını finale yazdıran Banvit, Final Four’un ev sahibi Tenerife’ye 63-59 yenildi. Karşılaşmaya hücumda tutuk başlayan Banvit, tüm karşılaşma boyunca bunun sıkıntısını çekti. 5 dakikada 5 sayı bulabilen, 8. dakikada 13-7 geriye düşen temsilcimiz, ilk periyodu da 16-12 mağlup bitirdi.

İkinci çeyreğin başında 23-14 ile 9 farklı geriye düştükten sonra biraz kıpırdandı Banvit. 26-26’da rakibini yakalayan temsilcimiz, rakibin 13’te 8’lik üç sayı isabetine engel olamayınca, soyunma odasına da 34-31 geride girdi.

Rakibine ağır basabileceği alan olarak gözüken pota altında basit atışları kaçırdı Banvit. En güvenilen isimlerden Theodore 2 sayılık atışlarda 16’da 6 isabetle oynayınca, alınan 12 hücum ribauntu da işe yaramadı, ev sahibi yine üçlüklerle farkı 9’a çıkarıp, son çeyreğe de 51-46 galip girdi.

Orelik atamadı

Furkan ve Orelik’in sayılarıyla 33. dakikada skoru

Anadolu Efes, normalde sakin kalması gereken taraftı. Sonuçta iki maç üst üste kazanmış, skor üstünlüğünü almış, sahasında kader maçına çıkmıştı. Ancak daha ilk saniyede Cedi’nin yaptığı faul, ardından top oyuna bile girmeden Doğuş’un aldığı teknik faul, bunun tersinin yaşanacağını belli etti...

Yine de maça müthiş girdi temsilcimiz, Granger’ın art arda potaya gidişleri, Doğuş’un baskı ile Spanoulis’i yine düzenden çıkarması, savunmada kapılan topların Cedi’nin smaçlarıyla sonlanması ve farkın bir anda 12’ye çıkması, herkesi havaya soktu. Ancak maçlarda ilk çeyrekte 20 sayıyı bulsanız da maç bitmiyor ki, Efes bir anda koparayım oyunu derken, belki de Final Four’dan oldu!

Bir önceki maçta sadece 5 top kaybı yapan Efes’in daha ilk çeyrekte bu rakama ulaşmasının telaşlı hücumlardan başka açıklaması yoktu! Yine de topu pota altına sokan, rakibi de dış atışlara zorlayan Efes, skoru önde götürüyordu. Taa ki, 3 sayı çizgisinin gerisindeki hastalığımız yeniden kendisini hissettirene kadar... Bir türlü istediği şutu bulamadı Efes, o isabet gelmeyince de rakip her saniye biraz daha içeriye kapandı. Maç başındaki kozumuz da elimizden gitmişti, yani pota altı sayıları da azaldı. Maç başında

Anadolu Efes deplasmandan 1-1 ile dönüp saha avantajını ele geçirdikten sonra dünkü maçın önemi biraz daha artmıştı. Alınacak bir galibiyet sadece skor değil, psikolojik avantajı da temsilcimize kazandıracaktı. Bunun için şart olan da kesinlikle savunmaydı... Efes aslanlar gibi oynayıp, bunu başardı.

Zaten Perasovic Pire’de kazandığı gibi başladı maça, Spanoulis’i düzenden çıkarmak, takımın ilk amacıydı. Bin kere helal olsun Doğuş Balbay’a; sahada olduğu sürece rakibin en etkili silahına göz açtırmadı. Sloven hakem Damir Javor’un uydurma bir faulüyle 35. dakikada 4. faulü alıp kenara gelmese belki son iş son hücumlara da kalmazdı. Hatta son 3 dakika içinde Spanoulis ilk üçlüğü yolladığında, ikinci ve üçüncüsünü atmasına fırsat verilmeden sahaya sürülse de iş erken bitebilirdi ama son hücumda yine kalitesini göstererek, Spanoulis’i çok zor bir şuta itmeyi bildi.

Spanoulis ile birlikte devreden çıkarılması gereken bir diğer isim de Printzeis’ti. Sezonun en başarılı isimlerinden birisi olmasına rağmen, ilk iki maçta beklentilerden uzak kalan Brown da Abdi İpekçi’de geri dönüşü gerçekleştirince, Printzeis tehlikesi de savuşturulmuş oldu.

Efes aslında planlarını uyguladı. Boyalı alanını

OAKA’da iki maç üst üste kazanıp zaten işi bitirmişti Fenerbahçe, dün bunu resmileştirdi. Son iki sezon çeyrek finalde önce Maccabi ardından Real Madrid karşısında oluşan atmosfer ve kazanılan maçlar, Ülker Arena’da bizleri nasıl bir ortamın beklediğinin habercisiydi. Fenerbahçe taraftarının yarattığı olağanüstü atmosferde oyuncuların biraz baskı hissettiği, belki işi hemen bitirme isteğinin, takımı frenlediği gözüküyordu. Maça fırtına gibi başlasa da sarı-lacivertli ekip, rakibin boyalı alanı korumak üzerine kurulu savunmasına karşı erken atışlar kullanıp, topu daha çok dışarıdan kullandı. İlk iki maçta şiir gibi basketbol oynayan Bogdanovic de rakibin aldığı özel önlemler ile suskun kalınca hücumda takım ritmini bulamadı.

Ancak Fenerbahçe OAKA’da da kazanırken başrolde hücum yoktu ki, Fenerbahçe’nin sahaya yüreğini koyması, savunmanın kralını yapması, potasını kapatması, bu takımı özel bir noktaya taşımıştı. Dün de hücumda yaşanan sıkıntının canımızı hiç yakmamasının nedeni Avrupa’nın en iyisi denebilecek savunmaydı.

Son çeyreğe kadar savunmasıyla ayakta kalan Fenerbahçe, kritik anların adamı Dixon ile hücumda da aradığı coşkuya ulaştı. Rakipten çaldığı topun ardından kendisi de

Galatasaray Odeabank art arda 5. galibiyetini sahasında konuk ettiği Pınar Karşıyaka karşısında etkili savunmasıyla aldı. Cim-Bom, ligi ilk 6 içinde bitirmeyi garantilerken, rakibine geçilme ihtimalini de ortadan kaldırdı.

Spor Toto Basketbol Süper Ligi’nde 27. hafta mücadelesinde, 7. sırada bulunan Pınar Karşıyaka’yı konuk eden 6. sıradaki Galatasaray Odebank, 67-55’lik skorla galibiyet farkını 3’e çıkardı, rakibine yakalanma şansını ortadan kaldırdı.

Galatasaray, maça Sinan ve Daye’in sayılarıyla başlarken, Karşıyaka rakibine Summers ile yanıt verdi. Ev sahibinin art arda yaptığı top kayıplarını Ponitka’nın 7 sayısıyla avantaja çeviren İzmir ekibi, ilk periyodu 21-16 önde bitirdi.

Pleiss’in sakatlığı nedeniyle oynamadığı maçta Tyus’un kenara geldiği dakikalarda Galatasaray’ın çember savunması iyice düştü, konuk takım farkı 8’e çıkardı. Ancak Göksenin ile baskıyı artıran, hücumda da Diebler ile etkili olan Galatasaray, devre sonunda rakibini yakaladı: 32-32.

İkinci yarıda Tyus’un savunmada önemli işler yapmasıyla tıkanan Karşıyaka karşısında Micov-Sinan ve Daye ile hücumda etkinliğini artıran Galatasaray, son çeyreğe de 51-45 galip girdi. Kısa bir durgunluk sonrasında Micov ile