Türksat 2A, Alcatel'in sırtındaFransızlar'ın Alcatel Space uydu şirketi, Türk Telekom ile ortak kurduğu Eurasiasat firmasına, Türksat 2A'nın plana uygun olarak fırlatılmadığı her gün için 50 bin dolar tazminat ödüyorBüyük bir çoşku ile beklenen Avrupa'nın en büyük uydusu Türksat 2A'nın fırlatılma işlemi geciktikçe, Türk ortaklığı ile kurulan Eurasiasat firması her gün 50 bin dolar tazminat alıyor. Ayrıca uydu firması Ariane Space de bu gecikmeden dolayı, 10 milyon dolar tazminat ödeyen Alcatel Space uydu üretim firması için son tarih, s gözüküyor.
Merkezi Monaca Prensliği'nde kurulu Eurasiasat, Türk Telekom'un
yüzde 75 oranında, Fransız uydu üretim şirketi Alcatel Space'in de 25 oranlarında ortaklığı ile 1996 yılında kurulmuştu. Anahtar teslim fiyatı 300 milyon dolar olarak anlaşılan Türksat 2A'da yaşanan teknik arıza nedeniyle, fırlatılmasında gecikmeler yaşanması sözleşme ile muhatap firmalara yük getiriyor.
O nedenle arızanın bir an önce giderilmesi için seferber olan Alcatel Space "Tırnak boyunda parça değiştirme" işlemi için fabrikanın bulunduğu Fransız Cannes kentindeki fabrikasında 170, Fransız Guyana'sı Uzay Merkezi'inde (uyudunun halen bulunduğu) 50, uydunun bilgisayar bağlantılarının yapıldığı İsviçre'deki Saab firmasında 50 kişi fazla mesai yapıyor. Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ve beraberinde Fransız Guyana'ndaki töreni izlemeye giden 170 kadar konuk üç günlük denemeden hayal kırıklığı ile Türkiye'ye dün döndü. Ancak uydu ve füze firmasındaki faaliyet artarak sürüyor. Çünkü uydunun içine yerleştiği füzenin yakıt tankları dolu olarak bekletildi. Bu durumda uydu en fazla bir ay durabiliyor. Bir aydan sonra tankların boşaltılıp, yeniden bakım yapılması gerekiyor. O süre de 14 Ocak da doluyor. Bu nedenle her gün umutla sabahı karşılayan teknik ekip, çalışmalarını en geç Ocak 2001'in ilk haftasında sonuçlandırmayı hedefliyor.
Gezi de Alcatel’denTürkiye uyduyu uzaydaki yörengesine yerleşip, 15 yıllık fonksiyonlarını yerine getirmesine yönelik tüm testleri tamamlandıktan sonra teslim alıyor. 300 milyon dolarlık maliyet içinde yer alan 50 milyon dolar tutarındaki sigorta pirimini ödeyen Eurasiasat, sigortadan bunun karşılığını alabiliyor. Ayrıca sigorta şirketi füze ve uydu firmaları da dahil olmak üzere Türksat 2A'da toplam 1 milyar dolarlık yük taşıyor.
Uydunun ekvator yörüngesine fırlatılacağı Güney Amerika'nın Güney sahilindeki Fransız Guyana'sından şimdilik eli boş dönen Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ise bu durumda tek bir yorum yapıyor: Geç olsun da güç olmasın.
Bu arada MHP'lilerin ağırlıkta olduğu konukların içini rahatlatacak bir noktayı da açıklayayım, gezinin Paris üzerinden tüm masraflarını Alcatel Space karşıladı. Eurasiasat yalnızca THY'den İstanbulParis bileti masrafına girdi. Kısacasısğğğ uyduyu son durağında görme gezisi Telekom'a büyük masraf açmadı.
Telekom Yüksek Kurul'a Fransız kalmaya kararlıUlaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün Özelleştirme Yüksek Kurulu ile beyin aralığı da en az Fransız Guyanası - Türkiye uzaklığına parelel düştü. Öksüz, yolcuğumuzun başladığı saatlerde uçakta yaptığımız sohbette "Özelleştirmeye karşı olduğumu söyleyen ahlaksızdır....." açıklamalarını üç günlük gezimiz boyunca sürdürdü.
Uçakta 13 Aralık tarihli gazeteleri okur okumaz yanına varıp, yorumunu aldığım Öksüz "Müşteri ağızı ile konuşuluyor, hukuk unutuluyor. Telekom'un yeniden değerledirilmesi ve fiyatın oluşması gerekir. Oysa herkes kafasından bir değer söylüyor. Yüzde 33.5 oranında blok satış yöntemiyle
hisse sahibi olacak yabancı yatırımcıya yönetim hakkı devredilemez. Herkes hukuka uygun davranmak zorunda. Bunu söylediğim için de özelleştirme karşıtı ilan edilmem, maksatlı bir davranış " derken, yutkunduğu sözleri gözlerinden okunuyordu.
Öksüz, "Ankara'ya vardığımızda, durumu gözden geçireceğim. Ancak kimse bu konuda ne söylediğimi bilmiyor. Devlet anlayışım da ülkemin menfaatleri önde gelir. Hukuku savunmak yalnızca benim görevim değil, gereken yapılacaktır" diyor.
Guyana yolculuğundan dönen Türk Telekom Genel Müdürü İbrahim Hakkı Alptürk de geçtiğimiz gün yoğun olarak süren Türk Telekom İhale Komisyonu toplantılarına katılmamasını, Türksat 2A'nın fırlatılması için gittiği Fransız Guyana'sında olmasına bağlamadı. Alptürk kararlı: "Elimizde gelinlik kızımız var. Kızımızın kendisine uygun bir eşle evlilik yapmasını isteyeceğimize, genelevdede parayla fuhuş yapan kadınlara benzettiler. Parasını bastıran Telekom'u alabilir havası yayılıyor. Bu durum sürdüğü sürece, toplantılara katılmayacağım" Uçakta MHP kökenli, çok sayıda Telekom mensubu ve partili de vardı. Üç günlük gezi boyunca hepsi tek yürek ve tek ses halinde, Türk Telekom'da Öksüz ile aynı görüşü paylaşıyordu. Bu görüşü paylaşan bir başka önemli konuk daha vardı. Onu yarın ki yazımda anlatacağım. Biline ki, Telekom camiası GSM ihaleleri ile ilgili engin bilgi ve deneyim geçirmiş. Ne yakın geçmişin gece yarısı toplantı basan bakanlarını (Aslında tek bakan adı geçiyor) görmüş, ne kapalı kapılar ardında Washington!..
Türkiye bunlara da hazır olsun.
Tazminat olarak Fransız hücreleri Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün başında sanki az iş vardı... Türkiye'nin gözbebeği kurumu Türk Telekom ile başı yeterince ağrıyan Ulaştırma Bakanı Öksüz, Avrupa'nın en güçlü ve kapasitesi en yüksek uydusu Türksat 2A'yı uzaya gönderip, Türkiye'nin haklı gururunu taşıyacaktı. Olmadı bir türlü. Önce Türksat 2A'nın Fransız Guyana'sında yapılan ertelemeli 18 saatlik bir yolculuktan sonra ulaşılan orman çölünde, 170'e yakın konukla birlikte hayal kırıklığı paylaşıldı.
Arızanın uyduda olduğunun tesbit edildiğinin açıklandığı yemekte Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Ali Helvacı Fransızlar'a "Hayal kırıklığı tazminatımız ne olacak" esprisi ile ortamı yumuşatma sorusu yöneltirken alacağı yanıtın, Türkiye gündemi ile bu kadar çakışacağından haberi yoktu. Alcatel Space yetkilisi "Programınızda yoktu ama (Fransızlar'ın 1852'den, 1946'ya kadar hapishane olarak kullandıkları ada) sizi buradan eli boş döndürmemek için Selamet Adası'na götürdük" dedi. Kelebek romanının geçtiği, filmine konu olan Şeytan, Selamet ve adalarındaki hapishaneleri gezdik ve gördük ki bir somya aralığında sürgün olmak, uzay çağının çok ötesine düşüyor. Ancak bu adada tarihi hücre hapishanesi fazla da sırıtmıyor. Çünkü Guyana, Fransızlar'ın hala sömürgesi ve orada hala ateşi bile icat etmemiş Kızılderililer yaşıyor. Modern dünyanın onlara sunduğu tek nimet, işsizlik aylığı ve arada bir gönderdikleri doktor gibi tıbbi ve insani destek. Çinli, Viyetnamlı işçiler, Afrika'dan getirilen köleler, uydu ekonomisinin sürdüğü Guyana'da Fransızlar'dan harçlık alarak bu çağı tamamlayacaklar.