Beşiktaş kulübü belki de tarihinin en çalkantılı ve kaotik dönemini yaşıyor. 5 maçtır galibiyete hasret kalan bir takım. Şampiyonluk yarışına geçen yıl olduğu gibi erkenden havlu attı. Başkan Hasan Arat'ın istifası sonrası direksiyona geçen Hüseyin Yücel 'güvenoyu' için kongre kararı aldı. Van Bronckhorst yüklü tazminatla gönderilip, 'nöbetçi' teknik direktör Serdar Topraktepe'ye takım emanet edildi. Oyuncuların alacakları gecikmeli olarak hesaplarına yattı. Taraftar oynanan futbol ve alınan sonuçlar nedeniyle isyan edecek noktaya geldi. Camia adeta tabiri caizse 'depresyon'a girdi. Üstelik Paulista ve Uduokhai gibi savunma göbeği tandemi de sakatlıkları nedeniyle forma giyemedi.
Fenerbahçe ise aldığı seri galibiyetler ve lider Galatasaray'ın geçen hafta Eyüpspor karşısında hesapta olmayan puan kaybı sonrası moralli ve öz güvenli olarak Dolmabahçe'ye geldi. Kadro kalitesi ve derinliği ile derbinin ağır favorisiydi.
Bu koşullardaki derbiye Fenerbahçe beklendiği gibi baskılı başladı. Dzeko'nun bireysel becerileriyle pozisyonlara girdi. Ancak Emirhan'ın müthiş özveriyle topu ağlara girerken çizgiden çıkarması erken golü engelledi. Fenerbahçe 1-0 öne geçebilseydi senaryo farklı olabilirdi.
Beşiktaş da Gedson'u ileride pres unsuru olarak kullanıp Salih ve Musrati ikilisiyle orta sahada sağlam durdu. Geçmiş maçlara nazaran daha derli toplu, geçirgen olmayan ve mücadele dozu yüksek bir Beşiktaş vardı. Amrabat ve Fred gibi maharetli yıldızlara kreatif özelliklerini sergileme şansını vermediler. Rakibe saygı duyarak geride beklediler. Ayağa paslarla zaman zaman tempoyu düşürdüler. Çünkü temponun yükselmesi Beşiktaş'ın işine gelmezdi. Etkili geçiş oyunuyla önce Rafa Silva ardından Immobile ile net pozisyondan faydalanamadılar.
İlk yarı golsüz sona ererken ikinci yarıda Dzeko harika bir dönüş hareketiyle önüne aldığı topta önemli bir fırsattan daha yararlanamadı. Yedek stoper Tayyip Talha'nın sakatlanması sonrası mecburen Bahtiyar oyuna dahil oldu. Serdar Topraktepe, Chamberlain ve Semih'i oyuna alarak maçı kazanmak istediği mesajını verdi. İngiliz oyuncu girdikten sonra yaptığı olumlu işlerle alkış topladı, derbiye damgasını vurdu. Yaptığı kavisli ortada top ağlarla buluştu. Yüksek pas yüzdesiyle oynadı. İlerleyen haftalarda fizik-kondisyon olarak hazır olduğunda daha çok süre alacaktır.
Fenerbahçe'nin coşkusu ve kazanma arzusu eksikti. Rehavet içindeydi. Sanki sarı-lacivertli oyuncular derbinin ciddiyetini tam anlamıyla kavrayamamışlardı. Mourinho'nun ilk 11 tercihi bize göre yanlıştı. Osayi Samuel oynayacak durumda ise esame listesine ilk yazılacak futbolcu olmalı. İrfan Can Kahveci gibi problem çözme yeteneği olan etkili bir sol ayak yedek kulübesinde çürütülmemeli.
Sonuç olarak Beşiktaş galibiyet özlemine son verip camianın üzerinde dolaşan kara bulutları dağıttı. Fenerbahçe ise sezonun ikinci derbisini kaybederek zirve yarışında çok önemli bir fırsatı tepti. Şampiyonluk yarışında derbi performansı belirleyici en önemli unsur. Mourinho bu maçta da sınıfta kalırken, Serdar Topraktepe rakibini iyi analiz ederek galibiyette aslan payını kaptı. Hiç maceraya gerek yok. Trabzonspor'a karşı kupa finalini kazanan, Fenerbahçe'yi yenen Topraktepe sezon sonuna kadar takımın başında kalmayı hak ediyor.