Futbolun yazılı olmayan kuralıdır. Teknik adam değişikliği takımda pozitif etki yaratır. İstisnalar tabii ki vardır ama bu kaideyi bozmaz. 'Geçici teknik direktör' çözüm değil. Futbolcular kısa bir süreliğine sahne alan 'emanetçi' teknik adamın talimatlarını ne kadar uygulayabilir?
Bir başka deyişle Serdar Topraktepe takımın üzerinde yeterince otorite sağlayabilir mi? Futbolcuların sahada sergilediği 'hal' diline bakıldığı zaman bunun cevabını net bir şekilde gördük. Oyuncular tabiri caizse kafalarına göre takıldılar. Konsantrasyon sorunu bariz bir biçimde sahada tezahür etti. Vurdumduymazlık da cabası.
Ole Gunnar Solskjaer'in işbaşı yapması takımdaki havayı bir anda değiştirdi. Norveçli teknik adam 'Ne istediğinizi biliyorum' mesajıyla 'umut' şırınga ederken, siyah-beyazlı camiayı kenetledi. Beşiktaş üzerindeki ölü toprağını attı. Kronikleşmeye başlayan depresif ruh hali yerini coşkuya bıraktı. 12 numara da takımı zor günde sahiplenince futbolcular adeta öz güven patlaması yaşadı. Formanın ağırlığı idrak edilince Kartal, Athletic karşısında 'temaşa' oyunu sahneledi. Sezonun en dominant, en kolektif futbolu sergilendi.
Başrolde Muçi, Rashica ve Rafa Silva vardı. Yetenekleri kısıtlı olan Svensson vatandaşı olan hocasını ilk sınavında mahcup etmemek için limitlerini zorladı, yüreğini ortaya koydu. 70 milyon euroluk değeri olan Avrupa Futbol Şampiyonası'nın yıldızı Nico Williams'a adım attırmadı. Yıldız oyuncu bunalınca kanat değiştirmek zorunda kaldı. İlk goldeki organizasyon kusursuza yakındı. Şık paslaşmalar zincirinde noktayı Rashica koydu. Hazırlanış bakımından alkışlanacak bir goldü.
Beşiktaş takım savunmasını da ilk yarıda başarılı biçimde yaptı. Athletic'in karambolde kaleye ilk attığı şut gol oldu. Gerçekten büyük bir talihsizlikti. Kartal aynı tempoyu, isteği ve hırsı ikinci devrede de devam ettirdi. Rasyonel bir futbol ortaya koyup topun arkasına geçen siyah-beyazlı takım, etkili kontralarla rakibini nakavt etti. Al Musrati'nin üçüncü golün başlangıcında Rashica'ya verdiği derinlemesine pas, gözlerimizin pasını sildi. Kosovalı oyuncu 2 gol, 1 asistlik performansıyla Athletic Bilbao'ya geceyi zehir eden isim oldu. Rafa da 1 gol, 2 asistle 3 gole katkı sundu.
Beşiktaş'ın büyük yatırım yaptığı Muçi'ye ayrı bir parantez açmak gerek. Saha içinde özgürlük verildiği zaman neler yapabileceğini bir kez daha gösterdi. Öz güveni arttıkça potansiyel kabiliyetini açığa çıkarıyor. Her geçen gün daha iyiye gidiyor.
Sonuç olarak Beşiktaş yenilgisiz Athletic Bilbao'ya futbol dersi verdi. Cefakar siyah-beyazlı taraftarlar bu önemli zafer sonrası rahat bir uyku çekmiştir. Devre arası transfer döneminde kanatlara ve forvete yapılacak eklemelerle Beşiktaş daha iyi noktalara gelebilir.