Uzun süredir teknik direktör arayışındaki Beşiktaş yönetim kurulu, Ole Gunnar Solskjaer'de karar kaldı. Öncelikle siyah-beyazlı camiaya hayırlı olsun. Norveçli teknik adamı 'kaos hocası' olarak nitelendirmek mümkün. Teknik direktörlük kariyerinde çalıştırdığı takımların başına genelde kriz dolu dönemlerde geçti.
Futbolculuk yıllarında tabiri caizse leblebi gibi gol atardı. 'Sir' Alex Ferguson'un yedek kulübesindeki jokeriydi. Oyuna sonradan dahil olup attığı gollerle takımının başarısında önemli rol oynadı.
Teknik adamlık kariyerine ise ManU'nun rezerv takımıyla adım attı. Burada genç oyuncuların gelişimine katkıda bulundu. 2011'de ülkesinin ekiplerinden Molde'de önemli işler yaptı. Takımını tarihindeki ilk şampiyonluğuna taşıdı. 2012'de bir kez daha mutlu sona ulaştırarak duble yaptı.
2014'te Premier Lig'deki ilk deneyimi başarısız geçti. Çalıştırdığı Cardiff City sezon sonunda Premier Lig'e veda etti. 2015'te Molde'ye geri döndü, 3 yıl daha Norveç temsilcisini yönetti.
Efsanesi olduğu, sayısız kupa kaldırdığı Manchester United'ın başına 2018'de 'geçici teknik direktör' olarak geçti. Mourinho'dan boşalan teknik adamlık koltuğuna oturan 51 yaşındaki Norveçli, 19 maçta 14 galibiyet elde ederek rüştünü ispatladı.
Kırmızı-beyazlı kulüple Mart 2019'da yeni mukavele imzaladı. 2021'de UEFA Avrupa Ligi Kupası'nın eşiğinden döndü. Finalde normal süresi 1-1 biten maçta Villarreal'e penaltılarla kaybetti. 2020-21 sezonunda Premier Lig'i ikinci sırada tamamladı. Kasım 2021 ise işler kötü gidince ManU serüveni sona erdi. 2023'ten bu yana UEFA'da maç analisti olarak görev yapıyor.
Öncelikle şunu söyleyelim, Beşiktaş yönetiminin Solskjaer tercihi, risk taşıyor. Sonuçta 3 yıldır takım çalıştırmayan bir teknik adamla el sıkışıldı. Kaotik bir dönemden geçen Beşiktaş, adeta teknik direktör değirmenine döndü. Valerien Ismael, Fernando Santos ve Giovanni van Bronckhorst büyük hayal kırıklığı yarattı. Kasadan çıkan yüklü tazminatlar da Beşiktaş'ın borcunu artırdı. Kulüpte son derece sağlıksız ve istikrarsız bir yapı var. Kötü kadro mühendisliğinin sonucu takım Kasım'da şampiyonluk yarışına havlu atmayı alışkanlık haline getirdi.
Solskjaer'e de sabır gösterileceğini sanmıyorum. Adeta ateşten gömlek giydi. Beşiktaş taraftarının artık başarısızlığa tahammülü kalmadı. Kötü sonuçlar aldığı takdirde tribünden homurtular yükselmeye başlayacak. Baskı dolu ortamda ne kadar teknik direktörlük becerisini sergileyebilir, bu da muamma. Daha önceki yazımızda belirttiğimiz gibi Alman teknik direktör seçimi, Türkiye'nin futbol yapısına daha uygundu. Süper Lig'in tarihi, Alman hocaların birçok başarı hikayeleri ile dolu. Umarım Solskjaer Beşiktaş'ı ayağa kaldırır, biz yanılırız.