Terörle müca-delede yeni strateji “taarruz” doğrultusunda TSK yurt içi ve dışında PKK’ya yönelik kesintisiz operasyon yapıyor. Bu kapsamda da sadece son bir yılda etkisiz hale getirilen PKK’lı sayısı 3 bini geçti ve binin üstünde sığınak-barınak imha edildi. Hedef, sınırdan 25 kilometre içerideki terör kampları ve Kandil. Yani tehdidi kaynağında yok etmek... Türkiye’nin bu kararlılığı karşısında PKK’nın hareket alanının daraldığını belirten Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, TSK açısından gelinen durumu şöyle özetliyor:
Türkiye İHA’larla kamplardaki, mağaralardaki teröristleri görüyor ve vuruyor. Keşif kodlu F16’lar da 15-20 kilometre uzaktan hedefi görüp lazerle işaretliyor, diğer uçak da ona ateş ediyor. Yani havadan nokta atış imkânları var. Tabii sonucun bu kadar başarılı olmasının nedenlerinden biri de komando tugay sayısı 12’ye çıkarıldı. Ve komando tugayının muharip unsurları tamamen profesyonel asker, yani uzman çavuş, onbaşı ya da sözleşmeli er. Bunlar en az 4-5 senedir o işi yapan çocuklar. Jandarma’nın JÖH’leri de (özel harekât) var, onlar da profesyonel. Yine Polis Özel Harekât da sadece şehirde değil, dağlarda Silahlı Kuvvetler’le birlikte kullanılmaya başlandı. Tüm bunlar PKK’yı çok sıkıştırdı. Açığa çıktıkça da vuruyorlar ve bu böyle de devam edecek.
Ya Kandil?
Kandil’e ancak İran’la işbirliği yapılırsa gidilebilir ki onun da işaretleri var. Son günlerde PKK İran’da 8 sınır muhafızını öldürdü. Bu da İran’la PKK arasında 2011’den beri devam eden ateşkesin bittiği ve PKK’nın ABD’nin ya da İsrail’in istekleri doğrultusunda İran’la sorun çıkarmaya çalıştığı anlamına geliyor. Yani Irak ve Suriye’deki varlığına karşılık İran’ın içini karıştıracaklar. Ve PKK İran’da büyük bir terör olayı başlatacak. Bundan dolayı Türkiye, İran, Irak PKK terörünün ortadan kaldırılması konusunda anlaşabilir ve Kandil’e operasyon yapılabilir. Zaten Türkiye ile İran zaman zaman ayrı olarak operasyon yapıyor. Mesela Süleymaniye bölgesinde Kandil’den biraz daha içeride Asos Dağı var, orayı önce İran, arkasında da Türk uçakları vurdu.
Böyle bir durumda ABD’nin tavrı ne olur?
Hiçbir şey yapamaz. Zaten şu anda da yapmaya çalışıyor. Türkiye, İran’la, Irak’la işbirliği yapmasın diye Zarrab davası gibi olaylarla Türkiye’yi siyaseten ve ekonomik olarak sıkıştırmaya çalışıyor. Çünkü Zarrab dosyası hukuki falan değil, tamamen siyasi bir dosya. Ancak Türkiye’nin eline çok önemli bir imkân geçti; YPG’nin ana unsuru olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin sözcüsü Talal Silo Türkiye’ye geldi. Türkiye bu adamın elindeki bilgilerle çok güzel bir dosya hazırlayabilir. Bu dosya da Zarrab dosyasıyla karşı karşıya getirilir.
Yani?
O sözcünün ne bilip ne bilmediği çok önemli. ABD-YPG ilişkileri, ABD-DAEŞ ilişkileri, YPG-Suriye ilişkileri bütün bunlarla ilgili ne biliyor yani. O zaman bu bilgiler kullanılmak suretiyle bir dosya hazırlanabilir. Ha tabii, şu da var, kaçan adam yanlış bilgiler de verebilir. Bu tür casusluk olayları çok fazla. Türkiye’yi yanıltıcı bilgiler de verebilir...