Mart 2019’daki yerel seçimlerde yasal olarak ittifak söz konusu değil ama partiler arasında iline, bölgesine göre güçlü olanı desteklemek geçerli. Dolayısıyla da hem iktidar hem de muhalefette 2014 yerel ile 24 Haziran’daki son Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçim sonuçlarına odaklı birliktelik arayışları gündemde. Özellikle de İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerde ve bıçak sırtı kaybedilen ya da kazanılan illerde... Yani siyaset cephesinde bol toplama, çıkarma içeren, kâğıt üstünde bir seçim havası var. Tabii tüm hesaplar da her iki taraf açısından kazanmak üzerine. Ama bir o kadar da yanılgı olasılığıyla. Çünkü bir taraf diyor ki şu anda CHP’li belediye başkanlarının olduğu büyükşehirlerin ve illerin birçoğunda, 2014 yerel seçim sonuçlarına göre AKP ile MHP oylarının toplamı CHP’nin aldığı oyların çok üzerinde. Evet, bugün İYİ Parti faktörü var ama buna rağmen CHP’de olan bazı illerde dengeler iktidar lehine değişebilir. Hele de CHP’deki parti içi çekişmeler ve küskünlükler dikkate alındığında...
Buna karşılık diğer taraf ise değil eldekileri kaybetmek, tersine, yenilerini, hatta İstanbul, Ankara gibi en önemli belediyeleri almak iddiasında. Buna dayanak olarak da ülkedeki genel konjonktür ve “Cumhurbaşkanlığı seçiminde İstanbul’da iktidar ve muhalefet bloku arasındaki oylar yüzde 50’yle dengelendi, İstanbul kazanılabilir” gibisinden tezler öne sürüyor.
Bunların hepsi elbette mümkün ama olabilirliklerinin kâğıt üstündeki hesaplamalardan çok, yerel seçim dinamikleriyle doğru orantılı olduğunu unutmamak kaydıyla. Şöyle ki kamuoyu araştırma-cılarına göre yerel seçimde genelin aksine birçok etken devreye giriyor. Büyükşehir belediye başkan adayı, ilçe belediye başkanlıkları ya da belediye meclis üyeliği adayları gibi. Dolayısıyla da o resme bakan seçmen, birisini kendisine yakın hissederse, ona oy veriyor. Yani parti geçişliliğinin çok daha kolay olduğu bir seçim. Dahası, yerel seçimlerde insanlar ya kazanmasını istediği adaya ya da kazanmasını istemediğinin karşısındaki adaya oy veriyorlar. Öyle olunca da zaten birtakım ittifaklar tabanda kendiliğinden gelişiyor. Örneğin, 2014’teki yerel seçimde MHP tabanı Ankara’da AKP ile ittifak içinde hareket ederken, Aydın’da CHP’yi destekledi. CHP tabanı da AKP almasın diye Manisa’da MHP adayına destek verdi. Benzer durum Adana, Mersin’de de gerçekleşti; CHP tabanı büyükşehirde MHP adayına oy verirken, MHP tabanı da ilçe belediyelerinde CHP’yi destekledi...
Özetle, kâğıt üstündeki hesaplamalar önemli ama yerel seçimde aday çok daha önemli. Ne yapıp edip doğru adayı bulacaksın ve halkın karşısına çıkaracaksın. Ancak sadece adayı bulmak da yetmiyor. İlçe belediye başkanlığı ve meclis üyeliklerine de o şehrin siyasal, sosyal, etnik mezhepsel coğrafi haritasına uygun isimler de bulmak gerekiyor. Yoksa önümüzdeki yerel seçimlerde birkaç istisna dışında hiçbir yer, hiçbir siyasi parti için çantada keklik değil. Hele hele 2014 yerel ve 24 Haziran’daki son sandık sonuçlarına bakarak alt alta yazıp toplama çıkarmalarla sonucu kestirmek hiç gerçekçi değil...