Koronavirüsten hayatını kaybedenlerin oranı ülkeden ülkeye büyük farklar gösteriyor. Bunda da erken önlem alınması, ülkelerin demografik yapısı, tıbbi olanakları ve yapılan test sayısının payı büyük. Ölüm oranlarına bakıldığında dikkati çeken bir başka detay da Verem aşısı(BCG) zorunlu olmayan ülkelerdeki ölüm olaylarının yüksekliği… Yani Verem aşısı koronavirüsten koruyor gibi bir algı söz konusu. Tabii sadece istatiksel veriler açısından çünkü Dünya Sağlık Örgütü’nce henüz bunu kanıtlayan bilimsel bir bulgu ya da açıklama yok. Ancak bu tartışmaları da sonlandırmış değil. Bazı bilim insanları bunu şu an için bilimsel kanıtı olmayan spekülatif bir yaklaşım diye değerlendiriyor, bazıları da bu aşının insan vücudunda doğuştan gelen bağışıklığın daha iyi çalışmasını sağladığında ısrar ediyor. Hatta daha önceki gün BCG’nin geliştirilen yeni versiyonunun viral solunum yolları enfeksiyonlarına karşı vücudu savunduğu, bunun da Kovid-19’a karşı mücadelede umut veren bir durum olduğuna ilişkin haberler geldi. Dolayısıyla da bu konudaki kafa karışıklığı devam ediyor. Hele de istatistikler üzerinden yapılan analizlere yenileri eklendikçe. Şöyle ki; bir önceki yazımızda Google’daki koronavirüs arama ya da sorgulamalarıyla yeni vaka sayıları arasında bir ilişki olduğuna dönük ilginç tespitlerini aktardığımız Econix’in bu konudaki son çalışmasına göre; Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Verem aşısının zorunlu olduğu ülkelerde ölüm oranı ortalaması yüzde 4,8 zorunlu olmayanlarda ise yüzde 10,12’lerde.Örneğin; zorunlu olan ülkelerden Türkiye yüzde(2,64), Çin (5,59),Hindistan(3,20), Rusya(1,01, Küba(4,06), Portekiz (3,95), Macaristan(11,24) zorunlu olmayan ülkelerden Belçika(15,65), Fransa(18,81), İtalya(13,61), Hollanda(12,20), İspanya(10,25), İngiltere(16,06), ABD(5,38), Almanya(3,95)oranlarında. Yani incelenmeye değer bir durum olduğu çok açık ve net. Niyesini Econix’in yöneticisi, Sağlık Ekonomisi ve Politikası Derneği Başkanı Dr. Güvenç Koçkaya anlatıyor:
“İstatiksel olarak anlamlı duruyor, etki var gibi gözüküyor ama tek başına BCG aşısına bu etkiyi atfedemeyiz. Çünkü ülkeler arası demografide çok fark var, yaş farkı var, ekonomi farkı var, eğitim, sağlık sistemleri farkı var ama yine de ortada bir şey var gibi duruyor, bunun incelenmesi lazım. Şu anda var demek diğer yapılan eforları boşa çıkartacaktır. Yani sadece bir parametre yok ortada. Ama diğer parametreleri sabit tutmak kaydıyla baktığında sanki varmış gibi de duruyor.”
- Türkiye açısından bakarsak?
“Türkiye’de etkisi var gibi duruyor ama bunun için benzer demografik özellikler olan ülkeler arasında buna bakmak lazım. Şu an ona bakacak bir veri setimiz yok. Parametreleri de eş tutmak lazam yani yaş ortalaması Türkiye’nin 30’mu buna göre 30 yaş ortalamasında olan BCG aşısı yapılan ve yapılmayan ülkeler diye ayırmamız lazım, sadece tek bir parametreye bakarak bunu söyleyemeyiz. Çünkü yaş, gelişmişlik açısından birçok parametre var. O parametrelerde en azından benzer olan ülkeleri böyle kefeye koyup bakmak lazım ama şu anda ona bakamıyoruz…”
- Sonuçta Türkiye’deki yaşlı nüfusta BCG aşısı olmadı mı?
“O da doğru ama Türkiye’de hastalığın yaş dağılımına çok hâkim değiliz, bakanlık detaylı paylaşmadığı için bilemiyoruz. Türkiye’deki yaşlı nüfustaki ölüm oranlarını net görmedik daha. Ölümlerin yaşa göre dağılımını bilmek lazım. O zaman mesela diyebiliriz ki İtalya’nın yaşlılarda ölüm oranı yüzde 70’ken bizde yüzde 20’lerde. Onu görmeden bunu diyemeyiz. Araştırılması gerektiğini gösteriyor bizim bulgumuz… Sonuçta Singapur, Rusya, Portekiz, Macaristan bunlar 40 yaş ülkeleri ama BCG asışı zorunlu ve ölüm olayları düşük. Mesela İspanya’da BCG aşısı zorunlu değil, Portekiz’de zorunlu. Ve Portekiz’de ölüm oranı İspanya’dan çok düşük… Birinde yüzde 10,25, diğerinde 3,95... BCG’den mi bilmiyoruz ama BCG’de de bir neden olabilir...”