Soçi zirvesi ve kararları İdlib’e dönük, sadece Suriye rejimi ile Rusya’nın değil, ABD, İngiltere ve Fransa’nın da saldırı olasılığını kaldırdı. Yani ABD’nin Türkiye ile Rusya’yı, İran’ı karşı karşıya getirmek ve Astana sürecini bozmak, bunlar olurken de Türkiye’yi Fırat’ın doğusundaki PYD/PKK devletçiğine razı etmek tezgâhı da bozuldu. Dolayısıyla da ABD sözcülerinin “Suriye’de şiddeti azaltacak her samimi çabayı memnuniyetle karşılıyoruz. Umarız (İdlib’deki) çatışmasızlık kalıcı olur” şeklindeki açıklaması kulağa hoş gelse de inandırıcı değil. Aynen Menbiç’ten YPG’nin çıkarılmasına ilişkin süreç ve silahların toplanmasına dönük verdiği sözler gibi... Çünkü orada da ABD çözümden yanaymış görüntüsü verdi ancak bunlar sadece lafta kaldı...
Açıkçası, dememiz o ki; ABD her fırsatta şiddeti azaltacak samimi girişimleri desteklediğini söylüyor ya da o havayı veriyor ama aslında samimi olmayan bizzat kendisi. Niyesi de çok açık. Rusya’nın Suriye’deki üstünlüğünden rahatsız, hele de İdlib’de Türkiye ile Rusya’nın orta yolu bulması hiç işine gelmedi, gelmiyor. O nedenle de Suriye’de iç savaşın, kaosun bitmesini istemiyor. Kışkırttığı İsrail’in Lazkiye’ye yağdırdığı füzeler ve kazaen Suriye’nin Rus uçağını düşürmesine neden olması da bunun açık kanıtı. Gerçi endişe verici bu gelişmeler üzerine Kremlin, Türkiye ile Rusya arasında varılan İdlib anlaşmasının Suriye’nin geleceği açısından son derece önemli olduğunu belirterek, “Suriye’de düşen Rus uçağı bu anlaşmayı asla etkilemeyecek” dedi ama yine de tedirginlik söz konusu. Özellikle de yeni provokasyon olasılıkları düşünüldü-ğünde... Ve de bölgenin her ülkenin gizli servislerinin cirit attığı bir yer olduğu dikkate alındığında... Ne gibi manipülasyonlar olabileceğini istihbaratçılar anlatıyor:
Silahsızlandırılmış bölge dediğimiz 15-20 kilometrelik alanda ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan’ın yani koalisyon ülkelerinin kışkırtmasıyla Rus askerlerini, Türk askerlerini provoke edici terörist eylemler yapılabilir. Bombalı, mayınlı ya da intihar saldırıları gibi...
Teröristler silahsızlandırılmış bölge statüsünü ortadan kaldırmak için yine Rusya’nın üslerine, askerlerine saldırılarını hava araçları, top ya da havanla devam ettirebilirler. Ya da İdlib bölgesindeki terör gruplarından Lazkiye’ye doğru Suriye birliklerine yönelik saldırılar olabilir.
İdlib’de halkın yoğun olarak bulunduğu pazar yerlerinde Türkiye güvenliği sağlayamıyor algısı yaratmak, dolayısıyla da bölgeyi istikrarsızlaştırmak adına bombalar patlayabilir. Benzerleri terör gruplarının uzantısıyla Türkiye içinde de yapılabilir.
Özetle; Türkiye yine çok zor bir görev üstlendi. Çünkü bir tarafta bölgeden temizlenmesi, silah bırakması gereken teröristler var ve onların bir kısmı daha şimdiden olmaz havasında. Dahası, o teröristlerin birçoğu da ABD’nin güdümünde. Diğer tarafta ise onları yok etmek isteyen ama Türkiye’nin isteğiyle ikna yolunu kabul eden Rusya var. Tabii o da gelişmelere bağlı olmak kaydıyla. Dolayısıyla, başa dönme riski de söz konusu. Yani her ülkenin çıkarları bağlamında çok yönlü provokasyon olasılığı oldukça fazla...