ABD’nin istikrar-sızlık olur tehditleri ve DAEŞ’e odaklanmak gerekir gibisinden oyalama taktiklerine rağmen Türkiye kararlılığını gösterdi ve Afrin’deki PYD/YPG hedeflerini vurdu. Tabi DAEŞ’i de unutmayarak. Böylece de “Ben kafayı sadece PKK’ya takmadım, DAEŞ’i de ihmal etmiyorum” dedi. Dahası hedef aldığı,
PKK/KCK/PYD-YPG ve DAEŞ’i aynı cümle içinde sıralayarak dosta, düşmana özellikle de ABD’ye teröristlerin hiçbirisi arasında fark yok mesajı verdi. Bu harekatın ABD’ye dönük göndermelerinden biri de yine koruyup, kolladığı terör örgütü FETÖ’yle ilgili. Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok sayıda FETÖ’cü general, üst rütbeli subay ve savaş pilotunun ayıklanmasına rağmen bu “pisliğin” ordunun büyük çoğunluğunu kirlettiği söyleniyordu. Hatta pilot açığı nedeniyle Hava Kuvvetleri’nin uçak kaldıramaz duruma gelebileceğinden söz ediliyordu. Dolayısıyla da ister istemez hem askerde hem de sivilde bunun tedirginliği vardı. Ancak gördük ki Hava Kuvvetleri daha harekatın ilk gününde hem kaldırdığı uçak sayısı hem de hedeflere isabet yüzdesiyle (95.57) büyük bir başarıya imza attı. Dün de buna Özel Kuvvetler, Komandolar, Zırhlı Birlikler gibi Kara unsurları da katıldı. Yani ordudaki “gerçek askerler” duruma hakim olduklarını ve her zamanki gibi verilen görevi hakkıyla yerine getireceklerini gösterdi, gösteriyor. TSK’nın bu devamlılığını FETÖ mağdurlarından Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, şöyle özetliyor:
“TSK ile millet arasındaki bağı koparmaya çalıştılar ama başaramadılar. Şunu unutmasınlar yarısı da gitse, çoğu da gitse tasfiye etmeye çalışarak ocu, bucu diyerek Silahlı Kuvvetleri etkileyemezler. Ne olacak eskiden 700 pilotumuz vardı şimdi diyelimki 200’e düştü. O 200 pilotumuz 700 pilotun yaptığı işi yaparlar, uyumazlar yaparlar. Bu da her devletin harcı değil.”
TSK’nın bölgedeki mevcut tehditlere göre yeni baştan dizayn edildiğini,kodlandığını belirten Pekin, devam ediyor:
“ABD şimdi baksın duruma arkasında destek gücünüz olmazsa ne PKK ne PYD ne Barzani güçleri dayanabilir. Onun için Türkiye gibi ordusu, komuta kademesi belli bir pozisyona gelmiş ülkelerle savaşmak kolay değildir. Türkiye orayı hallaç pamuğu gibi atar. Bu da belki hem ABD’ye hem de PYD/PKK’ya ders olur. Çünkü orduyu teşkilatlandırmak sadece silah vermek ya da bölük, tabur kurmakla olmaz. Bir askeri kültür meydana getirmeniz ve vatanseverlik lazım. Bu olmadığı sürece siz ne yaparsanız yapın orduyu kuramazsınız. ABD bu konuda gereken dersi alacaktır, başkanı da alacaktır...”
Peki ya Menbiç? TSK gidebilir mi ABD’ye rağmen?
“Gidebilir. ABD’ye rağmen değil. Nasıl burada Rusya’yla anlaştılarsa, işbirliği yaptılarsa kesinlikle Menbiç’e de gidebilir. ABD bu tavizi vermek durumunda. Daha evvel verdiği sözler var, Türkiye’yle işbirliğine devam etmek istiyorsa, NATO’nun çatırdamasını istemiyorsa bunu verir. Çünkü Putin NATO’yu parçalayacak bir politika izliyor. Böyle bir şey söz konusu olursa ABD’nin tüm planları bozulur. Onun için ABD Türkiye ile iyi geçinmek zorunda...”