Suriye krizinin neredeyse 10. yılındayız. Bir başka deyişle 10 yıldır milyonlarca Suriyeli mülteci ile beraber yaşıyoruz, yüzbinlerce çocuk da Türkiye’de doğdu. Buradaki Suriyeli nüfusun da devamlı Türkiye doğumlu bebekleri oluyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre; Türkiye’deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı 25 Kasım 2020 tarihi itibarıyla 3 milyon 638 bin 288...Bunların 1 milyon 701 bin 176’sını da (yüzde 46,7) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. Dolayısıyla Türkiye sınır ötesi harekâtlarda oluşturduğu güvenli bölgelerle Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmeleri için sahada mücadele verirken bir yandan da bir milyon 700 bin Suriyeli çocuğun eğitimine odaklanmış durumda… Hem bunun o çocukların en temel hakkı olmasına gösterilen hassasiyet gereği hem de eğitim almadıklarında terör ya da suç örgütlerinin eline düşme gibi potansiyel bir tehdit oluşturmaları nedeniyle. Bu bağlamda da Türkiye geliştirdiği projeler ve fedakârlıklarla epey yol almış durumda ancak bu konuda ciddi sıkıntılar da söz konusu. Özellikle de Kovid-19 salgınının başlamasından bu yana. Nasılını bu çocukların eğitimine katkı veren gönüllü kuruluşlardan İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi’nin Başkanı Metin Çorabatır anlatıyor:
“Türkiye bu konuda bir ölçüde başarı sağladı 600 bin küsur öğrenci Türk okullarına gidiyorlar bunu BM’de önemli bir başarı olarak teyit ediyor ama şöyle bir durumla karşı karşıyayız. Okullaşma oranı yaş büyüdükçe azalıyor, yani özellikle ortaokul, liseye geldiğinde 12-13 yaşındaki erkek çocuklar ailenin geçim kaynağı oluyorlar gidiyorlar sanayi sitelerinde orada burada çalışıyorlar eve ekmek parası getiriyorlar. Kızlarda da çalışanlar var ama kızların bir kısmını da değişik ekonomik ya da kültürel zorluklar yüzünden aileler okuldan alıp küçük yaşta evlendiriyor.18 yaşın altında evlilik Suriyeliler arasında öyle çok tedirginlik yaratmıyor. Dolayısıyla sınıflar yükseldikçe okuldan ayrılmalar da artıyor. Bunun bir başka sebebi de okula devam edenler içinde Türkçeyi çözemeyenlerin olması. Tüm bunlarda riski artırıyor.”
Hangi anlamda?
“Bu çocuklar eğitilmediklerinde her türlü etkinin altında kalırlar. Her türlü kötü niyetli örgütlerin, kuruluşların, yapıların bu mafyada olabilir ağına takılabilirler. Dolayısıyla sokağa bırakmamak lazım.”
Terör örgütleri falan da mı?
“Tabii, bu bağlamda başta IŞİD, PKK gibi terör örgütleri var ama sadece o değil kötü niyetli her yapının parçası olabilirler. Sokakta bırakırsan, aç kalırsa kolaylıkla uyuşturucu ya da seks ticareti yapan suç örgütlerinin kucağına düşebilecek bir kesim. Tabii bu sadece Suriyeliler için değil ama Suriyelilerin eğitimden şu anda belli maddi koşullar yüzünden daha uzak kalmaları yeteri kadar eğitim almamaları riski bu nüfus için daha da artırmış oluyor...”
Nasıl?
“Bu Korona salgınıyla birlikte Suriyeli ve diğer mülteci gençlerin eğitimi daha da ağırlaştı bir kısmının internet bağlantısı yok bir kısmının cep telefonu, tableti yok dolayısıyla zaten Türkçeleri yetersiz en azından yüz yüze eğitimde hocasına sorabiliyordu şimdi onu da soramıyor. TV’deki dersler Türkçe bildiği varsayılarak hızlıca anlatılıyor. Çocuklar bunu da takip edemiyorlar. Böyle eğitimden soğuma olayları var.”
Özetle; Türkiye Suriyeli mülteciler konusunda büyük fedakârlıklar yaptı hala da yapıyor ama onların hem ülkelerine dönüşlerinde hem de çocukların yeterli eğitim alamamaları durumundaki olası tehditler bağlamında ciddi fluluklar ve riskler söz konusu. Dolayısıyla zor ama onları eğitmek şart yoksa yarınlarda sadece Suriyeli değil hangi grubun çocuğunu eğitmezsek o grup hem kendisi perişan olacak hem de içinde bulunduğu toplum için ciddi tehdit olacak...”