2023 seçimlerinde ittifak dengelerinin belirleyici bir rolünün olacağı herkesçe malum. O nedenle de bütün aktörler hem bulundukları ittifaklarını konsolide etme hem de karşı ya da olası bir başka ittifakı yıpratma noktasında benzer stratejiler geliştiriyorlar. Bu bağlamda da an itibarıyla en gözde ya da paylaşılamayan parti sıralamasında başı son genel seçimlerde yüzde 1.3 oy alan Saadet Partisi çekiyor. Çünkü AKP, gelecek seçimlerde SP’nin Millet İttifakı’nda ya da Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin de katılımıyla kurulacak olası bir başka ittifakta yer almasını istemiyor. Onun içinde “Eve dön” çağrıları ya da imaları en üstten en alta her zeminde yineleniyor. Zirvede gerçekleşen sürpriz görüşmeler ve AKP İstanbul İl Başkanlığı’na Milli Görüş kökenli bir ismin getirilmesi de bu beklentiyi yükseltiyor. Buna karşı CHP cenahında görüntü ve söylemler ise Millet İttifakı’nda herkes yerli yerinde, herhangi bir sorun yok havasında ya da çabasında. SP tarafından düzenlenen Milli Görüş’ün merhum lideri Necmettin Erbakan’ı anma programında Kılıçdaroğlu’nun Erbakan’a yönelik övgü söylemi de bunun açık kanıtı. Yine SP’nin de adının geçtiği olası üçüncü ittifaka dönük öngörülerde de bileşenler açısından farklı seçenekler söz konusu. Dolayısıyla, Milli Görüş’ün adresi SP’ye eskilerde MSP için denilen “anahtar parti” benzetmesi yapanlar dahi var. Tabii oy oranı değil, daha çok kapsama alanı ve konjonktürel etkisi açısından. Eskilerdeki koalisyon kurma aritmetiğinden daha farklı bir konum yani... Evet, şu anki 50 artı birlik yeni sistemde de yüzde 1, hatta 0.5’lik oy potansiyelleri de çok kritik önemde ve buna dönük hesaplar da yapılıyor ama SP’nin durumu hem AKP hem de CHP açısından bunun ötesinde bir anlam ifade ediyor. Özellikle de psikolojik etkisi ve son seçimler ya da anketlerde öngörülen oy oranından ziyade bulunduğu tarafa getirmesi muhtemel kararsız veya tarafsız görünen muhafazakâr oylar açısından. O nedenle de hangi tarafta kalırsa kim ne kazanır ya da kaybeder gibisinden öngörüler de havada uçuşuyor. Siyaset sahnesinde yaşanan bu çekişmeyi ve SP’nin alacağı tavra göre hem AKP hem de CHP açısından olası sonuçlarını dün eskinin deneyimli politikacılarıyla konuştum. Şöyle diyorlardı:
“SP’nin görünen yüzde birlik oyu belki 50 artı birde önem kazanır ama asıl önemli olan, uzun süredir kamuoyunda deklare edilmiş olan güç birliğinin kaybolduğu, dolayısıyla bunun belirli oranda kararsızlar ya da tarafsızlar, yani şu anda oy kullanmayacağını beyan edenleri etkileme durumu. Çünkü birtakım yanlışlıkları, mali sıkıntıları gördükleri zaman ortaya çıkan kararsızların yarıya yakını politikalarını İslami esaslara göre geliştirmiş eski Refah Partisi ve SP kanalından gelen insanlar. Dolayısıyla, SP’nin tavrı, alacağı konum bunları direkt ya da endirekt etkileyecektir. AKP kaybettiği konuşulan bir bölüm muhafazakâr oylarını SP vasıtasıyla geri çevirebilir. Yani kararsızlar içinde yer alan bu grubu hedefliyor hem AKP hem CHP...”
Kararsızlar ne kadardır?
“Yüzde 20’nin altında değil, 30-35 diye de zaman zaman söyleniyor. Esasında kararsızların bir bölümü çekindikleri için karşı oy kullanacağım diyemiyor, ‘ben kararsızım’ diyor. Hatta bir kısmı oy vermeye de gitmeyeceğini söylüyor. Kararsızların yarıya yakını böyle. Bunlar ekonominin şu andaki zor döneminde işsizlik ve pahalılık gibi gerekçelerle çekincesini ortaya koyanlar. Bu bağlamda beklentileri de var. SP’nin gidişatı yani yerinin tespit ve beyanı bu insanları etkiliyor. AKP’nin yanında durursa, AKP’den kopanlar dönebilir. CHP’nin yanında durursa, CHP’ye karşı olanlar, daha ılımlı bakarlar. Onları sandığa gittikleri gündeki konum etkileyecektir. Yani onlar CHP’den bir umut görürlerse, o tarafa doğru yönelebilirler. CHP de bunu gözlüyor zaten.”
Peki ya Gelecek ve Deva partilerinin olası etkileri?
“Kararsız muhafazakârlar onlara ‘Siz bugüne kadar oradaydınız, beraberdiniz, eğer AKP’nin bir başarısızlığı varsa sizin de bunda katkınız ve suçunuz var. Son dakika niye ayrıldınız, ortaya çıktınız? Bunun esas sebebi sizin kişisel çıkarlarınız’ diye bakıyorlar. Dolayısıyla da Gelecek ve Deva’nın şu anda SP gibi bir ağırlığı yok. Çünkü beklenenleri ortaya koyamadılar. Ne milletvekili transfer edebildiler ne de tabanlarında açtıkları ilçelerde AKP’den buralara kaymalar oldu.”
Özetle; zamanında yapılırsa seçimlere daha epey var, dengeler her an değişebilir ama şu an itibarıyla mevcut ya da olası ittifaklar bağlamında çekişme ağırlıkla SP odaklı. Ancak onda da hesaplar yüzde 1-1.3’lük oy potansiyelinden daha çok, SP’nin tavrı, duruşuyla bağlantılı olarak kararsız, tarafsız görünen muhafazakâr seçmenleri çekme tahmini üzerine. Yani eski politikacıların deyişiyle gözler mutasavver oylarda.