*‘Bazı ülkeler boyuna, gücüne bakmadan Doğu Akdeniz’de rol kapmaya çalışıyor’
‘Yunanistan’ın savunma ittifakları NATO için de rahatsız edici’
‘Türkiye kimse için tehdit değil’
‘Biz silahlanma yerine barış olsun diyoruz’
‘Savaş çığırtkanları çözüm yollarını tıkıyor’
‘ABD ile en büyük sorun YPG/PYD’
Milli Savunma Bakanı Akar, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarıyla birlikte 7 Kasım pazar sabahı Ankara’dan başladığı Van-Başkale-Bakü-Fuzuli ve Şuşa’yı kapsayan 24 saatlik turda Türkiye’nin bölgedeki gücü ve etkinliği anlamında dosta, düşmana net mesajlar verdi. Bunun ilk ayağı olan Van-Başkale, yani İran sınırı hattındaki izlenimlerimizi ve uçakta yaptığımız sohbette Bakan Akar’ın Türkiye’nin terörle mücadele konusunda ülke içi ve sınır ötesindeki kararlılığına dönük sözlerini pazartesi günkü yazımızda aktarmıştık. Özellikle “ABD’nin teröristlere destek vermekten vazgeçmelerini, YPG/PYD’yi terörist olarak kabul etmelerini bekliyoruz” sözleri son derece manidardı. Tabii anlayana... Can Azerbaycan’ın Zafer Günü’nde gerçekleştirilen turun ikinci ayağı Bakü-Fuzuli-Şuşa hattı ise tam anlamıyla dostluk-kardeşliğin ne anlama geldiğini dünyaya gösteren cinstendi. Bakan Akar’ın Ankara’ya dönüş yolunda uçakta sorularımıza verdiği yanıtlarda başta Fransa olmak üzere batı ülkelerinin gazıyla havalanan ve savaş çığırtkanlığı yapan Yunanistan’a uyarılar içeriyordu. Akar’ın ısrarla vurguladığı barış ve diyalog çağrıları da aslında kimin oyunbozan olduğunu görmeleri açısından ABD ve AB’ye net mesajdı. Tabii bu da yine anlayana...
Bu 24 saatlik turun bir başka anlamlı tarafı da bizimle ilgiliydi. Çünkü Bakan Akar’ın Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarıyla gittiği Azerbaycan toprağı Karabağ’daki Fuzuli ve Şuşa’da 30 yıl önce yaşananlara ve Ermenilerin alçaklıklarına bir gazeteci olarak bizzat tanık olmuştum. Yani benim açımdan da oldukça anlamlı bir durum söz konusuydu. Ama bunlar bir sonraki yazıya. Bugün Bakan Akar’ın Ankara dönüş yolunda uçakta sorularımıza verdiği yanıtlar:
‘Yayılmacı olan Yunanistan’
Bizim bütün hareketlerimiz uluslararası hukuka, teamüllere uygun. Sorunlar var doğru ama biz bunları görüşmeler yoluyla çözelim istiyoruz. Alman Savunma Bakanı ile görüşürken, Yunanlıların “Türkler yayılmacı” iddialarına karşılık, “Lütfen tarihe ve haritalara bakın, 1832’den beri üç kat büyüyen bir ülkeden bahsediyoruz” dedim. Türkiye-Yunanistan problemlerini AB’ye ABD’ye mal etmeye çalışıyorlar. Bazı Batılı ülkeler boyuna, gücüne bakmadan Doğu Akdeniz’de rol kapmaya çalışıyor. Buralara girmek için Yunanistan’a şirin görünüyorlar. Doğu Akdeniz’de varım demek istiyorlar. Bizim deniz yetki alanlarımızı göz ardı etmeye çalışıyorlar. Bunlar AB içinde bazı üniversitelerce, siyasilerce üretilen, hukuka, teamüllere uygun olmayan şeyler. Libya ile yaptığımız deniz yetki alanları anlaşması önemli bir adım. Bu Libya’nın da lehine oldu. Yunanistan’ın Mısır ile yaptığı ise tamamen Mısır’ın aleyhine. Ortadoğu ülkeleriyle, Fransa’yla bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Biz de her şeyin farkındayız diyoruz.”
Milli Savunma Bakanı Akar, Ankara’dan başladığı Van-Başkale-Bakü-Fuzuli ve Şuşa’yı kapsayan 24 saatlik turda yazarımız Tunca Bengin’e konuştu.
‘NATO’ya zarar veriyorlar’
Biz Yunanistan’la NATO müttefikiyiz. İçinde bulunduğumuz ittifakta başka ülkeyle ikili savunma anlaşması yapılır mı? Yunanistan ABD ile yapıyor, Fransa ile yapıyor. Bu her şeyden önce NATO’ya zarar verir. NATO’nun bütünlüğü kalkar, çatlaklara yol açar. Müttefikler arasında oluşturulacak ittifaklar, NATO’nun 2030’lu yılların yeni güvenlik ortamına yönelik vizyonuna olumsuz etki yapar. NATO başarısının altında müttefikler arasındaki dayanışma ve güvenlik yatıyor. Sorun böyle zorlama ittifaklarla, saldırgan söylemlerle silahlanmayla değil, barışla, diyalogla ve iyi komşuluk ilişkileriyle çözülür. Gelin beraber konuşalım ve sorunları kendi aramızda çözelim diyoruz. NATO’ya zarar vermeden çözelim istiyoruz. Yunanistan’ın savunma ittifakları NATO için de rahatsız edici.
Dedeağaç’taki ABD varlığı
ABD bize karşı orada değil. Şu anda gördüğümüz bunların tatbikat amaçlı gelişmeler olduğu. Takip ediyoruz.
Kıbrıs’ta çözüm eşit iki devlet
Kıbrıs’ta çözüm için Türkiye’nin görüşü belli ve net. Eşit, egemen, bağımsız iki devlet. Ada’daki Türk varlığının kabul edilmesini istiyoruz. Bunda da kararlıyız. Çözüm için bunu kabul etmeleri gerekir. Biz bu şekilde barış ve huzur içinde yaşayan bir adadan bahsediyoruz. Onlar ise adayı kendilerine aitmiş gibi görüyorlar. Tarihe baktığımız zaman Ada hiçbir zaman Yunanlıların olmadı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve beraberindeki TSK komuta kademesini Şuşa’da kabul etti.
Yunanistan silahlanma sevdası peşinde koşuyor...
Yunanistan’ın aşırı bir silahlanma sevdası var. Fransa’nın teşvikiyle, yönlendirmesiyle silahlanma peşinde koşuyorlar. Hayal içindeler. Ama bu sevda çok zararlı bir sevda. Aldıkları silahların finansal desteğini sağlamaları mümkün değil. Bu, Yunan halkının var olan ekonomik sıkıntılarını daha da artırır. Bu silahlanma sevdasının kimseye yararı yok. Zaten sayısal olarak Türkiye ile denk olmak bir anlam ifade etmiyor. Çünkü matematik ve tarih ortada. 1919’da da İngiliz ve Fransızların teşvikiyle maceraya girmişlerdi. Sonucu malum: 9 Eylül 1922. Yunanlılar tarihten ders çıkarmalılar. Biz diyoruz ki silahlanma yerine barış olsun. Türkiye ve Yunanistan Turizm bakanları görüşsünler, daha çok nasıl turist gelir, nasıl getirilir onu konuşsunlar. Türk halkı da Yunan halkı da refah içinde yaşasın. Dışişlerinin istikşafi görüşmeleri istişari görüşmeler safhasında. Askerler olarak bir araya gelelim birlikte çalışalım dedik ve bunu başlattık. Güven Artırıcı Önlemler çerçevesinde iki kez biz Atina’ya gittik, bir kez onlar Ankara’ya geldi. Dördüncü temasımız için davetimizi yaptık, Ankara’ya bekliyoruz. Biz diyalog istiyoruz, konuşalım diyoruz. Ama orada nefret pompalaması var. Dostluk başladığında araya birileri giriyor, durum değişiyor. Sürekli provokatif eylem ve söylemlerle Türkiye-Yunanistan arasındaki dostluğu zedeliyorlar. Buna müsaade etmiyorlar.
‘Türkiye kimse için tehdit değil’
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölgesel ve küresel barışın, istikrarın teminatıdır ve kimse için tehdit değildir. Bunun yanı sıra dost ve müttefikleri için de güvenilir, güçlü ve etkin bir müttefiktir. Yunanistan’daki bazı siyasiler kendi şahsi ve ihtirasları doğrultusunda kendi ülkelerine, bölgeye, Türkiye’ye zorluk yaşatıyorlar. Çözüm yollarını tıkıyorlar. Uluslararası hukuk, iyi komşuluk, barışçıl yöntemlerle ve diyalog çerçevesinde sorunların çözümünü sağlamayı hedefliyoruz.
En samimi temennimiz; Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden de adil bir şekilde istifade ederek barış, refah ve güven içinde yaşamasıdır.
Ancak bütün iyi niyetli yaklaşımımıza rağmen komşumuzun provokasyon, hukuk dışı ve saldırgan söylemlerine devam ettiğini görüyoruz.
Geçmişte de Batı, Yunanistan’ı kullandı. Şimdi de Avrupa ne kadar problemleri varsa bunların üzerinden yapıyor, aynı şey yani.
Akar, düzenlediği basın toplantısı öncesi Azerbaycan Savunma Bakanı Orgeneral Zakir Hasanov’a böyle sarıldı.
FETÖ ile mücadele
MİT, Emniyet veya diğer kanallardan gelen yeni bilgi, belge ve veriler ışığında ve sıralı amir, komutanların tespitleri kapsamında mücadeleye aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Hainlerden temizlendikçe daha da güçleniyoruz. İcra ettiğimiz operasyonlar ve kapsamı genişleyen başarılı tatbikatlar güçlendiğimizin en açık göstergesi.
ABD’nin terör örgütlerine bakışı
ABD ile en büyük sorunumuz YPG/PYD. ABD’ye terörle, teröristle savaşta en çok tecrübeye biz sahibiz diyoruz. DEAŞ dâhil tüm terör örgütlerine karşı birlikte çalışalım, operasyon yapalım diyoruz. Ama tam tersine, onlar ‘Türkiye’nin operasyonları DEAŞ’la mücadeleyi etkiliyor’ diye ifadede bulunuyorlar. Anlamak mümkün değil. ABD’nin başta silah, mühimmat olmak üzere YPG/PYD’ye destek vermesinin yanlış olduğunu her platformda gündeme getiriyoruz. Oysa bir küresel güç olarak ABD, NATO müttefiki Türkiye’nin bölgesel gücüyle birlikte hareket etse, bölge barışına birlikte katkı sunulur ve bölgeye istikrar gelir.
F-35 ve F-16
F-35’ler konusunda heyetler arası görüşmeler yapılıyor. S-400 bahanesiyle 8 ülke ortaklıktan çekildi. Daha önce teslim edilen altı uçak da halen ABD’de. ABD’li heyet ile Ankara’da görüşmelerimiz oldu; müteakip toplantı ABD’de önümüzdeki dönemde yapılacak. Diyalog ve çalışmalarımız devam ediyor.
TSK’nın ihtiyaçlarının tespiti devamlı bir faaliyettir. Bu kapsamda F-35 projesinin de durumunu dikkate alarak F-16 Blok-70 Viper tedariki ile mevcut F-16 uçaklarımızın modernizasyonu konusunda teknik bir süreç başlatıldı. Bu bir tedarik süreci. Teknik düzeyde başlatılan çalışmada yeni uçak ve modernizasyon faaliyetinin Yabancı Askeri Satışlar (Foreign Military Sales) kapsamında yapılması planlanıyor.
Bu sürecin askeri, teknik, ekonomik ve siyasi boyutu var, ona göre belirlenecek. Çünkü aslında uçakların verilmesi NATO’nun da işine yarayan bir durum. Bizim sınırlarımız aynı zamanda NATO’nun da sınırı. Buraların güvenliğini biz sağlıyoruz. Onun için de yeni uçaklara ihtiyacımız var. Yani Türkiye’nin güçlenmesi NATO’nun da lehine. ABD de bunun farkında. Alamazsak diğer kaynaklardan bu ihtiyacımızı sağlamak zorundayız. Bu tedarik, NATO müttefiklerimizle birlikte çalışabilirlik bakımından da önemli ve gerçekleşmesi durumunda İttifak’ın gücüne katkı sağlayacağı açık.
YARIN: 30 YIL SONRA KARABAĞ