Yüksek tempolu, erte-lenme olasılığı dahil oldukça komplo teorili ve yasak ihlalleri açısından çok tartışmalı bir kampanya sürecinin sonuna geldik. Yarın sandık, yani demokrasinin gereği ve vatandaşlık görevi olan oy kullanma zamanı. Daha doğrusu, ülkenin geleceğine dönük kader anı... Çünkü kampanya süresince herkes eteğindeki taşı döktü, söylenecek olanlar söylendi. Şimdi sıra milletin ortaya koyacağı nihai kararda. O nedenle, bu seçim döneminde tüm adayların ve parti liderlerinin birleştiği tek ortak nokta olan “Herkes oyunu kullansın” vurgusu çok önemli... Hem halkın iradesinin tam yansıması hem de sandıktan çıkacak dengeler açısından. Özellikle de yarım ya da bir puanlık oynamalarla (artı-eksi) farklı olasılıkların söz konusu olduğu dikkate alındığında. Dolayısıyla da hangi adaya gönül verdiyse ya da hangi partiyi benimsiyor ya da destekliyorsa her seçmene öncelikle düşen görev, yarın sandığa gidip oy vermek. Yoksa sandığın sesinden sonra ne söylesen boş...
Tabii bu sorumluluk sadece oy kullanmakla da bitmiyor, bunun bir de sandığa sahip çıkma boyutu var. Şöyle ki bıçak sırtı dengeler nedeniyle tek bir oy bile çok kıymetli ve ufacık bir hata ya da olası manipülasyonda gerek Cumhurbaşkanlığı seçimi gerekse de yeni parlamentonun oluşumunda farklı tablolar ortaya çıkabilir. O nedenle de seçmen iradesinin sandığa girdiği gibi yansıması, yani oyların sayımı ve sandık sonuç tutanaklarına hile hurda karışmaması hayati değerde. Zira seçimde en hassas halka burası ve oylar sayılırken sandık başında olunmadığında tutanakların istendiği gibi tanzim edilebilmesi olası. Nitekim geçmişte buna dönük çok sayıda iddia oldu, tartışmalar yaşandı ve kafalar karıştı. İşte bunu önlemenin tek yolu da yarın sandığa, oylara sahip çıkmak ve gerekli itirazları zamanında yapmak. Yoksa hangi aday ya da parti olursa olsun iş işten geçtikten sonra şöyleydi, böyleydi demenin hiçbir anlamı yok. O nedenle de moralimiz bozuldu, yorulduk, kumanya gelmedi ya da beğenmedik deyip sandığa küsmek ve çekip gitmek lüksü söz konusu değil.
Açıkçası, trafoya, sandığa “kedi” girme olasılığına karşı öncelikle tutanağın doğruluğundan emin olmak şart. Sonrası ise o tutanakların SEÇSİS’e (Seçim Bilişim Sistemi) girildiği anda sisteme internet üzerinden senkronize biçimde bağlı olan tüm partilerin verileri görüp yapacağı incelemeyle bağlantılı bir durum. Çünkü tutanağın yanı sıra çetele denilen oy sayım cetvelinin fotoğrafları da taranarak sisteme konulacak. Bu da çeteledeki verilerin sandık sonuç tutanağına doğru girip girmediği veya manipüle olup olmadığının kontrolü demek. Bu arada sandık başındaki partili üye ya da müşahitler tarafından alınan ıslak imzalı sandık sonuç tutanağı nüshasıyla YSK verilerinin doğruluğunu da test etmek mümkün. Yani sonuçların daha sağlıklı, hatasız olması için birkaç aşamalı bir kontrol mekanizması söz konusu. Tabii sandığa sahip çıkılmasıyla doğru orantılı olarak.
Özetle, yarın her seçmene düşen görev oy vermek ve sandığa sahip çıkmak. Sonrasında da kim kazanırsa kazansın ülkenin birliği, beraberliği ve geleceği için omuz omuza vermek...